Mehmet Arif Selim'in Köşe Yazısı
Hem yapıldığı 24 Ağustos 2016'daki şartlar, hem de sonuçları itibarıyla tarihi bir destandır Fırat Kalkanı Harekatı.
15 Temmuz 2016'da Türkiye işgal edilmek istendi, FETÖ hainleri aracılığıyla. Bu işgal planı, Erdoğan komutasında millet tarafından yırtılıp atıldı.
15 Temmuz planları suya düşen emperyalist güçler, yeni planlarını devreye soktular. FETÖ kuklaları ülkemize diz çöktüremeyince bu kez PKK-YPG, DEAŞ ve diğer terörist kuklalarını kullanarak ülkemizi bölmek ve güneyimizde terör devleti kurmak için harekete geçtiler.
15 Temmuz'un devletimize, ekonomimize ve ordumuza çok hasar verdiğini, devletimizin ve ordumuzun uzun süre kendune gelemeyeceğini sandılar. Ordudan binlerce FETÖ haini subayın atılmış olması nedeniyle, ordumuzun harekat kabiliyetini kaybettiğini sandılar.
İşte böyle bir ortamda yapıldı Fırat Klakanı harekatı. Harekat 24 Ağustos'ta başlatıldı. Bu tarih, emoeryalist güçlere açık bir mesajdı. 24 Ağustos 1516'da, Yavuz Sultan Selim Mercidabık Zaferi'ni kazanmıştı ve Suriye-Filistin'i ele geçirmişti. Emperyalistlerin teror devleti kurmak istediği yer idi Suriye toprakları.
Bitti sanılan ordumuz, aylarca sürdürdü harekatı. Sonuçta; yaklaşık 4 bin DEAŞ, 2 bin PKK militanı gebertildi. Ülkemizin içinde patlayan bombalar engellendiği ve terör sınırlarımız dışına püskürtüldüğü gibi, emperyalistlerin terör devleti hayali de parçalanmış oldu.
Artık terörle mücadelede yeni bir strateji uygulamaya başlıyordu devletimiz, "terörü kaynağında kurutmak" Başka bir deyişle, sineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmaya, kuklalarla mücadele kadar kuklaların sahipleriyle mücadeleye odaklanıyorduk.
Ardından yapılan Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe, Pençe-Kilit gibi harekatlarla teröre ve teroristlerin sahiplerine büyük darbe vuruyorduk.
Bunun neticesinde, terör örgütleri ülke içinde bitme noktasına geliyordu. Bir zamanlar, 20-30 bin olarak ifade edilen PKK'lı terörist sayısı, ülke içinde 100'ün altına düşmüş durumda.
Sınır dışında ise DEAŞ tehdit olmaktan çıkarıldığı gibi, PKK'nın sınır dışı kampları yerle bir ediliyor.
Son yedi yılda 38 bin terörist etkisiz hale getirildi. Yüzlerce sözde üst düzey terörist, nokta operasyonlarla etkisiz hale getirildi, getiriliyor.
Eğer bu mücadeleler verilmeseydi, bağımsızlığımız ve toprak bütünlüğümüz falan klamayacaktı, Suriye'den de beter hale gelecektik. Bu nedenle bunları unutmamak zorundayız.
Tüm bu mücedelelerde ve başarılarda, ülke menfaatlerine göre hareket eden, bağımsız devlet gibi kararlar almamızı sağlayan siyasi iradenin rolü çok önemliydi. Başta Erdoğan'ın liderliği olmak üzere bu siyasi iradeyi unutmamalıyız.
Tüm bu mücadelelerde, savunma sanayimizdeki yerli ve milli silahların buyük payını unutmamalı, bazen canları pahasınada olsa bu alanda çalışan kahraman mühendislerimizi unutmamalıyız.
Tabii ki her şeyden önemlisi, bu toprakların vatanımız olarak kalması için can veren şehitlerimizi ve gazilerimizi asla unutmamalıyız.
En zor zamanda bile, emperyalistlerle ve onların köpekleri olan FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle başarılı bir şekilde mücadele eden ve etmeyede devam eden bu büyük devletin, bu büyük milletin bir ferdi olmaktan gurur duyuyorum.
Devletimiz bu kadar badireler atlatırken, bu mücadelelere destek vermek bir yana, köstek olan batıkafalı işbirlikçilerden nefret ediyorum.
Emperyalist amaçlarla pek çok ülkeyi bölen ve ülkemi de bölmeye çalışan ikiyüzlü batılı devletlerden de nefret ediyorum.
Batılılara kuklalık yapan FETÖ ve PKK teröristlerinden ise daha çok nefret ediyorum.
Yedi düvele karşı, yüzlerce yildır, yüzlerce zafer kazanan bu millete diz çöktürebileceğini sananlara; Malazgirt, Haçlı Seferleri, Varna, Kosova, Niğbolu, İstanbul, Mohaç, Mercidabık, Ridaniye, Çanakkale, Kut'ul Amare, Büyük Taarruz, Sakarya, Kıbrıs,15 Temmuz, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Karabağ, Pençe, vb daha nice olayı, unutmamaları için, günde en az üç kez, tok karnına omumalarını tavsiye ediyorum.
Batının kuklası olan FETÖ, PKK ve diğer işbirlikçilere de, hainler için yaşasın cehennem diyorum.