Herkese merhabalar, bugün kiralanan bir taşınmazın tahliye taahhüdü ile tahliyesini konuşacağız. Hemen başlayalım. 

Son zamanlarda Türkiye’de en fazla görülen uyuşmazlıkların başında kira ilişkisine yönelik uyuşmazlıklar gelmektedir. Kiraya veren kendi taşınmazını daha yüksek bir fiyatta kiraya vermek istemekte ve buna karşılık olarak kiracı da daha önce ödediği kira bedelini %25 veya ÜFE TÜFE oranına göre arttırıp o şekilde devam ettirmek istemektedir. 

Bu yönüyle kiracı kira bedelini kiraya verenin istediği gibi arttırmamakta ve kiraya veren de bu şekilde kiracının devam etmesini istememektedir. Böyle olunca da kiraya veren yeni bir kiracı ile anlaşıp daha yüksek ve güncel bir kira almak için eski kiracıyı tahliye etmek istemektedir. 

Durum böyle olunca da kira davalarının fazla olması nedeniyle bu uyuşmazlıklara bakan mahkemelerin çok yoğun olması ve dava yoluna gidildiğinde bu uyuşmazlıkların yıllarca sürdüğü göz önüne alındığında bir çok kiraya veren tarafından taşınmaz kiraya verildiğinde tahliye taahhüdü alınmaktadır.  

Bunun avantajı ise tahliye taahhütinde belli bir tarihte çıkacağı belirtildiği için o tarih geldiğinde kiracı eğer ki taşınmazı tahliye etmemiş ise 30 günlük süre içerisinde icraya konu edilip tahliye taahhüdüne itiraz olmadığı taktirde tahliye işlemi sağlanabilmektedir.

Ancak eğer icraya konan bu tahliye taahhütüne itiraz olur ise bu durumda bu yapılan itirazın kaldırılması gerekecektir. Eğer bu tahliye taahhüdü noterden alınmış ise süreç çok daha kısa ve pratik olmaktadır. Ancak eğer bir kağıda yazılmış ve taraflarca imzalanmış ise bu durumda davanın genel mahkemelerde açılması gerektiği için böyle bir durumda itiraz yapıldığında bu itirazın sonuçlanması daha uzun olmaktadır.

Hemen burada belirtelim ki, kiralanan yerin aile konutu olması halinde tahliye taahhütünün her iki eş tarafından da imzalanması gerekmektedir. Aksi taktirde sadece bir eş tek başına tahliye taahhüdü ile kira sözleşmesini feshedemez. 

Uygulamada çoğunlukla kiraya verenin üst kısmını sonradan doldurmak üzere boş bırakıp kiracıya tahliye taahhüdü imzalattığı görülmektedir. 

Burada her ne kadar kiraya veren bunu daha sonradan dolduracak olsa da Yargıtay içtihatlarında kiracının yukarı kısmı doldurma ihtimalini göze alarak bu işlemi yaptığı ve tahliye taahhütünü imzaladığı gerekçesiyle bu evrakın sonradan el yazısı ile doldurulması geçerli kabul edilmektedir. 

Bu yönüyle elinde tahliye taahhüdü olan kiraya veren dava açmadan tahliye işlemini gerçekleştirebilmektedir. Bu yol tahliye nedenlerinden en pratik olan yoldur. 

Bu yüzden bir kimse bir kira sözleşmesi yapacağı zaman tahliye taahhüdüne imza atmamasını; atması gerektiğinde de mağduriyet yaşanmaması adına her iki tarafça da kabul edilen tarihin yazılı olduğu bir evrakın imzalanması tavsiye edilir.