İnegöl şehrimiz bildiğiniz üzere birçok özelliğiyle ön plandadır. Bazı şehirler olur ki tek bir özelliğiyle ortaya çıkar ve o özelliğiyle sürüklenir gider. İnegöl’ümüz öyle özellikli bir kent ki dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan Bursa’nın bir ilçesi olmasına rağmen Bursa’dan bağımsız olarak kendisini ifade edebiliyor.
Türkiye’de İnegöl dediğiniz zaman herkes bilir. Bursa demek zorunda kalmıyorsunuz. Buradan sayın belediye başkanımıza gerçekten çok teşekkür ediyorum. Her konuda bizimle birlikte hareket ettiler işbirliğini geniş tuttular. Sayın kaymakamıma ayrıca teşekkür ediyorum bu konferansa verdiği destekten dolayı.
Bildiğiniz üzere idare hukukunda yerel yönetimler dediğimiz zaman ikiye ayırıyoruz; hizmet yönünden yerel yönetim ve coğrafi yönden yerel yönetim. Belediyeler coğrafi yönden yerel yönetimdir biz üniversiteler ise hizmet yönünden yerel yönetim. O nedenle bizler Bursa’nın dinamikleriyiz. Birbirimizle ilişki içinde olmak ve birbirimizle yardımlaşmak zorundayız.
İnegöl’ün mobilyasını, köftesini tanıtmak için sadece İnegöl’ün gayreti yetmiyor ve yetmeyecek de. Onun için Bursa’nın tüm dinamikleri bu konuyu kendi ödevi olarak bilip üzerinde durması gerekiyor. İnegöl’ümüz tarihi bir kenttir. Tarihi M.Ö 3000 yıllarına kadar dayanıyor.
Ve Osmanlı Beyliği’nin kuruluş dönemine denk geldiğini görüyoruz. Turgutalp’in fethine dayanan Anadolu’nun fetih kapılarından bir tanesidir. İnegöl bir kültür mozaiğidir.
Göç alan bir kenttir.19. yüzyıldan beri özellikle Kafkasya ve Orta
Asya’dan gelen göçebelere ev sahipliği yapmıştır. Bugünse Anadolu’nun 7 bölgesinden gelen insanların kendilerini huzur içinde ifade edebildiği ve yaşadığbir kent haline gelmiştir.Bu çok önemlidir çünkü bir kültür bileşkesi haline gelir. Farklı coğrafyadan gelen insanların barış ve huzur içinde yaşamaları en önemli temennimizdir.
İnegöl bir sanayi kentidir ve sanayisinin 1914 yıllarında Hocaköy’de Ömer Bey ve arkadaşlarının kurduğu dokuma fabrikasıyla temeli atılmıştır. İktisadi alanda da İnegöl bir model kenttir. Meydana getirdiği yeni ürünlerle marka kent haline gelecek bir potansiyele sahiptir. Aynı zamanda keş- fedilmiş ama tanıtılmamış bir turizm kentidir. Oylat kaplıcalarını geçen sene gördüm ve hayran kaldım. Neden tanıtılmıyor diye kendi kendime üzüldüm.
Ekonomik olarak son aldığım rakamlara göre 2015 yılında 705 firmayla 796
milyon dolar civarında ihracatı olduğunu görüyoruz. İthalata baktığımız zaman 268 milyon dolar civarında. Toplam dış ticaret hacmi ise 1 milyar dolar.İhracat kapasitesi bakımından Türkiye’de 20. Sırada. Dış ticaret fazlası veren bir kentimiz ve bu konuda Türkiye’de 5’inci.
Cari açığın ekonomimizi tehdit ettiği bir dönemde bu kentin dış ticaret fazlası vermesi bizim için önem arz ediyor. Mobilya, gıda, tekstil, orman ürünleri, otomotiv yan sanayi, kimya gibi sektörlerin ön plana çıktığını görüyoruz. İşadamlarımızın hizmetindeyiz. 2023 hedeflerimize ulaşabilmek için, dünyada bölgesel aktör olabilmek için kalkınmak zorundayız. Kendi üretimimizi ve markalarımızı geliştirmek zorundayız.
Kendi bağımsız milli üretimimiz olmadığı sürece bizim iddialarımız bir felsefeden temenniden ibaret kalır. O nedenle marka üretmeyi kendisine hedef edinmiş olan İnegöl şehrimize teşekkür ediyorum.
Bağımsız bir üniversiteyi İnegöl hak ediyor ve bu konuda üzerimize düşen bir şey varsa Uludağ Üniversitesi olarak bütün gücümüzle yanınızda olacağımızı belirtmek istiyorum. Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Prof. Dr. MEHMET YÜCE
Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu