Hani derler ya,

“Anlıyorum ama konuşamıyorum” diye.

Ben de öyleydim.

Anlıyordum ama konuşamıyordum.

Oysa aynı dili konuşuyorduk hepimiz.

Ya da belki de benim dilim, herkese yabancıydı.

Nasıl oluyordu da aynı kelimelerden bambaşka anlamlar çıkarabiliyorduk?

Dilimiz mi fazlasıyla zengin, yoksa biz insanlar mı fazlasıyla yoksulduk?

Bu zamanlarda anlayamıyorum.

Bugün bir sohbetin içinde, kelimelerin anlamını değil;

anlamın, kelimesizliğini öğrendim.

Ve sonra…

Dünyada olduğumu hatırladım.

Ama hâlâ umduğum bir şey var:

Kendi dilimi konuşabilmek.

Yutkunmadan.

Düşünmeden.

Çekinmeden.

Kendi dilimi…

gerçekten konuşabilmek.

NİSANUR ACAR

Kaynak: gencgazete.net