Periyodik toplantılarımız oluyor, bahsetmiştim daha önce… Kaymakam beyin başkanlığında mutat toplantılar… Uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadele, suça bulaşmış çocuklar, parçalanmış ailelerin çocukları vs… Daha çok bu duruma düşmüş çocuk ve gençlerin rehabilitasyonu, tekrar hayata kazandırılması, sosyal, fiziksel ve manevi ihtiyaçlarının karşılanması üzerine konuşuyoruz… Önleyici tedbirleri, devletin kanun ve uygulamalarını irdeliyoruz elbette… Kanunlarla politikalarla, ceza ve yaptırımların artırılmasıyla çözülecekleri şifahen konuşuyor, sitem edip geçiyoruz, yerelde yapabileceklerimize dair de kararlar alıyor, faaliyetlere dönüştürüp sonuçlarını da takip ediyoruz…
Bağımlılıkla mücadele (madde bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı, sigara ve alkol bağımlılığı gibi ), şiddet ve suça bulaşma hususlarında çocuklar için ilk akla gelen çözüm “çocukların spora ve sanatsal faaliyetlere yönlendirilmesi” oluyor doğal olarak… Haklılar, haklısınız, haklıyız da, bu öneriyi ifade etme biçimimiz hatalı, yaklaşımımız sorunlu, bunu söyledim, söylüyorum…
“Çocuklarımızı, gençlerimizi, kötü alışkanlıklardan, bağımlılıklardan uzak tutmak için spora yönlendirelim”… Bu cümle arızalı, zira meseleye bakış açımızı değiştiriyor…
Kuran’ı Kerim’in, yani İslam’ın, yani Allah’ın tavsiye ettiği yöntem, en doğrusu değil midir?... İfadeler, yaklaşımlar bize yardımcı olacaktır o halde… Namaz ile ilgili : “Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar….” (ankebut 45) buyuruyor Yüce Allah…
Yaklaşım şöyle, namaz zorunlu cebri bir ibadet, yapmak zorunda olduğumuz bir eylem ve sonuçlarından bir tanesi de yapanı kötülüklerden, fahşiyattan alıkoyması… Meseleyi ilişkilendirelim mevzumuzla… Sporun çocukları ve gençleri kötülüklerden alıkoymasını istiyorsak, sporun böyle bir maharetinin olduğunu düşünüyorsak, bir yaşam disiplini, bir kişisel gelişim aracı olduğuna inanıyorsak, küçük yaştan itibaren zorunlu olmasını sağlamalıyız. Bu, ulusal bir politika olmalı, yapılmamasının kanuni müeyyidesi olmalı… Milli Eğitimin temel kanununda yer almalı, her çocuk mutlaka en az iki branşta aktif sporcu olmalı, düzenli devam etmeli… İmkânlar ölçüsünde, özellikle yüzme, binicilik, satranç, atletizm, okçuluk ve hatta savunma sporlarından herhangi biri veya birkaçı öğretilmeli çocuklara…
Spor, zorunlu olmalı, çünkü zorunlu olmayana itibar etmiyor milletimiz… Zorunlu olmalı, çünkü akademik başarıyı engellediğini sanıyor insanlar… Düzenli bir yaşam disiplini, seviyeli arkadaşlık ve takımdaşlık ilişkisi, karakter olgunluğu ve kişisel gelişim sağladığında çocuklarımıza, kötü alışkanlıklardan ve bağımlılıktan uzak bir toplum kendiliğinden oluşacaktır…
Yüzme ve binicilik, sünnetle, hadisle emredildi, atalarımız buna riayet ettiler… Spor olarak ta kültür olarak ta orta Asya’dan getirdik, okçuluğu, atlı sporları, güreşi, satrancı, akıl oyunlarını…
Bakanlık olarak 3. Sınıf öğrencilerine yetenek taraması yapıyor, spora yatkınlıklarını ve hangi branşa meyilli olduklarını tespit ediyor, binlerce çocuğumuzu test ediyoruz her yıl. Protokole bağlı olarak ta seçilen çocukları, kurumumuza davet ediyor, temel becerilerini geliştirici eğitimler sonrası, branşlara yönlendiriyor, kurum antrenörlerimiz başta olmak üzere bütün kulüplerimize sevk ediyoruz çocuklarımızı… İnegöl’den nisan aylarında yaptığımız bu taramalarda 350 – 400 öğrenci tespit ediyor, ailelerini mesajlarla ve bizzat aramalarla davet ediyoruz kurumumuza... Kanuni zorunluluğu olmayınca, kırk kişiyi geçmiyor gelen, sonunu getirense yirmi civarı…
Sözün özeti, spor ya da sanat, zorunlu hale gelmeli, her çocuk bir ya da birkaç alana zorlanmalı yetenekleri doğrultusunda… Gönüllü gelenler, geliyor zaten ve bunlar toplantılarımıza konu olmayan gençler, çocuklar…
Konu spor olunca, at ve binicilikten de dem vurunca, yaşam disipliniyle, iş hayatında, günlük yaşamında, sosyalliğinde, stk ve sanat duyarlığında, enerjisiyle örnek, öncü, çok güzel bir abimizden bahsetmek istiyorum size… Mutlaka tanışın, sohbetini dinleyin, çayını için, tecrübesinden istifade edin, sonunda da çocuğunuzu, evladınızı gözü kapalı emanet edin kendisine…
Emanet edin ki, evladınız rehabilite olsun bakımlı atlarıyla, devam etsin ve mükemmel bir binici, disiplinli bir sporcu olsun ellerinde…
Ahmet SERT’ ten bahsediyorum size, İnegöl Atlı Spor Kulübü başkanı, İnegöl Alija Düşünce Derneği kurucusu, Şekibe İnsel Doğal Yaşam Çiftliği işletmecisi… Turizmden temizlik kimyasallarına, birçok ticari faaliyetin yanında, spora ve sporcuya destek olmak, milli sporcular yetiştirmek istiyor, hücrelerine sirayet eden heyecanını hissediyorum her seferinde, dinlerken… Gençlerin, çocukların başıboşluğundan dertli, geleceklerinden kaygılı bizim gibi… Dinlemekten keyif aldığım, anlatmakla ferahladığım Ahmet abimizin bi çayını için derim, elektrik alacaksınız eminim…
Enerjin, elektriğin bol olsun kıymetli abim…