Nurettin Yıldız'ın köşe yazısı.

Allah azze ve celle hepimize ramazanı başarmayı kolay etsin. Âmîn. Gelin bu ramazan için çok özel ve etkisi bir ömür sürecek plan yapalım. Sonra da Rabbimizin rahmetine sığınalım. Buyurun:

Ölüm ve gelecek korkusunun, yalnız kalmanın, doktorlardan çare bulamamanın insanlığı kuşattığı bu zamanda biz, Rabbine sığınan kullar olalılm: Bu Ramazan bizim umut ramazanımız olsun. Umut dolalım, umut taşalım. Öyle ya, göklerin kapısının açıldığı, her şeyin binle katlanarak bize yazıldığı, cinlerden şeytanların bağlandığı, Kur'an rahmetinin yere indiği bir zaman dilimi bizim için umut zamanı değil de ne olabilir? Bu Ramazan’a umut ramazanı diyelim, onu öyle yaşayalım. İliklerimize kadar umut dolalım. Umut soluyalım. Madem Allah rahmetinin kapılarını açtı bu zamanda, biz de yüreklerimizi açalım. Yüreklerimiz rahmetle buluşsun. Bunu böyle diyelim, böyle inanalım, böyle yaşayalım. Bu ramazan benim ramazanım diye kararlaştıralım. Ben döndüm ve Rabbim kabul buyurdu diyelim. 

Evet, evlere kapandık ama biz evlerimizi zaten kıblegâh bilmiyor mu idik? Evlerimiz bizim için otel değildi. İlk medreselerimiz, ilk kıblegâhlarımız, hayatı ve Allah’ı öğrendiğimiz ilk ocaklarımızdı oralar. Evlere kapandık demeyelim, evlere döndük diyelim. Böylece, bu zaman dilimi bizim için gerçek bir silkiniş ve diriliş zamanı olsun. Bunu yıllarca mescitlerde gerçekleştiremediysek, işte büyük bir fırsat önümüze geldi; silkiniş ve diriliş noktamız evlerimiz olsun. Evlerimiz de bu sayede köhneleşmişliğinden kurtulsun. Hiç şaka değil, bu ramazan boyunca birçok Müslüman evinde 720 saat zaman geçirecek. 720 saat! Bu zaman dilimi dirilmeye ve yenilenmeye biiznillah yeter. Bu büyük saatlerin dakikalarını bile dilimleyerek hazmetmeye çalıştığımızda Allah’ın rahmetine çok daha yakın oluruz. Bu bir umuttur ama elle tutulur, gözle görülür bir umuttur. Kıyamet günü, ‘ramazan vaktini boşa harcayan mü'min’ olarak dirilmekten korkmak gerekir. Vakit bizim için çok değerli ama ramazan zamanında bir başka değerlidir. 

Ramazan zamanında silkinip dirilmeye niyetli olan her kimse onun iki şifresi vardır. Bu iki şifre çözülmedikçe, otuz günün faturası sadece yorgunluk olabilir, umutlar boşa çıkabilir: İhlas ve sünnete göre iş yapmak. Başarının sırrı bu iki kelimededir; ihlalslı olmak yani ‘sadece ben ve Allah’ diyerek iş yapmak, bir de yapılan işin Peygamber aleyhisselamın yaptığı gibi olması yani bid’at karışmamış, yöreselleştirilmemiş bir ibadet yapmak. 

- İlk geceye sahur yemeğinden önce iki rekât teheccüd namazı kılarak başlayalım. O iki rekât, muhteşem bir nafile ibadetle Allah’a yürüyüş başlangıcımız olsun. Sahur yemeğini ona göre planlayalım. Ramazan boyunca da o teheccüt yükselişimiz sürsün.

- Sonra sahur yensin. Sahurumuzu ibadet ve sünneti yaşatma niyeti ile yiyelim. Yemiş olmak için yemekle bu iki maksada dayalı yemek arasında ölçülemeyecek kadar büyük fark vardır.

- Yemek sonrasında ağız temizliği önemlidir. Diğer temizliğimiz de tamamlanıp namaz vakti beklenmelidir. Namaz vaktine kadar olan süre tevbe ve istiğfar, aynı zamanda dua için bulunmaz fırsattır. Herkes seccadesinin başında bu zamanı bu hislerle yaşamalıdır. Ev büyükleri ve özellikle de çocuklar için o zaman dilimi fidanın toprakla buluşma zamanı gibi olmalıdır. Dua ve istiğfarla buluşma zamanımız… Yalnız bu zaman diliminde çocukların uyku ağırlığını ve onlar için olağandışı bir işi kavrayamamayı ebveyn dikkate almalıdır.

- Namaz vakti gelince evde cemaatle namaz kılınmalıdır. Namazdan sonra çocuklar istirahate havale edilebilir. Büyükler ise işrak bekleme nöbetine geçmelidirler. İşrak şudur: Takvimde yazan güneş saati üzerinden kırk dakika geçmesini beklemek. Bu zaman diliminde Kur'an okuyarak, zikirler yaparak, istiğfar ederek, tefekkür ederek vakit geçirilir. Sonra iki rekât işrak namazı kılınır ki bunun sevabı, kabul olmuş hac ve umre sevabına benzer. Allahuekber ey hayat, ey uyuyan zerreler, Allahuekber! Bunu otuz kere yapanın ramazan birikimini hayal bile edemeyiz.

- İstiğfar için seyyidülistiğfar okunabilir, estağfirullah denebilir veya yoğun bir şekilde ‘Allahümme inneke afuvvun, tühibbulafve feğfir li’ denebilir. Bu son dua, Ramazan boyunca binlerce kere tekrarlanmalıdır.

- Bundan sonra istirahate geçilebilir. Uykuyu ani bir uykulama ile kısmak sakıncalı olabilir. Yine asgarî, altı saat uyunmalıdır. Yedi de olabilir. Sıkıntısı olanlar için sekiz de olabilir. NURETTİN YILDIZ