Ahıska Türkleri Anadolu’nun Kafkasya’ya açılan kapısında 1944 yılına kadar varlığını sürdürmüş bir Türk topluluğudur. Yaşadıkları bölgede birçok kültürle karşılaşmışlar. 1944 sürgünü sonrasında Kazak, Kırgız, Özbek, Rus ve diğerleriyle tanışmışlardır. Günümüzde Ahıska Türklerinin kültüründe bu göçlerin kültürel izleri görülse de genel itibarıyla Ahıska Türklerinin kültürel yapısı değişmemiş ve sosyal yapısı güçlü kalmaya devam etmiştir. Gerek din gerek dil gerek kültür değerleri yaşatmayı, genç nesillere aktarmayı bilen bu topluluk, dünyanın birçok ülkesinde dağınık yaşamalarına rağmen hala bir bütünlük içinde varlığını sürdürmektedir. Sürgüne uğramış halklar arasında yer alan, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen kimliğini muhafaza etmeyi başarabilmiştir Ahıska Türkleri.
Ahıska Türkleri sürgün yıllarında genellikle azınlıklar olduğundan ve diğer milletlerden ayırmak için kendilerine “ Bizim Şennik” yada “Bizim Millet”olarak adlandırmışlardır. Ahıska Türklerinde nesilden nesile aktarılan örf ve âdetler toplumsal yapının ve kültürün önemli kuvvet noktalarından biri olmuştur. Ahıska Türklerinde saygı duymak, hoşgörü, anlayış, ahlak, yaşam tarzı gibi pek çok manevî duyguyu içinde barındıran bu örf-adetler günümüze kadar da varlığını sürdürmüştür. Ancak sanayi toplumunun getirdiği hayat tarzı ve modernleşme çabaları, bazı örf ve âdetlere karşı aleyhtarlığını artırmıştır. Sanayi toplumuna kadar toplumumuz saf kalsın, bozulmasın diye kız istemeler genellikle kendi içlerinde yapılır dışarı kız verilip alınmazdı. Bu sebeple Ahıska Türkleri birbiri ile kan bağı ile bağlı olup akraba düşmüşlerdir. Ancak Sanayileşmenin etkisiyle görücü usulüyle yapılan kız isteme geleneği, günümüzde nispeten değişmiş; gençler artık dışarıdan kız almaya başlamıştır. Diyebiliriz ki artık yavaş yavaş Türk toplumuna entegrasyonu ve asimilasyonu gerçekleşmeye başlamıştır.
Ahıska Türkleri sadece kültürünü, dilini, kimliğini korumayı başarmamış, aynı zamanda çok eski zamanlardan beri çalışkanlığı, vatanına, devletine sadakati ile de tanınmıştır. Bu anlamda Ahıska Türkü her bir fert, devletine veya devlet politikası aleyhine yasadışı eylemlerde bulunmamış, vatandaş olarak üzerine düşen vatani görev de dahil olmak üzere her türlü görev ve sorumluluklarını yerine getirmiştir. Yasalara saygı duyan, anarşist ve şovinistlikten uzak duran Ahıska Türkleri sürgün edildikleri memleketler de dahil olmak üzere tarım, hayvancılık ve zanaatkarlıkla uğraşarak kısa zamanda ekonomik olarak iyi bir yaşam şartlarını elde etmişlerdir. Ahıska Türklerinin en büyük özelliği onların çalışkan olmasıdır. Özellikle tarım ve hayvancılıkta oldukça mahir olan Ahıska Türkleri plan ve program dahilinde gerekli şartların oluşturulması halinde ülkenin tarım ve hayvancılığına katkıda bulunabilecek kapasitesinin olduğu söylenebilir. Dilencisi olmayan, dilenciliği kendilerine yakıştırmayan, sağ salim olunduğu sürece başkalarına muhtaç yaşamayı ar kabul eden bir millettir Ahıska Türkleri.
Ahıska Türklerinin kendilerine etnik olarak kim oldukları sorulduğunda da verilen yanıtlar Türk’üm, Ahıska Türkü’yüm, Osmanlı Türkü’yüm, Müslüman Türk’üm şeklinde olmaktadır. Sovyetler Birliği döneminde de Ahıska Türkleri kendilerini Türk veya Kafkas Türkü olarak adlandırırlardı ve genellikle kompakt yaşamayı tercih etmek zorunda kalmışlardı. Günümüzde de bu şekilde kompakt yaşamaya devam ettiklerinden yerli nüfusa çok azı hariç asimile olmamışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti Ahıska Türklerine ayrıcalık tanımıştır. Bu anlamda Türkiye'de Ahıska Türkleri, basitleştirilmiş bir program kapsamında oturma izni almakta ve sonra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına (istisnai vatandaşlık) kabul edilmektedirler. Bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk halkına Ahıska halkını etnik Türkler olarak tanıdığı için Ahıska Türkleri olarak minnettarız.
Muhiddin CAN
Türkiye/Bursa/İnegöl/Alanyurt/Fatih Mah.