Gazza'de sekiz aydır İsrail-ABD soykırımı devam ediyor. Rusya - Ukrayna savaşı iki buçuk yıldır bitmiyor / bitirilmiyor. Suriye'de iç savaş in üç yıldır devam ediyor. Toprakları fiilen bölündü ve kuzeyi teröristlere teslim esildi büyük oranda.


Afganistan 1980'lerde yaklaşık on yıl Sovyetler'in saldırısını, 2001 sonrasında yaklaşık yirmi yıl ABD işgalini yaşadı. Libya bölünmeye çalışılıyor, on yılı geçti kargaşa içinde. İrak 1991'deki Körfez savaşı sonrasında ve 2004'teki yine ABD işgali sonucunda dörde bölündü. 


DEAŞ denen ABD malı teröristler ortadoğuyu karıştırmak için kullanıldı şimdi Orta Asya' ya yı karıştırmak için oralara kaydırıldı. Boko-Haram denen teröristler Afrika'da kan kusturmaya devam ediyor on yıllardır. PKK Türkiye'ye saldırıyor kırk yıldir. Aynı şekilde FETÖ eliyle Türkiye teslim alınmak istedi ve pek çok ülkede CIA'nın kuklası olarak varlığını sürdürüyor.


Yemen, Sudan gibi nice ülkede savaş var, çatışma ve kargaşa var.


Dünyada bir milyara yakın insan açlıkla boğuşuyor ve her beş saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. İnsanlar uyuşturucu, cinsiyetsizleştirme, teknolji bağımlılığı gibi unsurlarla, medyatik algı operasyonlarıyla hem şeytani felsefeye eklemleniyorlar hem de robotlaştırılıp güdülebilir hale getiriliyorlar.


Tüm bunlar ve daha fazlası dünyayı her geçen gün daha çok kargaşaya(kaosa) sürüklemeye çalışan "kaostan düzen"cilerin planları dahilinde ve bilerek yapılıyor. Ve onlarla yeterince mücadele edemeyen karşı taraftakilerin acziyeti meydanın onlara kalmasına yol açıyor.


Dünyayı tek devlet yapıp kontrol etmek isteyen ve kendilerini "üstün ırk" olarak zanneden, daha doğrusu şeytanlar tarafindan buna ikna edilenler, "hayvan olarak gördükleri öteki her insanı ve milleti kontrol etmek için, öldürmek dahil her şeyi yapmayı kendilerine hak olarak görüyorlar.


İblis adına dünyayı kontrollerine almak, "tanrıyı kıyamete zorlamak", "Mesih'in gelişini hizlandırmak",  "dünya cennetini" kurmak veya "tanrı imparatorluğu" kurmak gibi teoljik nedenlerle hareket edenler, bu teolijiden istifade ile sömürgeciliklerini sürdürmek isteyenler, özgürlüğü kutsayıp hazdan başka bir şey düşünmeyip menfaatleri için onların peşine takılanlar bir olmuşlar ve dünyayı ateşe sürüklüyorlar.
Oysa ki, son tahlilde, kendisi "kovulmuş ve ümitsiz" olanın güdümüne girmişler, ruhlarını şeytana satmışlar ve kendilerini ateşe sürüklüyorlar.


Varlıkla ve darlıkla, güçlüyken ve zayıfken "imtihan" olan bizler, bu iblisî planlara karşı uyanık olupta birlik olmazsak, bu iblisspor planlarını tek tek devreye almaya devam edecektir.


Dunyanın hali hal değil ve her geçen gün dahada kötüye gitmektedir. Bu gidişatı tersine çevirmek için, her insanî bireye düşen yükümlülükler vardır.


Asıl kavga İblis ve onun yolundakilerle insanoğlunun kavgasıdır. Kavga "cennet" ten kovulmayla başlamıştır ve kıyamete kadar sürecektir. Mesele ve imtihan, bu kavgada Hak veya Batıl saflarından hangisine mensup olacağımızla ilgilidir.


Zaman geçip gitmekte, "yazıcılar" her yaptığımızı kaydetmekte, imtihan her an devam etmektedir. Ve belkide rüya kadar bile hükmü olamayan - gerçekliği muamma olan bu dünya hayatımız hızla bitmekte, sonsuz olan ve tam gerçekliği olan,  "sonraki hayat" hızla yaklaşmaktadır. Akledip, düşünüp dünyanın geleceği için ve dünyanın biteceği gün için Hak olan, insanî olan tarafta yerimizi almalıyız; Batıl olan iblisî olanlara karşı elimizden gelen mücadeleyi sergilemeliyiz.


Gerisi teferruat, gerisi yalan, Allah'tır baki olan, ahirettir sonsuz olan, imtihanda Hak olana tabi olabilmektir aslolan.


Allah "Sırat-ı Mustagim" den ayırmasın bizi de sizleri de, evlatlarımızı da...