Mehmet Arif Selim'in köşe yazısı

Emperyalizmin değişik taktiklerle amacına ulaşmaya çalıştığına değinmiştik önceki yazımızda.

19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal, Milli Mücadele'ye liderlik yapmak için Samsun'a çıkmıştı. Peki biz kime karşı milletçe mücadele ediyorduk? Emperyalist batılı devletlere ve onların kuklası olan Yunanistan ve Ermenistan'a karşı, yani dış güçlere karşı.

Soru: Peki bu emperyalistler,  aradan geçen süreçte vaz mı geçtiler emperyalist amaçlarından?

Hayır tabiiki, terör örgütlerine verdikleri desteklere, batılı istihbarat örgütleriyle dirsek temasında olan veya onların kontrolünde olan medya organlarına ve oralarda yayınlanan Türkiye haritalarına bakın, vazgeçmediklerini net olarak görürsünüz.

Soru:Peki nasıl oluyorda, emperyalizmin kuklaları olan PKK,  FETÖ ve diğer terör örgütlerini masum göstermeye çalışan ve onları bize karşı kullanmaya devam eden tiyatroları görmüyoruz.

100 yıl önce Yunanı ve Ermenileri kukla yapanların, bugün PKK ve FETÖ gibi yapıları kukla olarak kullandıklarını bile bile nasıl oluyorda bu kuklalara karşı, tüm milletçe, "amasız, fakatsız" bir tavır almıyoruz?

Soru: Nasıl oluyorda, emperyalistlerden bahseden ve ülkemize karşı kurulan tuzaklarda emperyalist etkiye dikkat çeken ve "dış güçler" diyerek emperyalistleri deşifre eden insanlara karşı, "bırakın bu işleri, ne dış gücüymüş" diyen bir kitle olabiliyor?

100 sene önce işgale gelenler dış güçler değildide cinler miydi?

Soru: 100 yıl önce, işgale gelen emperyalistlerle işbirliği yapan, emperyalist bir devletin manda ve himayesine girmek için çalışanlar vardı, bugün de aynı mandacı zihniyet var diyenlere neden kulak verilmiyor?

Soru: Emperyalist devletlerden para aldıkları ortaya ćıkan medya kuruluşları nasıl oluyorda yadırganmıyor? Değişik isimler altındaki batılı vakıflardan fonlanan bu medya mensupları,  bu ülkenin menfaatine göre mi yayın yapar yoksa parayı verenlerin çıkarına göre mi hareket eder diye niye fazla sorgulanmıyor?

Yukardaki gibi daha pek çok sorunun cevabını, peşinen,  yazının başlığında verdik aslında. Emperyalizm sadece silahla gelmez; kuklası olan teröristlerle, beslediği medyayla, işbirlikçileriyle, mandacılarıyla da gelir. Hem de öyle bir gelir ki, bu sinsi gelişinden toplumun çoğunun haberi olmaz. Haberi olanların bir kısmı ise, bu emperyalist gelişten rahatsız olmaz. Çünkü bu bir kısım insanlar, emoeryalist devletlere hayrandırlar, onlara karşı aşağılık kompleksi içindedirler.  İşte bu durum, en tehlikeli emperyalist taktiğin belirtisidir: İşte bu zihinlerin sömürgeleştirilmesidir

Zihinleri sömürgeleştirilen bir hedef ülkeye, silahla girmeye gerek kalmaz,  çünkü o ülke zaten batının kontrolüne girmiştir. Böyle bir ülkede emperyalizmin istediği herşey yapılır, emperyalist güçler o ülkeyi kendilerine kukla yaparlar.

Sinsice, önce zihinleri ve sonra ülkeleri ele geçiren güçler, kurdukları manda düzenini sorgulatmazlar ve o toplumun kendi yörüngelerinden çıkmaması için, sorgulayanları itibarsızlaştırırlar, "milli" kelimesini ağzına alanları hedef tahtasına koyarlar. Bu tip insanları "çağdışı" diye yaftalar ve aşağılarlar ve bunun adınada fikir özgürlüğü derler. Sorgulamayıp emperyalist tezlere itiraz etmeyenleri ise "çagdaş" adı altında yüceltip ülkenin kaderini bu tiplere verirler.

Tüm bunları algı operasyonlarıyla ince ince planlayıp uygularlar. Bu uygulama sırasında yerli işbirlikçilerini ve kime hizmet ettiğinin farkında olmayan kitleleri kullanırlar.

Demek ki işgal ve sömürü için her zaman ordularla, tanklarla, silahlarla gelmezmiş emperyalizm.

Bizim ülkemiz, 1000 yıl önce de, 100 yil önce de emperyalistlerin en önemli hedeflerinden biriydi, bugün de aynı şekildedir.

Bu ülkeyi canı bilen bizlerin, emperyalist planlarına alet olmamak gibi büyük bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk vatanımıza, vatan için can verenlere ve gelecek nesillerimize karşıdır.

Emperyalist taktikleri ve istihbarat oyunlarını bilmiyorsak, emperyalizmin tuzağına düşmemenin çok kolay bir yolu vardır: Emperyalistler ve emperyalist kuklaları ve teröristleri kime, kimlere saldırıyorsa; sizin safınız o saldırılanların yanı olsun.

Allah; emperyalist tuzaklardan ülkemizi, zihinlerimizin sömürgeleştirilmesinden de hepimizi korusun.