Son model emperyalist kuklalardan birisi terördür. Osmanlı'nın parçalanmasındaki en önemli unsurlardan birisi ayrılıkçı çeteler yani terör örgütleriydi.

Osmanlı topraklarında batılı devletlerin açtığı okullarda, işin insan kaynağı yetiştiriliyordu. Batı basınında ve batı güdümündeki iç medyada ise işin psikolojik savaş boyutu oluşturuluyordu. İşin silah, cephane boyutunu ise emperyalist güçler hallediyordu.

Teröristlere müdahale edildiğinde batılı devletler, batı basını ve içerdeki batıkafalılar harekete geçiyor ve devletin elini kolunu bağlıyorlardı. İnsan hakları, özgürlük gibi kavramların arkasına sakladıkları devleti bölme planlarını adım adı uyguladılar ve neticede devlet parçaladılar.

Yakın tarihimizde de de kurdukları terör örgütleri aracılığıyla ülkeleri zayıflattılar ve kontrol ettiler, terör bahanesiyle ülkeleri işgal ettiler ve emperyalist planlarını perdelediler.

Bu manada terör örgütlerinin; adı PKK, YPG, FETÖ, DEAŞ veya başka bir adı olsun farketmez, emperyalist ve siyonistlerin orduları olduğu ve onlara hizmet ettiği aşikardır.

Türkiye'ye karşı kurdukları Fetö, Pkk başta olmak üzere yirmiye yakın terör örgütü aracılığıyla ülkemize diz çöktürmek için, ülkemizi bölmek için çok uğraştılar ve uğraşıyorlar.

Çukur eylemleri (2014) ile, 15 Temmuz işgal girişimiyle (2016) ve hemen ardından Deaş  - Pkk -Fetö ve bütün örgütlerle eşzamanlı saldırılarla ülkemize sin darbeyi vurmaya çalıştılar.

Yılmadık, pes etmedik, teröristlerin ve arkalarındaki emperyalistlerin topunun birden planlarını bozduk.

Yurtiçi ve dışında, kendi millî silahlarımızla yaklaşık 40 bin teröristi etkisiz hale getirdik. (Mekanları cehennem  olsun)

Eğer bu mücadelede başarılı olamasaydık bugün ve yarın bir devletimizin olmatacağını tarihe not düşmek zorundayız. Bu mücadeleyi veren tüm  vatanseverlere vatan ve dolayısıyla can borçluyuz.

Gelinen noktada; ülke içi ve dışı operasyonlarla köşeye sıkışan teröristlere, devletimiz yine bir el uzattı ve köprüden önceki son çıkışı gösterip "silahları gömün" dedi. Eğer bu sin fırsatı değerlendirmeyip emperyalist ve siyonistlere askerlik yapmaya devam ederlerse ne olacağınıda açıkça ilan etti: "Ya silahlar gömülecek, yada o silahları tutanlar gömülecek, başka seçenek yok..."

Siyonist ve emperyalist azgınlığın dünyayı cehenneme sürüklemeye çalıştığı bir dönemde, ülkemizin ve bölgemizin birliğini sağlamak için devletimizin uzattığı bu eli tutmak şarttır. Eğer tutmamakta ısrar eden olursa bedelini ödemek zorunda kalacaktır. (Esed'e aylarca el uzatılıp görüşme çağrısı yapıldı, uzatılan eli tutmadı, Suriye'yi terketti...)

Böyle hayatî bir meseleye dedikodu mantığıyla, o bunu demişti bu şöyle yapmıştı şeklindeki bir dar kafalılıkla yaklaşmak, emperyalist planlarda kukla olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır.

Ülkemizin geleceğini ilgilendiren böyle bir meselede, insiyatif almayan herkes teröre yandaş olduğunu bilmelidir.

Bu emperyalist terör tiyatrosu bitmelidir artık, öyle yada böyle bitecektir.

Emperyalistler ise; biz onların askerleri olan teröristleri gömerken mal mal seyredeceklerdir ve nihayetinde bükemdikleri Türk bileğini öpeceklerdir.

Oyunlarda figüran olmaktan kurtulan, kendi millî çıkarları için plan yapan ve uygulayan ülkemle gurur duyuyorum.Rabbim ülkeme zeval vermesin...

MEHMET ARİF SELİM