Türkiye'nin 2026 ihracat hedefi 282 milyar dolar olarak belirlendi. Güzel bir hedef. Peki buraya nasıl ulaşacağız? Öncelikle yükte hafif, pahada ağır ürünlere yönelmek zorundayız. Yani bilgi yoğunluklu üretim. Bunun yolu da elbette yazılımdan, robotlardan ve tabii ki fabrika yapan fabrikalardan geçiyor. İşte bunun için mutlaka imalat sanayiinin can damarını oluşturan hassas takım tezgâhlarını yerli ve milli olarak üretmek zorundayız.
Kalkınmanın ABC'si olarak kabul edilen Hassas Takım Tezgâhları konusu, Makine Yapan makineler olarak ifade edilen Hassas Takım Tezgâhları kalemden tüfeğe, en basitinden en karmaşığına tüm makinelerin imalinde birinci derecede stratejik öneme sahiptir. Hassas takım tezgâhlarının yerli ve milli olarak üretilmesi önceliklerin en başında yer almalıdır. Türkiye artık takım tezgâhlarının vida milini, kızaklarını, servo motorlarını üretmelidir. Ar-Ge'ye önem verilmelidir.
Takım tezgâhları sektörü, gelişmiş ülke sanayilerinin omurgası konumunda olup, genel makina imalat, otomotiv ve savunma sanayi sektörü ile doğrudan ilişkili bir sektördür. Takım tezgâhları, diğer tüm makinelerin imalatını sağlayan ana makine ve yatırım ürünüdür. Bir ülkenin teknolojik üstünlüğü ürettiği ve kullandığı takım tezgâhlarının miktarı ve özellikleri ile doğru orantılıdır. Türkiye’nin bu konuda açığını gören yöneticiler 1976 yılında fabrikalar üreten fabrika olarak anılan TAKSAN’ı kurdular.Taksan 1985’te üretime başladığında bir hayal gerçek olmuştu, Tesisler için yüz milyon TL yatırım yapıldı.
Devletimiz; aldığı bu kararı uygulamaya geçirerek ilk takım tezgahını fabrikasında üretmesi 1984 yılı sonlarını bulur. Bu tarihten itibaren üniversal dik frezeler, üniversal revolver tornalar, silindirik satıh taşlama tezgahları, takım bileme tezgahları, radyal matkaplar seri şekilde ülkemizde üretilmeye başladı.TAKSAN, kurulduğunda dünyanın en büyük kapasiteli dökümhanelerinden birine sahipti. TAKSAN A.Ş. 2003 yılında özelleştirme kapsamına alındı. yapılan ihale sonucunda 110 bin metrekarelik kapalı alanı, 1.5 milyon metrekare arsası, yüzlerce makina ve bağlantıları, dört ayrı fabrikası için TAKSAN'ın varlık bedelinin 50 milyon dolardan az olmadığı, yeni bir TAKSAN'ın kurulmasının ise 100 milyon doların üstünde olacağının konuşulduğu Kayseri'de, TAKSAN'a biçilen değer sadece 10 milyon dolardı.
Gençleri nitelikli yetiştirmeli ve stratejik düşünmelerini sağlamalıyız. Japonya neye yatırım yapıyor, Almanya neye yatırım yapıyor iyi bilinmeli. Malzeme bilimciye ihtiyacımız var. İleri mühendislik malzemelerine ihtiyaç var. Rekabeti belirleyen şey yüksek teknoloji üretimi. Alman ihracatının % 53'ü ileri teknoloji ürünleri oluştururken bizde henüz % 3.5 Teknolojide nitelikli insan gücü önemlidir. 203 bin doktoralı insan var. Japonya'da her yıl 17 bin doktoralı insan yetişiyor. Almanya'da her yıl 25 bin kişi doktorasını tamamlıyor.
“Türkiye küresel inovasyon indeksinde 2017' de 43. iken 2018' de 50. sıraya düştü. 2019' da biraz daha iyi. Türkiye Ar-Ge için 2017' de 7.1 milyar lira harcadı. Samsung tek başına Ar-Ge için 13.5 milyon dolar harcadı. 2017' de Türkiye'nin toplam ihracatı ile Samsung'un ihracatı aynı. 10 yıl sonra piyasada olacak ürünlerimiz yapılmalı. Bunu Ar-Ge merkezleri yapacak.”Enseyi karartmamalıyız genç ve dinamik bir nüfusumuzun mevcudiyeti bu anlamda ciddi bir avantaj. Ama bunu eğitimle doğru bir şekilde kanalize etme ihtiyacımız var. Sağlıkla kalın iyi haftalar dilerim.