Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyâya milliyyet nedir öğretmişiz!
Kapkaranlıkken bütün âfâkı insâniyyetin,
Nûr olup fışkırmışız tâ sînesinden zulmetin; (Mehmet Akif Ersoy-1913)
Yukarıdaki dizeler milli şairimiz Akife ait zaman zaman karamsarlığa kapıldığımızda Türk milletinin nasıl bir millet olduğunu tekrar tekrar hatırlama ihtiyacı duyarız.Türk milletinin tarihte kapladığı alanı ve özgül ağırlığını iyi anlamak gerekir.Tarihten Türk’ü çıkarırsanız geriye tarih kalmaz.İnsanlık tarihinde bütün milletler eşittir hiçbir kavim başka milletlerden üstün değildir.Ancak biz sözümüzü yükseltmedikçe milletimizi aşağılama, daha ilerisi adını bile anmadan men edilme noktasına geliyoruz.Türk tarihi incelendiğinde insanlığa ibret olacak binlerce ibret vesikası bulabilirsiniz.Bugünde bunlardan birisini hatırlayalım diye yazıyorum.
25 Haziran 1950 tarihindeki Kore savaşında; Çin ve Sovyetler Birliği Kuzey Kore'ye, ABD önderliğindeki Birleşmiş Milletlerde Güney Kore'ye savaş boyunca destek verirken Türk Tugayı da Birleşmiş Milletler gücü olarak savaşta Güney Kore'nin yanında savaştı.Bu savaşa asker göndermemizle ilgili tartışmalar başka bir yazının konusunu oluşturur. Kore'ye işgalci komünistlerle çarpışmaya giden Türk Tugayı Singapur Limanı'na uğruyor. Müslüman Singapurlular geminin direğinde Türk bayrağını görünce sevinçten çılgına dönmüş ve müftü efendi o hızla gemiye, askerlerimize ziyarete gelmiştir.
Der ki: "Bizler istiklâlimize sahip değiliz, bu yüzden Cuma Namazı kılamıyoruz. Bugün Cumadır. Bu bayrağın gölgesinde namaz kılmak isteriz." İstek karşılık görüyor, binlerce Müslüman limana toplanıyor. Bir mehmetçik gemi direğine tırmanıp ezan okuyor ve askerimiz güvertede, Singapurlular limanda, unutulmaz bir toplu Cuma namazı kılıyorlar. Birliğimizden Yarbay Natık Poyrazoğlu, müftü efendiye iade-i ziyârette bulunuyor. Sohbet esnasında sigarasını tablada söndürürken şaşırtıcı bir olay daha yaşanıyor. Müftü, hemen o söndürülmüş sigarayı alıp koynuna koyuyor. Çünkü o zamanlar subay sigaralarının dip kısmına Ay-Yıldız basılıyordu.
Müftü diyor ki: "Kumandan! Bu bayrak alelâde bir bayrak değildir. Biz bu Ay-Yıldız'ın ifâde ettiği mânâ ile benliğimizi koruyoruz."Bunun üzerine kumandan, hemen bir Türk Bayrağı getirterek müftülüğe armağan ediyor.Türkiye nere, Singapur nere? Binlerce kilometre uzakta, Ay-Yıldız'ın her iki tarafa bağışladığı haysiyete, güvene, özleme bakınız O, sınırlar ötesi bir mıknatıs, saygıdeğer bir sembol; müjdeleyici, toparlayıcı, cesaretlendirici bir rüzgârdır.(Gürbüz Azak-Bir yazar bir ömür)
Türk beklenendir, unutulmuş coğrafyalarda hâlà bizleri özleyen, bekleyen birileri var. Doğrulsak mı ki, hatırlasak mı ki? Allaha şükür atalarımız tarih boyunca başımızı öne eğdirecek bir davranış içinde olmamış uzak coğrafyalarda hala hafızalardayız.Bugün gönderde Türk bayrağı nazlı nazlı dalğalanıyorsa ve okunuyorsa ezanlar istiklalini kazanmış bir Türkiye cumhuriyeti var. İstiklalimizi kazandıran atalarımızı minnet ve saygıyla anıyoruz ruhları şad mekanları cennet olsun. Sağlıkla kalın iyi haftalar.