Özer Yılmaz'ın köşe yazısı

14 Mayıs seçiminin sonuçları siyasi partilerde yapacağı deprem etkilerini henüz göstermedi ama öncü artçılar gelmeye başladı. Bir tarafta Cumhur İttifak’ı, diğer tarafta Millet İttifak’ı ve diğer ittifaklar. Meclis çoğunluğunu sağlayan Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı seçimini çok az bir oy farkıyla kazanmayı kaçırarak, seçimlerin ikinci tura evirilmesini sağladı. İttifaklar yapılırken milletin derdiyle nasıl dertlenilir, milletin derdine nasıl çare olunur buna yönelik projeler geliştirilmeliydi ve bu projeler halk nazarında tartışılmalıydı. Tartışılan projelerin gerçekleştirilmesi için gerekli çözüm önerileri halkın gözü önünde dile getirilmeliydi. Ne yazık ki halkın önünde proje ve sorunların çözümü önerilerini tartışma yerine makam koltukları tartışıldı. Olmayan makamlar bol keseden dağıtıldı, bu da halk nazarında koltuk endeksli ittifak yapan partilerin güvenirliklerini azalttı. Makam koltuğu dağıtılarak yapılan ittifakların başarılı olmayacağı düşüncesini dile getirenler aykırı düşünce diye reddedildi, gerçeklerin hayat bulması engellendi.  

Cumhur İttifakı yapmış olduğu icraatla halkın önüne çıkarken, diğer ittifaklar ne yazık ki yapılan icraatları görmezden geldi, yapılanları küçümsedi, var olan icraatları yokmuş gibi kabul etti, bu da halk nazarında kabul görmedi. TOGG’un piyasaya sürülmesinden her Türk vatandaşı onur ve gurur duyması gerekirken, muhalefet işi küçümsedi, fabrika nerede, üretim İtalya’da mı yapılıyor, halk iktidar tarafından kandırılıyor denilerek ironi yaptılar. Yapılanları görmeyen muhalefetin ironileri yine halk nazarında kabul görmedi. İHA, SİHA, Karadeniz Gazı, Gabar Petrolü bunların hepsi muhalefet tarafından küçümsendi, yok sayıldı. 6 Şubatta gerçekleşen asrın felaketinde, sorunların çözümüne yönelik ciddi projeler geliştirilemedi muhalefet tarafından, iktidarın yaptıklarına ise yine burun kıvrıldı. Bunun ötesinde halka bir sinerji ya da bir enerji verilemedi, bütün olan güzel işler bile olumsuz gösterilmeye çalışıldı. Aykırı düşünce diye ortaya çıkmak demek yapılan iyi şeylerin inkârıyla olmuyor, halkımız da bunu oyu ile muhalefete mesaj olarak verdi. 

Siyasette her zaman iki artı iki, eşittir dört etmiyor. Bu bazen beş de olabiliyor üç de. İktidar olmak amacıyla koltuk dağıtılarak bir araya gelen siyasi kümelenmeyi halkımız reddetti. Ülkenin birliği, dirliği, bütünlüğü daha ön kabul gördü. Ülkenin birliğini, dirliğini ve bütünlüğünü her türlü makam ve mevkiden daha önde tutacağını açıklayamayan hiç bir siyasi oluşumun, halkımızdan ön kabul alamayacağı ortaya çıktı. Muhalefet bu şartları yerine getirmiyor mu diye aykırı görüş ortaya atan olabilir ama muhalefetin yeterince bu konuda halkımızın gönlüne girememiş olduğu anlaşılıyor. 

Bir zamanlar bir sanatçı benim oyum ile bir çobanın oyu eşit olabilir mi diye bir ironi yapmıştı. Yine herkesin oyunun eşit olmadığını vurgulamak amacıyla Japonya’da lise mezunu olmayanların seçimde oy kullanamadığı, hatta seçimde oy kullanma yeterliliğinin olup olmadığının belirlenmesi amacıyla sınav yapıldığı gerek sosyal medyada, gerekse yazılı basında yazılıp çizildi. Bu haberin doğruluğu araştırılmadan sanki bir boncuk bulunmuş gibi şehir efsanesi olan bu habere sarılındı, medyada enine boyuna sorgulanmadı, insanlar küçümsendi. Yaptığım araştırmada Japon yetkililerin yapmış olduğu açıklamada, Japonya da böyle bir uygulamanın olmadığı bu tür söylemlerin bir şehir efsanesi olduğu belirtiliyordu. Yani seçimlerde oy kullanma yeterliliği için halka tepeden bakan, kendisi gibi düşünmeyen herkesin ya örümcek kafalı, ya kafasının basmadığı, kendilerine oy vermeyenlerin cahil cühela olduğu kendisini aristokrat kabul eden kesim tarafından dile getirildi. Kendilerine niçin oy verilmediği gerçeği görünmezden gelindi.     

Seçim öncesi piyasada dolaşan seçim tahminleri ile halkımızın tercihleri birbiriyle örtüşmedi. Bu bize anket firmalarının işini bilimsel verilere göre değil, ısmarlama verilerle yaptığını gösteriyor. Anket firmalarıyla ilgili bir düzenleme yapılsın diye düşüncemi açıklayacak olsam, ne o sansürün gelmesini mi istiyorsun diye birçok aykırı düşünce ortaya çıkar. Yapıcı, objektif, bilimsel, enerji ve sinerji veren aykırı düşünceler her zaman karanlıkları aydınlatmaya adaydır. Yapıcı, onur kırmayan, ötekileştirmeyen, topluma bir farklı bakış açıları vermeye çalışan aykırı düşünceler baş