Sözcük anlamı “herkese bildirmek” olan “Ezan” 1932-1950 yılları ülkemizde Türkçe sözlerle okutuldu.
O gün olduğu gibi, bugün için de toplumun benimseyemediği bir uygulama olarak hafızalarımızda yerini almıştır. Uygulama döneminden birçok anı ülkemizin her yanında dile getirilir.
Dönemi övmek ya da yermek amacıyla bu yazıyı yazmadım.
Ama o günlerde yaşamış bir İnegöllüyü yakından tanıyalım istedim. Kahramanımız Rüştü Erdoğan Bosna göçmeni olup, İlçemiz Mahmut Esatbey Caddesi üzerinde, Boşnak Cami’den 50-60 metre kadar ileride evi ve işyeri olan bir bakkal. Dekor Enver olarak bilinen, Ressam Enver Erdoğan’ın babası, Keçe Ressamı Mükerrem Turhan ve Ressam Kamil Erdoğan’ın da dedesidir. Doğum tarihini öğrenemedik ama 1952 yılında vefat ettiğini öğreniyoruz.
Boşnak Camii cemaatinden olan amcamız Türkçe Ezan uygulaması sonrası, cami cemaatine pek katılmamış, namazını evinde kılmayı tercih etmiştir.
Ezan vakitleri de, bahçesindeki bir dut ağacına çıkarak Ezanı Arapça olarak okumuştur. Bunun neticesinde güvenlik güçlerince sorguya çekilip baskı görse de evinin bahçesinde ezan okumayı sürdürmüştür.
Samimi ısrarından olabilir, evinin bahçesi dışında okumadığı için olabilir, başkalarını etkilemeye yönelik bir amacı hissedilmediğinden olabilir, amcamızın ezanı zamanla güvenlik güçlerinin de görmemezlikten geldiği bir eylem haline dönüşmüştür.
Amcamızın ezan yasağı boyunca bu tavrını devam ettirdiğini öğreniyoruz.
Suça dönüştürmeden yıllarca protesto eylemini sürdürebilmek hiç de kolay değildir. Ama amcamız bunu başarmıştır.
TÜRKİYE SİYASİ HARİTASI
Bir ilkokulda okulun ilk günü yaşanıyor. Birinci sınıfları okutacak olan öğretmenimiz öğrencilerini sınıfa alıyor.
Birinci sınıf ve ilk gün olması dolayısıyla bazı veliler de zorunlu olarak sınıftaydılar.
Öğretmenimiz yoklamayı yapıyor ve başlıyor. “Sizler artık okullu oldunuz, bundan böyle beş yıl birlikteyiz. Her gün şu saatte okulda bulunmalısınız.” devamında
“Biz bir sınıfız, şimdi de sınıfımızı tanıyalım; bu tahta, bu silgi, bu çöp kutusu, bu Atatürk resmi” diye devam ediyor çocuklara da toplu halde tekrar ettiriyordu.
Bu böyle devam ederken elini hafifçe duvardaki haritaya doğru götürmüştü ki ön sıralardan bir çocuk sesi duyuldu.
“Türkiye siyasi haritası.” öğretmenimiz hem sevinmiş, hem şaşırmış bir halde çocuğa döndü “Nereden bildin?”
Çocuk cevap verdi “Yazıyo.” Mesele anlaşıldı, çocuğumuz okul öncesi ailesi tarafından okuma yazma öğretilen bir öğrenciydi.
TURHAN ŞAHİN'İN ÖYKÜ TADINDA İNEGÖL isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır.