Eskiden okullarımızda Türkiye’nin jeopolitik konumundan , Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin çok olduğunu bu nedenle de Türkiye’nin uyuyan bir dev olduğundan bahsederdik.Bugün geldiğimiz noktada evet yeraltı ve yer üstü zenginlikler önemli hatta su çok önemli bundan sonraki savaşlar su yüzünden çıkacak.Ancak Türkiye”nin en büyük hazinesi ham Bor veya ham petrol falan değil. Türkiye”nin en büyük hazinesi iyi eğitim almış yetişmiş insan gücüdür. Artık son yıllarda bilgi daha önemli olmaya başladı ;bilgi çok üretiliyor ve çok hızlı bir şekilde tüketiliyor. Dolayısıyla bilgiyi, aklı, teknolojiyi kullanan milletler diğer milletlerin önüne geçmeye başladı.
Bu nedenle bilim insanlarına, düşünen üreten soran sorgulayan insanlara hak ettikleri değeri vermek durumundayız. Atalarımız “saz dinlenildiği yerde çalınır” derler dolayısıyla bilgiyi üreten, onu uygulamaya sokan değerlendiren bilim insanlarımızı el üstünde tutmalıyız. Cenab-ı Allah’ın yaratmış olduğu insan bizim için bir mesajdır.İnsanı ayakta tutan, yaşatan en önemli iki organ vardır.Bunlardan biri kalp biri de beyindir .Yaratan düşünme organımız olan beyni,en sağlam yer olan kafatasının içine koymuş yine hayatı devam ettiren kalbimizi kaburga kafesinin içinde korumaya almıştır.Bizler de bu ülke için çalışan, değer üreten bilim insanlarımızı en az kalp kadar beyin kadar korumalıyız. Eğer sizler korumazsanız onları koruyacak başka ülkeler çıkacaktır.
“Bilim rağbet gördüğü yere göç eder” Bilim insanları rağbet gördüğü yerlere göç etmektedirler. TÜRKSAT A.Ş. eski genel müdürü Osman Dur hocanın konuşmasından birkaç cümle ile devam ediyoruz: “Bizde araştırma merkezleri yok. Laboratuvarlar var. Anahtarı hocanın cebindedir. 10 hoca varsa birbiriyle savaş halindedirler. O ötekinin asistanını sokmaz laboratuara, Öteki başkasının… Amerika’da böyle değil. Herkesi Amerika için çalıştırıyorlar.
Araştırmaların Anadolu’ya yayılması lâzım. Fark yaratacak vizyonla araştırma gerek.Beyin gücünü, akıl gücüne katmadan, alın teri ile bir yere gidemezsiniz. Tıp, Uzay, enerji, otomotiv sektörlerine kadar gürül gürül araştırma yapmalıyız.Osman Dur hocanın söylediklerinden anlayabildiklerim;
1.Hedef odaklı araştırma yapalım.
2.En iyi bilenlerle çalışalım.
3.Araştırma yapmak isteyeni kıskanıp köstek olmayalım.
4.Araştırmacıları derslerden biraz muaf tutalım… Onlar araştırmaya odaklansınlar.
5.Filancanın yaptığının nasıl başarıldığını araştırmadan öte kimsenin yapmadığını araştırıp sonuçlandıralım.
Başarırsak başkaları bizim yaptığımızı buluncaya kadar arayı açarız… Yüksek Elektrik Mühendisi işadamı İdris Yamantürk’ün bir uyarısıda çok önemli. “Eğer bir hamal pazu gücüyle zengin olacağını düşünüyorsa hayal görüyordur. Biz hayal görmekten kurtulup bilgi üretmek, bilgiye dayalı üretim yapmak, katma değeri yüksek ürünler yapmak zorundayız.”
Onlar herkesi Amerika için çalıştırmayı başarıyorlarsa biz de herkesi Türkiye için çalıştırmanın yolunu bulmalıyız. önce Bilimin Finansmanı için “BİLİM TEKNOLOJİ SANDIĞI(FONU)” oluşturmalıyız .Bu fonu Dünyaya ilan edelim: “Araştırma konularınızı Araştırma Merkezimize getirin,destekleyelim.”diye. O zaman Hintli, Çinli, Fars, Arap, Rus, Fransız, Alman projesini koltuğuna alıp araştırma merkezinin yolunu tutacaktır. O zaman Amerika’ya “haddini bil”, Rusya’ya “Çizmeden yukarı çıkma”, İngiltere’ye “Entrikanı başına çalarım!” demek mümkün olacaktır. Gündelik siyasetle değil uzun vadeli hedeflerle meşgul olabilirsek 20-30 yıllık bir çalışma ile mümkündür. Gelirimizin yüzde birini bilimin finansmanına ayırmamıza CIA-MOSSAD v.b. engel olamaz.
10 yıl önce Yurt Dışı Bilim İnsanları Çalıştayın da birisi şöyle diyordu; “Harvard’da masanın etrafında beş kişi araştırma konumuzu tartışıyorduk. Etrafıma şöyle baktım. Hiçbirimiz Amerikalı değiliz. Ama çalıştığımız konu Amerika’nın olacak.” Argonne Ulusal laboratuarı(ABD Enerji Bakanlığı için Chicago Üniversitesi Argonne LLC tarafından işletilen bir bilim ve mühendislik araştırması laboratuarıdır) benzeri bizde ne zaman olacak? “Max Planc Enstitüsü” (1948 te Almanya’da kurulmuş) benzeri araştırma enstitümüz niçin yok? Kapattırılan Silivri’deki “Nazım Terzioğlu Matematik Araştırmaları Enstitüsü” ne zaman açılacak?
Gelin gündelik siyasetin değil bu işlerin takipçisi olalım.
Bilime hizmet eden bütün bilim insanlarımıza saygılarımla ,sağlıkla kalın iyi haftalar diliyorum.