Merhaba İnegölümüzün güzel insanları!

İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz

1876-1877 Türk-Rus Savaşı, halk arasında bilinen adıyla 93 Muharebesi, İnegöl'ün demografik yapısını derinden etkilemiştir. Savaş sonrasında İnegöl, yoğun bir göç dalgasıyla karşılaşmış ve bu göçmenlerin bir kısmı, kasaba çevresine yerleştirilerek yeni mahalleler kurulmuştur.

Osmaniye Mahallesi'nin temelleri, İnegöl'ün Eğrek Yeri olarak bilinen alanda atılmıştır. Bedre Deresi ve Hocaköy Deresi'nin kollarının buluştuğu bu mevkide, İnegöl'lü hanımlar çamaşırlarını yıkamış ve bu nedenle Eğrek Deresi, halk arasında Kızlar Deresi olarak da anılmıştır.

Zamanla bu yöreye Eğrek Yeri denmiş ve burada Eğrek-Mescidi adıyla bir mescit inşa edilmiştir. Eğrek Yeri kaldırıldığında ise, burada Muradiye/Osmaniye Mahallesi kurulmuş ve Eğrek Camii, yeniden ihya edilerek Çamaşırlık Camii adını almıştır.

Hamidiye Mahallesi'nin çekirdeğini, Kırım göçmenleri oluşturmuştur. Kırım Savaşı sonrasında Rusların eline geçen Özü Kalesi'nin düşmesiyle, Sultan I. Abdülhamid'in üzüntüden hayatını kaybetmesi ve mağlubiyet acısıyla yollara düşen göçmenlerin bir kısmı İnegöl'e getirilmiştir.

Bu göçmenler, Tatarlık Mahallesi adıyla yeni bir yerleşim alanı oluşturmuş ve zamanla bu mahalle, nüfusça artarak Hamidiye adını almıştır. Hamidiye Mahallesi'nin mezarlığı, Hamidiye/Altınbaş Camii'nin yüz metre kadar ilerisinde, Kasım Efendi Caddesi'nin Osman Bey Caddesi ile kesiştiği noktadadır.

Mahmudiye Mahallesi, Sultan Abdülaziz'in inşa ettirdiği Av Köşkü ve bu köşkün müştemilatı olarak yapılan Sarı Camii'nin civarında oluşmuştur. Başta Arnavutluk göçmenleri olmak üzere birçok göçmen grubu, bu mahalleyi nüfusça geliştirmiştir.

Burhaniye Mahallesi, ağırlıklı olarak Balkan kökenli Bosna-Hersek göçmenlerinden oluşmuştur. Bu göçmenlerin alt kimlikleri Boşnak'tır. Süleymaniye Mahallesi ise Arnavutluk ve Makedonya göçmenlerinden oluşmuştur.

Orhaniye ve Kemal Paşa mahalleleri ise değişik alt kimlikleri olan göçmenlerden meydana gelmiştir. Bu mahallelerde Kafkas kökenli göçmen grupları çoğunluktadır.

1950 yılından sonra ülkemizde görülen sosyal ve ekonomik gelişmeler, köy ve kasabalar arasında güçlü bir bağın kurulmasına vesile olmuştur.

Bütün yerleşim alanları dışa açılmış ve İnegöl, yeniden yoğun bir göç dalgasıyla karşılaşmıştır. Hem iç hem de dış göç alarak hızla büyümüş ve gelişmiştir.

İnegöl'ün tarihine bakıldığında, göçlerin ve yerleşimlerin kasabanın sosyo-kültürel yapısını nasıl şekillendirdiği açıkça görülmektedir. Bu süreçler, İnegöl'ün bugünkü dinamik yapısının temelini oluşturmuştur.

İnegöl, göçmen mahalleleri, tarihi camileri ve yaşayan kültürel mirası ile Türkiye'nin zengin mozaiklerinden biri olarak öne çıkmaktadır.