Peygambersiz din oluşturma planlarının içinde -bilerek veya bilmeyerek - yer alan kardeşlerimiz olduğunu esefle gördüğümüz için, uyarı vazifemizi yapmak adına; geçen hafta "Yeni Fetöler" olmasın başlıklı iki yazı yazmıştık.

Bu hafta bu mevzuya devam etmek, "bir yanlış gördüğünüzde elinizle düzeltin, buna gücünüz yetmezse dilinizle düzeltin..." tavsiyesi gereğince, konuyla ilgili meramımızı pekiştirmek adına gerekli görüldü.

Müslümanlar arasında ayrışma ve fitneye yol açabilecek konularda, çok dikkatli bir dil kullanmak ve bilmediğimiz konularda ahkam kesmemek gerekir.

Oysaki 'bize Kur'an yeter' diyenler; uluorta  konuşarak, bin dört yüz yıllık ilmî birikimi yok sayarak, adeta bu çağ gelinceye kadar olan her şey yanlışmış gibi bir mantıkla hareket etmektedirler.

Yapılan hataları özellile arayıp bulup, bunlar üzerinden yapılan her şeyi ve neredeyse tüm dinî uygulamaları yermektedirler.

Tabi ki her şey yanlış diye lanse edilnce hemen ardındab, bu yanlışların faturasını da hemen İslam alimlerine kesmektedirler.

Bu fatura kesme işi alimlerden sahabeye kadar uzanmakta ve neticede peygamber de payına düşeni almaktadır veya tüm hataların kaynağının yanlış peygamber algısı olduğu iddia edilerek peygamberlik müessesi önemsizleştirilmektedir.

Hatta peygamberin ilahlaştırıldığı şeklinde bir "tehlikeli suçlamayı" dile getirmekteler. Peygamberi sevmek ve örnek almak ilahlaştırmaksa, çocuklarımızdan tutun arabarımıza kadar çoook ilahımız var o zaman...Bu nasıl bir mantıktır.

Peygamberler ilah değildir doğru, varsa bu hususta aşırıya kaçanlar, ona da eyvallah. Fakat birileri yanlış yapıyor diye, müslümanların peygamber sevgisini, ilahlaştırma olarak dillendirip, bütün müslümanları 'müşrik' ilan etmek cahillik değilse, fitnedir ancak.

Peygamberi sevmek, onun gibi bir hayat yaşamak gayet doğal bir durumdur. Peygamber ilah değil diyen dostlar bilsinler ki, peygamberler sıradan insanlar da değildir, Allah'ın seçtiği insanlardır, vahiy almak ve insanlara aktarmak gibi ulvî bir görevi yapan en değerli insanlardır.

Kur'an' da ismi geçen peygamberlerimizin hepsi, bizzat Allah tarafından defalarca övülmüş, salih kullar denmiş ve bizlere örnek olsun diye kıssaları anlatılmıştır.

Aynı şekilde Hz.Muhammed de pek çok ayette övülmüş ve bize " en güzel örnek" diye takdim edilmiştir.

Allah'ın övdüğünü övmek, "salih kullarım" diyerek değer verdiklerine değer vermek onları ilahlaştırmak mıdır yoksa, Allah'ın sevdiğini sevmek  Allah'a imanın ve itaatin bir gereği midir?

Peygamber Kur'an- ı Kerim'i yaşayarak bize gösteren, dinin pratik hayatta uygulamasını gösteren bir öncüdür. Onu sevmek, örnek almak dini yaşayabilmenin şartıdır. 'Nebi - Rasul' gibi ayrımlara girmek, işi demogojiye dökmek gereksizdir. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)

MEHMET ARİF SELİM