Okullar açıldı, daha dün annelerinin kollarında yaşarken, çiçekli bahçe-
lerinin yollarında koşarken, şimdi okullu oldular, sınıfları doldurdular, hepsi
sevinçli çünkü okullar öğrencilerin evleri oldu.
Bu ifadeleri içeren okul şarkısı her söylendiğinde bizim de içimiz kıpır
kıpır olurdu. Ülkemizde çocukların ana babaları tarafından eğitim ortamıyla
tanıştırılmaları ve onların sorunlarıyla ilgilenmeleri her nedense küçük
yaşlarda daha çok fazla olmakta.
Çocukların yaşları büyüdükçe ana baba tarafından gösterilen ilgi ve
alaka git gide azalmakta.
Bunun böyle olmaması gerektiğini yaş ilerledikçe ilgi ve alakanın daha
artması gerektiğini düşünenlerdenim çünkü zaman çok farklı ilerliyor,
ekmek aslanın ağzında, gençler milli kültürümüze uygun eğitilebilirlerse
velilerin de yakın ilgi ve alakalarıyla geleceklerine güven duymaları daha
kolay olacaktır.
Eğitim çok önemli bir mesele, hele hele 12 yıllık zorunlu eğitimin ilk 8
yıllık sürecinin, örgün eğitimin içinde geçirilmesi daha bir elzem.
222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunun 2. Maddesi: İlköğretim, ilköğ-
renim kurumlarında verilir; öğrenim çağında bulunan kız ve erkek çocuklar
için mecburi, Devlet okullarında parasızdır. Kanunun amil hükmü ne yazık ki
yürek yemiş okul yöneticileri tarafından göz ardı edilmektedir.
Kanunun 2. Maddesinde ilköğretimin parasız olduğu yazmasına ve
Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı genelgede okullara kayıt döneminde her
ne ad altında olursa olsun para alınmayacak emrine rağmen maalesef bu
işlerin böyle yürümediğine zaman zaman şahitlik yapmaktayız.
Bununla ilgili CİMER'e yapılan başvurular ilgili milli eğitim müdürlükleri
tarafından ciddi soruşturma yapmadan adeta okul yönetimlerinin kayıt
parası almasına göz yummaktadır.
İlçemizden olmasa bile birçok şehirden aldığım bazı duyumları sizlerle
paylaşmanın yerinde olacağını düşünüyorum. Bazı anne babalar, çocuğunun
ilkokul birinci sınıfta eğitim alabileceği okuluna gidiyor. Okul müdürü çocu-
ğun ana babasıyla muhatap olmadan okul aile birliği yönetimi ile muhatap
olmasını istiyor. Okul aile birliği yönetimi müstakbel velinin eline bir banka
İBAN'ı ve İBAN'a ne kadar ücret yatırması gerektiği ile ilgili bir de bilgi notu
tutuşturuyor.
Bilgi notuna 5.000TL ile 40.000TL arası gibi rakamlar yazılabiliyor. Söz
konusu rakamlar ilgili bankanın hesabına yatırılması halinde öğrencinin
kaydının yapılacağı veliye söyleniyor. Veli, bu durumun mevzuata uygun
olmadığını belirtse de okul yönetimi topu okul aile birliği yönetimine atıyor.
Adeta 'Tavşana kaç, tazıya tut.' Misali veli ile okul aile birliği karşı kar-
şıya getiriliyor. Veliden, sözüm ona gönüllülük esasına göre bağış alınarak
çocuğun kaydı yapılıyor. Bağış yapmakta gönüllü olmayan veli, durumu
CİMER'e bildirdiğinde verilen cevap yaraya merhem olacak cinsten değil.
CİMER' den gelen cevap 'Şikayette bulunduğunuz konu incelenmiş,
kayıt esnasında velilerden zorla bağış alınmamış olup gönüllülük esasına
göre okul aile birliğine bağış yapıldığı anlaşılmıştır.'
Çocuğunu okula kayıt yaptırmak istediği dönemde velinin iki ayağı
bir pabuca sokuluyor, parayı bulup buluşturuyor çocuğunun okula kayıt
olmasına seviniyor ama CİMER'den gelen cevap ile hayal kırıklığına uğruyor.
Şikayette bulunduğu bağış olayı gönüllülük esasına göre yapılmış kabul
ediliyor.
O zaman aklımıza şu geliyor. CİMER'i, suçluların soruşturulduğu plat-
formdan çok, suçluların aklandığı bir platform olarak kullanan bürokratlara
kim ne zaman dur diyecek? ÖZER YILMAZ