Recep Akakuş yazdı
Cuma Cami’inin çevresinde oluşturulan yeni mahallenin sınırlarını kavrayabilmek için o devirdeki topoğrafik durumu göz önüne almak gerekecektir.
Şöyle ki: O devirde Bedre Deresi, tabiî yatağından akmaktadır ki bu tabiî yatak, günümüzde Suyolu Caddesi ve Osman Bey Caddesi diye anılan güzergâhtan geçerek Mes’udiye Mahallesi sınırları içinde kalan Zındancık mevkiinde Akçasu Deresi ile buluşmaktadır.
Diğer yandan Hoca Köy Deresi de Kemal Paşa Mahallesi’ni aşarak ve günümüzdeki Çamaşırlık Camii civarından geçerek Otogar güzergâhını izledikten sonra Organize sanayi yöresinin kuzeyinde Akdere/Kavlık Deresi (en son ismi olan) Kalburt Deresi ile buluşmaktadır.
Hatta bu dereden ayrılan bir kol, Çamaşırlık veya Kızlar Deresi adını alarak Adabini Köyü’ne doğru bir güzergâhta akmıştır.
Çamaşırlık veya Kızlar Deresi’nin kenarunda bir eğrek-yeri ve bir de çobanların ibadet etmeleri için bir de Eğrek Camii inşa olunmuştur.
Ayrıca, Cuma Camii’nin güneyinde bir diğer ifade ile günümüzdeki yeni belediye binasının yerinde de Cuma Mahallesi’nin, mezarlığı tesis olunmuştur.
Gerçekleştirilen bu yeni yapılanmanın tamamı, eski merkez mahalle ile birleştirilerek Cuma Mahallesi olarak anılmaya başlamıştır ki daha sonraki yıllarda bu yerleşim alanı, Cuma Mahallesi ve Sinan Bey Mahallesi diye iki ayrı mahalleye ayrılacaktır.
Fatih Sultan Mehmed devrine gelince, bu dönemde İnegöl’ün üzerine İshak Paşa’nın gölgesi düşmüştür.
Bu zat vezir ve sadrazam sıfatı ile devletin tepe noktasında görev alınca; kendi adıyla anılan ve İnegöl’ün imarında büyük bir gelişmeyi simgeleyen o görkemli külliyesini inşa ettirmiş ve çevresine de Nakkârezen Çiftliği’nin yerini tutacak bir ticarî bölge kurdurmuştur.
Yaptırdığı cami ve külliye, bir bakıma, bu ticarî bölgenin merkezî olmuştur. Bu nedenledir ki günümüze kadar İshak Paşa Camii, halk tarafından, esnaf camii olarak değerlendirilmiştir.
Cuma Camii ise Sultan Camii olarak daima halk arasında ayrıcalık taşımıştır.
Bilindiği üzere İshak Paşa, Kastamonu beyi İsfendiyâr Bey’in damadıdır. Kayınpederinin torunu olan İsmail Bey, Sinop ve Kastamonu’yu Fatih Sultan Mehmed’e teslim ettikten sonra kendisine, Yenişehir, Yarhisar ve İnegöl, dirlik olarak tahsis olunmuştur.
Bu vesile ile İshak Paşa’nın eşi, Sultan Hatun da yeğeni ile birlikte İnegöl’e yerleşmiştir.
1460 yılında Anadolu Beylerbeyi olan İshak Paşa, güçlü bir maliyeci olarak Fatih Sultan Mehmed’in dikkatini çekmiş ve sür‘atle memûriyet kademelerinde yükselerek 1466 yılında vezâret payesi alarak İshak Paşa, Divan üyesi olmuştur. Sadrazam Rum Mehmed Paşa’nın azledilmesinden sonra da 1469 yılında Fatih Sultan Mehmed’e sadrazam olmuştur. (DEVAM EDECEK)