İhanet, bir insanın ülkesine karşı yapabileceği en büyük ve en aşağılık eylemlerin adıdır. Normalleştirilmeye çalışılsa da; bizim gibi ülkelerde bolca hain olup bolca ihanet yaşansa da durum değişmez, ihanet en aşağılık eylemdir.

İhanetin değişik şekilleri vardır ki bunlardan birisi de başka ülkeler adına, değişik şekillerde casusluk yapmaktır. Bu casusluk faaliyetleri doğrudan yabancı istihbarat tarafından yapılabildiği gibi, yabancı istihbarat servisinin güdümündeki bir kuruluş veya örgüt tarafından da yapılabilir.

İstihbari amaçlı kullanılan örgütlere,  bizdeki FETÖ'yü veya Güney Kore'deki Moon örgütlerini örnek verebiliriz. Bunlar dogrudan doğruya emperyalist güçlerin kontrolündeki ihanet ve casusluk şebekeleridir.

Casusluk amaçlı kullanılan yapılardan bazıları ise, sivil toplum kuruluşu görünümlü dernek ve vakıflardır. Bunların para kaynaklarını aktaran ve faaliyet gösterdikleri ülkelere karşı bunları kullanan ülkeler emperyalist ülkelerdir.

Bu sözde dernekler, emoeryalist ağababalarından emir gelduğinde harekete geçerek özellikle (a)sosyal medyada gündem oluşturup ardından sokaklarda harekete geçerler. Topluma masum ve iyi niyetli hareketlermiş gibi yansıtılarak, bazı kavramları maske yaparak casusluk amaçlı faaliyetlerini gizlerler.

Dünyanın pek çok ülkesinde de, bizde de bu şekilde yüzlerce eyleme şahit olduk. Farklı cografyalarda ortaya çıksalar da, bu tip eylemlerde yöntemlerinin hep aynı olduğunu, kullanılan - demokrasi, özgürlük, adalet, vb. - kavramların, kullanılan yalanların vede eylem taktiklerinin aynı olduğunu görürsünüz.

 Bu bize bu işlerin arkasında aynı güçlerin olduğunu, bu eylemlerdeki amacın yapıldıkları ülkeleri emperyalist güçlerin menfaatleri ve istekleri doğrultusunda yönlendirmek olduğunu yani düpedüz casusluk ve ihanet faaliyeti olduğunu açıkça göstermektedir.

En son örnek Gürcistan'da yaşanıyor. Gürcistan hûkümeti casusluk ve etki ajanlığının önüne geçmek için bir kanun çıkarmak istedi. Özetle; ulkelerindeki dernek ve vakıfların yirt dışından alacağı maddi yardım %20'den fazla olmasın diyor kanun teklifi.

Çünkü "parayı veren düdüğü çalar" malumunuz. Parayı veren ülkeler, yukarda kısaca özetlediğimiz gibi, dernek ve vakıfları kendi amaçları dogrultusunda casusluk veya etki ajanlığı noktasında kullanilıyor. Peki bilin bakalım ne oldu böyle bir kanun teklifi verilince? Gürcistan sokakları karıştırıldı.Eylemler üç haftadır devam ediyor.

Peki bu sokak isyanlarını bilin bakalım kim organize ediyor? Evet, yabancı devletlerin etkisinde olan, onların arpaladığı sözde sivil toplum kuruluşları.

Peki bu kuruluşlar ve onların peşine bilerek / bilmeyerek takılanlar kendi devletlerinin menfaatine mi hizmet ediyor yoksa emperyalist güçlerin mi? Kör olası emperyalizm böyledir işte, sizi kendi devletinize karşı tepe tepe kullanır...

Peki bilin bakalım bu isyanlarda hangi kavramlar kullanılıyor? Tabii ki; demokrasi, özgürlük, insan hakları, basın özgurlüğü falan. Yani maskeler hep aynı.

Emperylaist  - küresel çete, kendine hizmet edenlerin boynuna tasmayı takıp istediği gibi kullanıyor. Kendine hizmet eden batıkafalıları, casusları, etki ajanlarını, televizyonları, internet sitelerini, dernekleri korumak için her yolu deniyor, onlara dokunulmaya çalışıldığında ortalığı bulandırıyor, sokakları hareketlendiriyor.

Bu hainler, bu casuslar, bu etki ajanları her yerde varlar, bizim ülkemizde de varlar hem de epeyce varlar. Bunlara, bunların yalanlarına, bunların özellikle (a) sosyal medyadan yaptığı tahruklere ve psikoljik harekatlara karşı dikkatli olmak zorundayız. Yurt dışından yönetilen ve fonlanan televizyonlara ve genel anlamda medyaya, ama özellikle internet sitelerine ve derneklere karşı dikkatli olmaliyız.

"Nerden bilelim nerden fonlandıklarını" diyebilirsiniz haklı olarak. Bunu araştıracak imkanınız yoksa; bu hainlerin bu casusların tuzaklarına düşmemek için, bu kuklaların kuklası olmamak için yapacağınız şey çok basit: "Bir fasık size bir haber getirdiğinde araştırmadan inanmayın..."

Veya ölçü şu; " Her sakallıyı deden, her duyduğunu / gördüğünü doğru sanma.

Mehmet Arif Selim