Recep Akakuş'un köşe yazısı.

C-İNEGÖL’ DE İSHAK PAŞA İMARET CAMİİ:İshak Paşa İmaret Camii, 1469 Yılında Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu İsabeyzâde Sadrazam İshak Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. İkinci defa sadrazam olduğunda da 1483 Yılında bu İmaret Camii’ ne, bir de medrese ilâve ettirmiş ve halkın hizmetine sunmuştur.

İshak Paşa, sadaretten azledilerek 1483 Yılında Selânik valili- ğine atandıktan sonra da burada görkemli bir İmaret Camii yaptırmıştır ki minaresinin gövde kısmı hariç, söz konusu mabed, günümüzde harap bir halde izci teşkilat merkezi olarak kullanılmakta ise deArapça kitabesi dahil- günümüze aynen orijinal yapısıyla intikal eylemiştir. Birinci ciltte yer alan planında görüldüğü üzere; İshak Paşa’nın Selânik’te inşa ettirmiş olduğu İmaret Camii, Yan cenahlarda yer alan mekânlar açısından İnegöl’ deki imaret camii’nden biraz farklıdır.

İnegöl’ deki İshak Paşa İmaret Camiinde kanatlarda; dışla irtibatı olmayan birer adet kapalı mekân bulunduğu halde Selanik’teki İshak Paşa İmaret Camii’nde kanatlarda hem yek diğeriyle ve hem de dış bahçe ile irtibatlı ikişer adet kapalı ve de şömineli mekânlar yer almıştır.

Ön tarafında son cemaat yerinde yer olan revak bölümünü örten kubbe ve kemerler, İnegölde olduğu gibi tuğla ayaklara değil, mermer sütunlara dayandırılmıştır.

İshak Paşa, 1487 Yılında vefatından önce İnegöl ve Anadolu’da yer alan hayrî tesislerinin işletme masraflarını karşılamak üzere 1486 Yılında re’sen bir vakfiye düzenletip mahkemece tescilimi yaptırtmıştır. Vasıyyeti gereği ölümünden sonra da naşı, İnegöl’e getirilip defnedilmiştir. Diğer yandan Selanik ve civarında yer alan hayri eserleri ile bağlantılı olarak da ölümünden sonra-varislerinin talebi üzerine 1487 Yılında ikrârî bir vakfiye düzenletilmiş ve mahkemece tescili yapılarak yürürlüğe konmuştur.

Tescili yapılan her iki İshak Paşa vakfiyesinde yönetim, “evladiyyet sistemi” ne göre İshak Paşa ve evladına verilirken nezaret ve yapılması ön görülen hizmetler, “whl-i vezâif” diye anılan İshak Paşa’nın âzadlılarına bırakılmıştır ve hizmet cihetleri arasında da “hitabet ciheti”, yer almamıştır. “Tomar” şeklinde olan vakfiyelerden 1486 tarihli olan İshak Paşa vakfiyesi, “sülüs” bir hat ile kaleme alınmış iken 1487 tarihli Selânik vakfiyesi, varislerinin isteği üzerine; İshak Paşa’nın ölümünden sonra bir “ikrârî-vakfiye” şeklinde düzenlemiş; kırık bir “tâlik hat” ile Kaleme alınmış ve de tescili yapılmıştır.

İshak Paşa’nın üç oğlundan Halil İbrahim Bey, İshak Paşa’nın ölümünden sonra İnegöl’den ayrılmış ve Selânik Şehrine yerleşmiştir. Pîrî Ahmet Çelebi ise Sultan II. Bayezid, daha Amasya’da sancak beyi iken onun maıyyetinde yer almış ve husûsî defterdârı olarak onunla birlikte İstanbul’a gitmiş ve buraya yerleşmiştir. Halen İstanbul’da Fındıkzâde semtinde bulunan Lütuf Paşa Sokağı’nda ki Pîrî Ahmet Çelebi Mescidi, günümüze intikal etmiş ve de ibadete açıktır. İshakpaşazâde Pîrî Ahmet Çelebi, vefat ettikten sonra mescidinin hazîresine değil de Fatih semtinde Sofular Camii karşısında yer alan Ekmelüddin Tekkesi’nin hazîresine defnedilmiştir. Üçüncü oğlu Şâdî Paşa da Yavuz Sultan Selim, Trabzon sancak beyi iken onun maıyyetinde yer almış; Amasya sancak beyi Şâdî Paşa ünvanı ile şöhret bulmuştur. Sert mizaçlı bir kişiliğe sahiptir.

Kanûnî Sultan Süleyman (1520 1566) devrinde emekliye sevkedilmiş ve kendisine dirlik olarak verilen Biğa’ ya yerleşmiştir. İshak Paşa’nın zevcesi Tacünnisâ Sultan Hatun ile Hafsa ve Şehzade isimli iki kızı, İnegöl’de baba ocağında kalmışlardır. Hâlen İnegöl’ de İshak Paşa Camii bahçesinde yer alan Tâcünnisa Sultan Türbesi’nde valideleri ile birlikte İshak Paşa’nın bu iki kızı, ebedî uykularını uyumak tadırlar.

Selânik valisi iken 1487 yılında vefat etmiş olan İshak Paşa, öldükten sonra nâşının, İnegöl’deki camii’nin hazîresinde kendi adına yapılacak müstekıl bir türbeye defnedilmesini vasıyyet etmiştir. Ancak o günkü siyâsî kojöktör gereği, nâşın İnegöl’ deki camii’nin haziresine defnedilmesine müsâade edilmş ise de adına müstekıl bir türbe yapılmasına müsâade edilmemiştir. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR