Recep Akakuş'un köşe yazısı.

G- ÇARDAK ÇAMİİ: Çardak Camii, Eski Yenişehir yolu ile Ankara Caddesi’nin buluştuğu noktada yer almıştır. Şu andaki Yeni Cardak Camii’nin, çardakla ilgisinin bulunmadığı bir gerçektir. Bu isim, aslında, Balkan Savaşları sonrasında Balkan coğrafyasından İnegöl coğrafyasına gelen göçmenler tarafından Orhaniye Mahallesi’nin çekirdek yapısı oluşturulurken bu geniş alanda minaresi dahil her iki katı da ahşap malzeme ile yapılmış bir camidir.

Köşeli ve çift cepheli altında 4-5 adet dükkân bulunan bu ahşap iki katlı camiye, halk tarafından “Çardak Camii” adı verilmiştir. Bu fakir de - cemaat tarafından verilen aylık 10 TL. ücret karşılığında – 1951 yılında bu camide müezzin-kayyımlık yapmıştır.

İki tarafı yol olan “üçken” biçiminde geniş bir yerleşim alanının batı köşesine Çardak Camii, zemin katı dükkân; ikinci katı, mescid olarak düzenlenmiş ahşap bir yapı idi. Bu nedenle yukarıda ifade edildiği üzere; bu camiye, halk tarafından ”Çardak Camii” adı verilmiştir.

“Çardak Camii” nin yer aldığı bu geniş saha üzerine–bir anlamda-Orhaniye Mahallesi’nin çekirdeğini oluşturan meskenler inşa edilirken bir taraftan da aynı ada üzerine demirciler, hırdavatçılar, pullukçular, yağhaneciler, düvenciler, sandıkçılar, saraçlar ve koşum malzemesi üretenler de bu ada üzerine yerleşmişlerdir ki Çardak Camii’nin çevresi, o yıllarda ki duruma göre bir çeşit sanayi bölgesi hüviyetini kazanmıştır.

Camiin, batı kısmında ise odun pazarı yer alırken doğu kısmında da İnegöl’ün tahıl ve zahire pazarı yer almıştır. Odun pazarının merkezinde yer alan çınar ağacı, günümüzde bile hâlâ aynen yerinde bulunmaktadır. 4-5 yolun kesiştiği yerde bulunan odun pazarının çevresinde ise -hatırladığım kadarıyla -Anıl Un Fabrikası’nın sahibi Sayın Metin Anıl Bey’in pederinin işlettiği, yün ve yapağı tarağı; mısır kırma makinesi ve mazotla çalışan un değirmeninden oluşan genişçe bir atelye ünitesi vardı.

Onun yakınında ise Çömlekçi Hafızın dükkânı, Lazlar Fırını, “Şeytan Hilmi” lakabı ile tanınan ve tek başına günün 18-20 saatini dükkânda çalışarak geçiren kişinin, binbir çeşit ürün satan bakkaliye dükkanı ve onun yakınında da köşe başında Kireççi Sadık Efendi’nin yeri, bulunuyordu. Odun pazarının diğer tarafında ise cadde boyunca sırasıyla; Uludağ Gazozçusu Bayram Efendi’nin imalathanesi ve devamında cadde boyunca eski belediye başkanlarından Osman Bey’in görkemli malikhanesi , bulunuyordu.

 “Dâî oğlu” Şükrü Bey’in mülkiyetine geçmiş ve geniş bir adayı işğal eden bahçeli bu konak ile yakın çevresinde yine konak ile bağlantılı dükkan, böcekhane ve benzeri tesisât niteliği taşyan müştemilât = eklentiler, yer almaktaydı.

Çardak Camii’nin zemin katında da köşede Servet Efendi’nin bakkal dükkânı, yan tarafında ise Kırcalı Hüseyin Efedi’nin çeyiz sandık yapım atelyesi ve de düvencilerin atelyeleri bulunuyordu.

İşte 1950 Yılında Çardak Camii’nin ve yakın çevresinin durumu, böyleydi. Üstlendiği misyon itibariyle; o günkü Çardak Camii, bir taraftan, esnaf camii olarak halka hizmet ederken diğer taraftan da Romen vatandaşların mahalle camisi sayılıyordu.

Çünkü Roman vatandaşların, cenazelerini Çardak Camii imamhatibi olan Hamzabeyli Emin Hoca Efendi kaldırıyordu. Mevlitlerini de Hoca Emin Efendi, okutmakta idi.

Roman vatandaşların bir kısmı,düğün-derneklerde çengi çalarak hayatlarını kazanırken bir kısmı da, demircilik, elekçilik, kalaycılık gibi sanatları icra ederek geçimlerini sağlıyorlardı. Unutulmamalıdır ki onlar, İnegöl’ün merkez mahallesinde ilk yerleşik düzene geçen topluluk arasında yer almışlardır.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR