Ülkemiz her zaman olduğu gibi son zamanlarda da yine tarihi süreçlerden geçiyor. Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğunun Birinci Dünya Savaşına girmesi ve savaşın uzun yıllar sürmesi ve nihayetinde Anadolu’nun dahi birçok yerinin itilaf devletleri tarafından işgal edilmesi ile Osmanlı İmparatorluğu dağılma ve parçalanma sürecine girmişti. Anadolu toprağının Türk yurdu olarak kalması için başta Mustafa Kemal Atatürk ve vatansever silah arkadaşları canla başla gecesini gündüzüne katarak üzerinde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bağımsızlığını bize emanet olarak bırakabilmişlerdir. Bu anlamda çaba sarf eden, bu yolda şehit ve gazi olan bütün vatanseverleri saygıyla anıyorum, Allah rahmet etsin, mekânları cennet olsun, ruhları şad olsun.
Ülkemizin kuruluşu, kurtuluşu ve bağımsızlığı koltuklarda oturup göbek kaşıyarak, davul zurna çalarak sağlanmadı. Bu yolda yedi düvele karşı mücadele edildi, çok çetin ve çetrefilli yollardan geçildi ve birçok şehit ve gazi verildi. Bizlere düşen birinci vazife şehitlerimizin ve gazilerimizin verdikleri çabalara saygı duymak, vatanın bağımsızlığı ve bütünlüğü için gecesini gündüzüne katarak çalışmak, her alanda eğitim almak, araştırmak, yeni ürünler bulmak, üretmek ve bu eşsiz vatanı muasır medeniyet seviyesine çıkarmaktır.
1978 yılında bilmem hangi emperyalist güçlerin destekleri ve emelleriyle kurulan terör örgütü, 47 yıl sonra silahları bırakma ve kendisini fesih etme kararı aldı. Bu karara her Türk vatandaşı, yüreğinde azıcık vatan sevgisi ve insan sevgisi olan herkes sevinir. Bu karara sevinmeyenler ve bu kararı desteklemeyenlerin vatanseverliğinden şüphe ederim. Terör örgütü ve türevlerinin silah bırakması ile ülkemizin önüne ciddi anlamda birçok fırsatların çıkacağı bilinen bir gerçek. Buraya kadar yazdıklarımız işin özeti ancak işin bir de görünmeyen gerçekleri var ki o insanı tedirgin ediyor. Bu tedirginliğin başında işin sulandırılacağı şüpheleri zihinlerde dolaşıyor.
11 Temmuzda sembolik anlamda yakılarak bırakılan silahların seri numaralarının alındığı söylendi ama balistik incelemesinin yapılıp yapılmadığı söylenmedi. Öncelikle imha edilen ve edilecek bütün silahların seri numaralarının alınmasının yanında balistik incelemelerinin de yapılmasının ileride aydınlatılmak istenen siyasi cinayetlerin ve faili meçhul cinayetlerin çözümünde çok önemli ipuçları verebilir. Balistik incelemeleri yapılmadan teröristlerin silahlarını imha etmeleri, ülkemizde işlenmiş birçok faili meçhul cinayetlerin ve siyasi cinayetlerin üzerinin küllendirileceği anlamına gelir.
Bir Türk vatandaşı olarak ülkemizin kanını kene gibi emen terör örgütünün silah bırakmasını ve kendini fesih etmesine sevindiğim gibi büyük bir memnuniyetle de karşıladığımı belirtmek istiyorum. Şunu da açıkça ifade etmek gerekiyor. İktidarın, seçim zamanlarında muhalefet partilerine karşı yaptığı eleştirilerin hepsini kendisinin yapmasına insan akıl sır erdiremiyor. Cumhurbaşkanımızın 12 Temmuzda yaptığı konuşmada bu işin çözümü için üç partinin adını söylemesi ve diğer partilerin isimlerini es geçmesi sürecin sağlıklı yürümeyebileceğinin işareti gibi. Öncelikle bu sürecin sağlıklı ve sorunsuz devam etmesi için TBMM de grubu bulunan ve bulunmayan bütün partilerin elini taşın altına koymaları istenmeli, silah bırakma ile ilgili süreç ortak akılla takip edilmelidir.
Seçim zamanı iktidar cenahı, muhalefet cenahına verdi veriştirdi. Öyle ki terör örgütünün siyasi parti ayağı ile görüşen muhalefet partileri adeta tefe konuldu. 9. Cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel ‘Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir.’ diyerek, siyasi partiler ve insanlar arasında ki iletişime dikkat edilmesi gerektiğini bir aforizma olarak Türk siyaseti diline sokmuştur. Her işte olduğu gibi siyasette de bir omurga olmalı, insan tükürdüğünü yalamamalı. Türk siyaset tarihinin işleyişinde ki omurgasızlık adeta insanlarımızın yaşam tarzlarının kopyası oldu, insanlardan omurgalı davranış beklemek hayal oldu. Üzüm üzüme baka baka kararırmış. Ne demişler ‘Büyük lokma ye, büyük laf etme.’ Son zamanlarda Türk siyaset tarihinde yapılanlara ve yaşanılanlara bakıldığında, bunun objektif olarak analizinin yapılması halinde ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.
ÖZER YILMAZ