DOĞUM TARİHİ, ÖLÜM TARİHİ
İki İnegöllü ellili yıllarda hatıra fotoğrafı çekildiler, fotoğrafın arkasına da her biri ayrı ayrı kendi el yazılarıyla adını-soyadını, yıl olarak doğum tarihini ve muhabbet olsun diye de tahmini ölüm tarihlerini yazdılar.
Ölüm tarihlerini birisi 1995, diğeri de 2000 yılı olarak yazmıştı. Aradan yıllar geçti 1995 yazanınki tuttu. Tıpkı fotoğrafın arkasına yazdığı gibi 1995 yılında vefat etti.
Ölüm tarihini 2000 olarak yazan diğer İnegöllünün ise kafası karıştı. Eşine dostuna fotoğrafı gösterip “Yahu kısa tuttuk gibi geliyor.” şeklinde dert yanmaya başladı.
NOT : Diğer İnegöllü 1998 yılında vefat etti. Allah rahmet eylesin.
DOKSAN YEDİ YAŞINDAKİ HASTA
İnegöllü hasta 97 yaşındaydı ve hayatında ikinci kez doktora gidiyordu. Daha doğrusu çocukları tarafından götürülüyordu. En son iki yıl önce doktora gitmişti.
Mezit Boğazı tarafından İnegöl’e doğru yol alıyorlardı. Yaşlı hasta amcamız konuştu “İlle de götürüyorsanız o zaman Doktor ….. götürmeyin.” Çocukları şaşırmışlardı, “Baba neden öyle söylüyorsun, o hem değerli bir doktor, hem aile dostumuz, ayrıca seni de çok seviyor biliyorsun”
Amcamız cevap verdi “Oğlum haklısınız da, geçen sefer götürdüğünüzde bana sigarayı bırak dedi, bırakamadım şimdi sorarsa mahcup olmak istemiyorum.”
DOSTLARA DİNİ NASİHAT
Dostlarına dini konularda daha duyarlı davranmaları tavsiyesinde bulunuyordu. Arkadaşları kendi havalarındaydılar, neşeli bir sohbet yapıyorlar ve tavsiye dinleme niyetleri pek yoktu.
Bir başka arkadaş devreye girdi “Oğlum bunlara yalvarıp durma, fena mı olur, cennette seyrek seyrek otururuz.”
DÜŞMAN DA OLSAK
Otuzlu yıllar, ilçemizde bir orman köyünde ölümle sonuçlanmayan bir silahla yaralama olur. Yaralamayı yapan kişi de firarda olunca gerginlik sürmektedir.
Firari köyün kıyısındaki evine gizli gizli gidip gelmektedir. Böyle gecelerden birinde eşi etrafı kollar ve yol göstermek üzere eşinin saklandığı yere gider. Eve doğru gelirlerken eşine “Adam bu gece evin yakınında ayak sesleri duydum pusuda kimse olabilir” der.
Eşi de “Çekinme, düşman da olsak onlar kadınının yanındaki adama ateş etmezler.” Söylediği gerçekten de doğrudur, karı koca gecenin sessizliğinde uzaklaşan ayak sesleri duyarlar.
EDEPLİ ŞARKILAR
Hocamız hutbede güncel bir sohbet yapıyordu. Eskiden şarkılarımızda bile bir edep vardı, deyip örneğini verdi “Bana bakma benim yarim var.
Peki şimdi nasıl oldu şarkılarımız? ‘Seviyorsan candan, boşan gel kocandan’ Ne demek şimdi bu?”
TURHAN ŞAHİN'İN ÖYKÜ TADINDA İNEGÖL isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır.