Geçtiğimiz hafta tüm Dünya’nın gözleri önünde İran-İsrail füze (Teknoloji) savaşları yaşandı. İslam alemi olarak İran’ın israil’e haddini bildirmesine; demir kubbenin delik kubbeye çevrilmesine çok sevindik. İran’daki Teknoloji ile gurur duyduk. Daha büyük füzeleri ve gelişmiş teknolojisi olan ABD ‘’Ben sizin babanızım ben ne dersem o olur’’ diyerek savaşı bitirdi. Bu savaşla birlikte bir kez daha bilim ve teknolojinin önemini hatırlamış olduk. Ülkemize dönüp baktığımızda nelerle zaman kaybediyoruz düşünmemiz lazım.
Aydınlar mı okuryazarlar mı demek daha uygun kararı siz verin. Bazıları aklı, bilimi, geleceği, yeni projeleri çalışmak, araştırmak varken bildikleri eski türküleri söylemekten vazgeçemiyor. Necip Fazıl şöyle yaşamış, Osman Yüksel Serdengeçti böyle etmiş, Nazım Hikmet şurada ölmüş… "Atatürk-Osmanlı, kim ne giydi, ne yedi içti" gibi tartışmaların kime ne faydası var? Durmadan geçmişin üzerinde tepinmenin, içi boş sloganların, ayrışmanın bu ülkeye hayır getirmediği belli. Geçmiş iyisiyle kötüsüyle geçmişte kaldı. Bunu değiştiremeyiz. Ama geleceğe yön verebiliriz.
İşte MİLLİ Eğitimimiz'in ilk ve tek sorunu ;Geçmişte yaşamak. Bir türlü, kökleri mazide kafası, beyni gelecekte olan, geleceği kurgulayan nesiller yetiştiremiyoruz. Maalesef milli aydınımız yok gibi. Rahmetli Prof.Dr Orhan Türkdoğan bu konuda kitaplar yazdı, konferanslar verdi. Ne Hükümetler ne de devlet mekanizması dönüp bakmadı bile.Toplumdaki her ferdin özel ilgi alanları mevcut. Daha çok önem verdiği üzerinde kafa yorduğu dikkatini daha çok harcadığı hayatının saatlerini harcadığı ve bundan ziyadesiyle zevk aldığı heyecan duyduğu değişik imge, simge, fikir,olay meta v.s mevcut. , Birileri hakim güç veya toplum mühendisleri bunları sınıflandırılmış ve kitleler yaş ve duygularına göre bu sınıflandırma içinde birbirleri ile cebelleşip çokta güzel zamanlarını harcıyor.
Bunları örnekle anlatırsak, bu zaman çalmanın bir metodu, Futboldur. Milyonlar her hafta toptan topçulardan, hakemlerden, eskilerden bahseder ve milyar saatler boşa harcanır. Halbuki, onlar bile bile konuşturulsun dikkatleri dağıtılsın, gerçekleri araştırıp kaymak bal tabakaya bulaşmasınlar diye bile bile bir çok yanlışlar yaptırılır. Düzgünce işler yapılmaz. Zaman çalmanın diğer metodu, Tarihteki yanlış bilgiler iftiralardır. Belgeli belgesiz herkes konuşur, belge ortaya koysan dahi anlamak istemezler. Zaman çalmanın diğer metodu sağlık, dini konulardır, siyaset ve siyasilerdir.Bu şekilde kitleleri etkileyen ve zamanlarını çalan çok değişik işler sürekli ortaya atılıp milletlerin uyutulması için beyinler çatışma içine sokulur.
Aslında, gençlerimiz küçük yaştan itibaren, bu tür tehlikelerin olduğu, bunlarla vakit geçirilmeden gerçeklerle yüz yüze baş başa kalıp faydalı işler yapmanın ilk görevlerimizden biri olduğu şeklinde eğitilir, öğretilirse, en azından gereksiz ve faydasız işlerden kaçmayı öğrenerek, başkalarını da meşgul etmeden faydalı işler üretirler.
Bundan sonra hepimiz her dır dır edene şunu demeliyiz.
Bu dırdırın , bu bıdı bıdıların ülkemize bize ne faydası olacak ?
Sağlıkla kalın iyi haftalar dilerim.