Mehmet Arif Selim'in köşe yazısı.

1015'te Anadolu'yu yurt edinmek ülküsüyle akınlar yapmışız. Yani 1008 yıl önce bu toprakları vatan kılmak için bedel ödeyip 1048 Pasinler savaşıyla Bizans'a karşı ilk zaferi kazanıp, 1071 Malazgirt zaferi ilede Anadolu'yu yurt edinmişiz.

Büyük Selçuklu şemsiyesi altında İlk Beylikleri, ardından Anadolu Selçuklu'yu kurarak Anadolu'yu hem Türkleştirmiş hem de İslamlaştırmışız. Haçlı seferleri ve Moğol istilası ile batıdan ve doğudan saldırılara uğrasakta, nice canlarımızı kurban verip bu topraklara tutunmayı bilmişiz.

Sonrasında büyük bir cihan devleti olarak, dünyanın süper gücü olan Osmanlı ile tarihin akışını değiştirmişiz. Osmanlı'nın 623 yıllık tarihi yürüyüşü sonrasında Cumhuriyetimizi kurarak bu topraklardaki egemenliğimizi devam ettirmişiz. Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye'ye diz çöktürmek ve Türkiye'yi bölmek için emperyalist ve haçlı zihniyetli güçlerin çabaları devam ettirmektedir.

Ülkemizin Akdeniz ve Karadeniz'deki haklarına çökmek, Yavru Vatan Kıbrıs'ı bizden koparmak, Türk Dünyası ile bağlarımızı koparmak, İslam Dünyası ile aramıza duvarlar örmek, dış politikada Türkiye'yi emperyalist politikalara kuyruk yapmak, ekonomik olarak bizi avuçlarımda tutmak, doğu ve güneydoğu topraklarımızı teröristlere vererek ülkemizi bölmek için her gün çabalamaktalar. Psikolojik savaş yöntemleriyle, kendilerine bağlı olanları organize edip kaleyi içten fethetme taktikleriyle, besleyip şımarttıkları teröristlerle ve terörsevicilerle üzerimize gelmekteler.

Etrafımızı kuşatan emperyalist ateş ülkemize de sirayet ettikten sonra ah vah etmenin hiç bir faydası olmayacaktır. Şimdiden emperyalist planlara karşı tedbirleri almak zorundayız. Bu noktada en büyük vazife vatandaş olarak bizlere düşmektedir. Dünyadaki gelişmelere kayıtsız kalmak, emperyalist güçlerin algı operasyonlarına kapılmak, terörü meşrulaştırmak gibi fiiller,  ülkemize karşı yapabileceğimiz en büyük kötülük olacaktır.

Batı gazıyla ve batı ağzıyla konuşup,  "Hürriyet, adalet" diye diye,  ayrılıkçı fikirlere çanak tutan ve o çetelerin devleti parçalamasına da çanak tutan İttihat Terakki cemiyetinin Osmanlı'yı nasıl parçaladığını unutmamalıyız. Abdülhamid'i tahttan indirip ülkenin iplerini eline alan ve sadece dokuz yılda devletimizi un ufak eden dar görüşlü, batı aşığı, batının uzaktan kumandayla yönettiği kliklerin milyonlarca insanımızın canına, canımız bildiğimiz devletimize nasıl kıydıkları tarihin kayıtlarında tazeleğini korumaktadır. İbret istersek tarih orada duruyor.

Birkaç içi boş kavramın arkasına saklanan eşkiyaların ve batı aşıklarının milletimize ödettiği bedeller daha dün denecek kadar yakın zamanda cereyan etmişken, yüz yıl sonra aynı oyunlara gelmemek için tarihi mücadeleyi, bu tarihi mücadeledeki rolümüzü iyi bilmeliyiz. Günübirlik ve kısır tartışmalarla, dünyadaki gidişatı görmeyip başımızı kuma gömerek varacağımız bir menzil yoktur.

Dostu da düşmanı da iyi bilmeliyiz. Dostlarla safları sıklaştırırken, düşmanla ve sinsi taktikleriyle baş edebilecek stratejileri iyi kurgulamalıyız. Uyanık olmalı, ferasetli olmalıyız. Ve her şart altında millete, milli birliğe, milli duruşa ve devlete sahip çıkmalıyız. 1008 yıldır bizi bu topraklardan silemeyenlerin, bu emellerinden vaz geçmediklerini aklımızdan çıkarmamalıyız.

Dilimizdeki en ağır hakaret ifadesi olan "vatan haini" ifadesini hak edenlere karşı mücadeleyi elden bırakmamalı,  "özgürlük" maskesi takarak bizi aldatmalarına müsaade etmemeliyiz. Yarın çok geç olmadan, elimizdekiler uçup gitmeden, geçmişten ders alıp geleceğe güvenle bakmak için vatana, vatanperver olanlara, devlete sahip çıkmalıyız.

Güneyimizde bir terör devleti kurmak için teröristlere onbinlerce tır dolusu silahı verenlere karşı, o teröristleri savunanlara karşı dimdik durarak sahip çıkabiliriz devletimize ve geleceğimize.  Geçmişini bilmeyenlerin geleceği olamayacağı gerçeğini hep aklımızda tutarak kafa tutabiliriz, ve de kafa tutacağız  bu vatana göz dikenlere.

Ve bin yıllık yürüyüşümüzü sekteye uğratmaya çalışanlara karşı yine biz kazanacağız ve de biz hep burada olacağız...

Aksini iddia eden buyursun gelsin....

MEHMET ARİF SELİM