Babana Pardon De!
Yakın zamanda bir öğrenci ile öğretmen arasında yaşanılan bir soruna dikkat çekeceğim…

Bir öğretmenin öğrencisine yaşattığı bir sorun demek, daha doğru olur.

Sınıfta kendi aralarında konuşan öğrencileri; “konuşmayın” diyerek uyarır öğretmen.

Kendi aralarında konuşan öğrencilerden biri; “Pardon öğretmenim” diyerek öğretmeninden özür dilemeye çalışır.

Ancak öğretmenin öğrenciye verdiği cevap akıllara ziyan…

“Babana pardon de, bana değil…“ şeklinde hiç beklenmedik bir cevap veriyor öğretmen öğrencisine…

Öğrenci donup kalır.

Neye uğradığını şaşırır.

Öğrenci, beklenmedik bu durum karşısında öfkelenir, sinir krizi geçirir.

Ağlamaya başlar.

Ölmüş babamdan ne istiyorsunuz?

Babamı niye karıştırıyorsunuz? şeklinde üzülerek sitem eder öğrenci…

Öğretmen; “Babanın öldüğünü bilmiyordum” dese de artık nafile…

Rüzgar dalı kırmıştı…

Artık yüreği yangın yeri, gözü yaşlı ve kalbi kırık bir çocuk vardı karşısında.

Öğrenci; “Nasıl bilmezsiniz her sene başında aile bilgilerimizi niye istiyorsunuz?”

Bizden isteğiniz bilgileri neden bilmiyorsunuz?

Öğrenci, o kadar haklı ki?

Bırakın sene başında istenilen bilgilerin bilinmesi…

Öğrencisini tanımayan bir öğretmen, öğrencisine nasıl faydalı olabilir?

Öğrencisinin hikayesini bilmeyen öğretmen, öğrencisine ilham olamaz, ona başarı hikayesi çizemez.

Ona dokunup onu “var” edemez.

Sadece yoklamada öğrenciyi var yazmak yeterli değil.

Daha doğrusu öğretmenlik bu değil.

Öğrencisini gönlünde var etmemiş bir öğretmen, yoklamada öğrencisini var yazmanın bir anlamı kalmıyor.

Bu talihsiz durum dışında zaman zaman bazı öğretmenler; anneler günü, babalar günü kutlayabiliyorlar.

Ya da sınıfta anneler ve babalar günü vurgusu, sohbeti yapılabiliyor uzunca…

O anda annesi ve babası olmayan çocukların sessiz sedasız ne düşündükleri ve ne hissettikleri, hiç farkında bile olunmuyor.

Daha doğru ifade ile o öğrencilerden haberdar bile değil bazı öğretmenler.

Böylesi durumlarda annesiz babasız çocukların ruhu nasıl da yaralanıyor, nasıl da incinip üzülüyor bir bilseniz.

Biliyor musunuz, yurtlarda kalan çocuklar, ranzalarına; “Anne ve baba” diye kazıyorlar.

Sınıfta her konuda anne baba vurgusu yapmaktan kaçınmalıdır.

Annesi ölen, babası ölen hatta hem anne hem de babası ölen çocuklar var.

Dahası anne babası boşanan çocuklar var. Boşanıp çocuğu ile hiç iletişime geçmeyen anne babalar var.

Boşanınca eş olmayı bırakmakla birlikte anne babalığı bırakan eşler var maalesef.

Peki, anne baba denilmesin de ne denilsin?

Bütün zamanlarda “veli” denilmeli. Veli denilmesi hiçbir çocuğu incitmez.

Oysa yaşanılan her sorun üzerine ne çok; “Yarın baban veya annen okula gelsin” deniliyor.

Anne baba yerine “Velin okula gelsin” demeye öğretmenler dilini alıştırmalı.

Bu arada pardon denilmesinden neden bu denli rahatsız olur bir öğretmen?

Bu da ayrıca bir soru işareti…

Çocuk küfür etmiyor, saygısızlık etmiyor o anda konuşmaması gerektiğini anlayıp özür diliyor.

Pardon da! pardon demekte ne var?

@msahmarhan
Eğitimci-Aile Danışmanı