Gündem, TFF’nin arı kovanına soktuğu çomak.. Hakemlerle başlayıp futbolculara, oradan yönetici ve futbol camiasının tümüne sirayet eden binlerce kişinin bizzat tespit edildiği bahis skandalıyla çalkalanıyoruz birkaç gündür.
TFF başkanı sayın Hacıosmanoğlu’nu yürekten kutluyorum…. Bu süreçte tehditlere, sabotajlara maruz kaldığını açıkladı kendisi, “memleketime baksınlar, nüfusa kayıtlı olduğum yeri öğrensinler, neler yapacağımı görürler. Ucu nereye dayanırsa dayansın, sonuna kadar gideceğim. Azdan az, çoktan çok gider…” Bu açıklama da, bu bakış açısı da gururlandırdı, ümitlendirdi doğrusu…
Yüzlerce hakem, kendi adlarına hesap açıp kendi maçlarında dahi bahis oynamışlar, pervasızca… Maç sonuçlarına nasıl tesir ettikleri inceleniyor, savcılık adli, TFF idari soruşturma başlatmış ilgiyle takip ediyoruz. Peyderpey binlerce futbolcu ismi açıklanıyor, tutuklananlar var, tedbir kararı alınanlar var... İlk yakalanıp deşifre olanlar, kendi adına hesap açıp bahis oynayan saf ve aptallar…
İkinci dalga, az daha uyanık olup birinci ya da ikinci derece akrabaları üzerinden bahis oynayanlara gelecek ( ki muhtemelen hukuken suçlu sayılmayacaklar )… Üçüncü dalga, dördüncü dalga gelir mi bakalım... Mesela hakem, yönetici, antrenör, futbolcu vs kardeşlerimizin yakın uzak arkadaşları… Menajerler mesela; futbolcu, hoca pazarlayanlar yani, parasına göre istediği takımı ligin istediği sırasına yerleştirebileceğini iddia edenler var duyduğum, kirli adamlar bunlar, tehlikeli insanlar… Onlara da dokunulacak mı mesela?....
Diğer federasyonlara da örnek olur mu bu iş, voleybol, basketbol, binicilik vs, yasa içi, yasa dışı bahislere konu olan tüm federasyonlar incelenir, silkelenir mi mesela?….
Çocukluğumdan beri hakem konuşulur bu memlekette, şike iddiaları olur, ispatlanmış olanları da “usulsüz belge ve bilgi toplama” ayağına kapatılır gider… “Sene başında kimin şampiyon olacağı belirlenmiş zaten” denir, senaryo oynatılır, bize de izlettirilirdi işte… Müsabaka sandıklarımız tiyatroymuş meğer…
Şuraya geleceğim aslında, “bahis” denilen şeyin ne menem bir şey olduğuna…
“Milli Piyango İdaresi” var, bilirsiniz… Tüm bahis, iddia oyunları ve piyangolar bu kurum aracılığıyla ve devlet eliyle yapılırdı… Başkaca hiçbir kurum, hiçbir şahıs, piyango düzenleyemez bahis oynatamaz/dı… Özelleştirildi, Demirören grubuna 10 yıllığına devredildi… Spor toto vardı bir nebze masum, Milli Piyango, Hemen Kazan, Süper Loto, Şans Topu, On Numara, sonra sayısal loto, kazı kazan vesaire, insanlar için hem eğlence hem bir kazanma umudu… “Devlet eliyle kumar mı oynatılır, ne gerek var” dendi özelleştirildi, velhasıl tüm şans oyunlarının oynatılması 10 yıllığına birilerine devredildi… Demirören grubuna bağlı bu siteler üzerinden sanal ortamda, aylık, haftalık, günlük ve hatta anlık şans oyunları türetildi. O kadar büyüdüler, o denli çeşitlendiler ki, takip etmek, kontrol etmek mümkün değil…
iddaa.com, misli.com, nesine.com, tuttur.com, birebin.com oley.com sanal âlemde bahis yapmak üzere lisans almış sitelermiş, Google’dan baktım öyle diyor… Yüzlerce de lisans almamış yani yasadışı site var, milyon tane de yurtdışı menşeli bahis sitesi... Müptelası, bağımlısı olan başını kaldıramıyor buralardan. O kadar detay konularda bahis oynanıyor ki, inanamazsınız… İlk golü kim atacak, hangi dakikada atacak, ilk yarı kaç kaç bitecek, golleri kim atacak, kim kart görecek, hangi dakikada oyuncu değiştirecek, hangi dakikada penaltı olacak gibi absürt mevzularda iddia var… Birkaç yıldır liglerimizde, futbolun dışındakilerde dahi, öyle enteresan sonuçlar var ki, organize bir pislik olduğu aşikar…. Neresinden tutsan elin kirlenir. yahu yıllardır liglerimizin sponsoru değil mi bu bahisçiler?...
Emek hırsızlığı var, kumar var, rant var, her türlü pislik var.. En önemlisi de, bütün bu olan biten ortaya döküldükten, herkes layığını ve cezasını bulduktan sonra dahi bundan böyle hiçbir müsabaka sonucu, hiçbir hakem, hiçbir oyuncu tertemiz olduğuna ikna edemeyecek bizi…
“Yasadışı bahis kötü bir şeydir, yasal olanı iyidir” diyebilir miyiz şimdi, ne fark var aralarında Allah aşkına…
Devletin duruşu tuhaf. Bahis oynanmasına karşı değil aslında, vergisini alabildiği her şeyi mubah görüyor haddizatında...
Yasal olanı da olmayanı da bağımlılık yapıyor halbuki, hukuksuz izansız yollara sevk ediyor, bildiğin kumara bulaştırıyor herkesi… Yasalı da kumar, yasa dışı olanı da kumar bu meretin.
Kanun, hakem, sporcu, hoca ve yakınları bahis oynayamaz diyor, yakalanan bu yönüyle ceza alacak… Ya diğerleri, kılıfına uyduranlar, üçüncü dördüncü dereceden iltisaklılar, toplumun bahis işine bağımlı olanlar, bu ve benzeri manipülasyonların üst düzey oyuncuları ne olacak...
Dahası borsada, İMKB’nin ta ortasında, diğer federasyonlarda, bakanlıklarda, belki de cumhurbaşkanlığı ofislerinde, yatırım tavsiyeleri, telegram kolonileri ve her türlü gayri resmi spekülasyonun içinde bulunan binlerce büyük oyuncu ne olacak, kim nasıl temizleyecek bu kirli yapıları, kim bildirecek, stokçuya tağşişçiye, fahşaya haddini...
İnsanın zaafları var, paraya, mala, fuhşiyata. Zevke, sefaya meyli var... İnsan eliyle yapılan her düzenleme bir kişiye, bir zümreye, bir teşkilata, bir“izm”e ve hatta bir ülkeye hizmet ediyor maalesef…
Her beşeri sistem arızalı, her hukuki düzenleme eksik bu yüzden. İnsanın eliyle üretilen yönetim ve organizasyonlar, beri tarafta imtiyazlı bir sınıf, diğer tarafta mağdur bir kitle oluşturuyor aşıklar…
Demokrasiymiş, liberal ekonomiymiş, sosyal devletmiş, serbest piyasaymış hikaye…
Allah’ın ipine sarılmaktan başka çare göremiyorum, O’nun emrettiği hayat, tavsiye ettiği yaşam biçimi, bireyi de toplumu da temizler, hizaya sokar ancak…
Velhasıl Allah’ın ahkamından gayrisi yalan…
YUSUF ŞEVKİ YÜCEL
11.11.2025 | [email protected]