Büyüklerimiz derler ki 3 şey geri gelmez:

1-Ağızdan çıkan söz,

2-Yaydan çıkan ok,

3-Kaçan fırsatlar.

Sonradan bu sözlere "Macun tüpten çıktıktan sonra bir daha geri gitmez " ve "Kaçan balık büyük olur" v.b. güzel sözlerde eklenmiştir.

Bütün bu güzel sözlerin ortak noktası" bazı şeylerin kazası yoktur" demektir.Yani insan bir şeye karar verdimi iyice düşünmeli artısını ve eksisini hesaba katarak karar vermelidir.

Aynen bu örneklerdeki gibi önümüzdeki Pazar günü seçimimizi yaparken dikkatli ve rikkatli olmalıyız.Anlık hislerimizle değil,akıl ve mantık ile karar vermeliyiz.

Ak partiye ve Cumhurbaşkanımıza karşı olanlar ellerindeki her imkanı fırsata çevirmeye çalışıyorlar.Öylesine ki konu ile alakası olmayan ortamlarda bile sözü evirip çevirip hükümeti ve Cumhurbaşkanımızı kötülemeye çalışıyorlar.Ama işin sevindirici tarafı sağduyulu halkımız işin içindeki planı anlamakta gecikmiyor ve gereken cevabı veriyorlar.

Örneğin:

-Sabah ve akşam saatlerinde halk otobüsleri dolu oluyor.Bu saatlerde arabaya binen art niyetliler arabaların yetersiz olduğundan söze başlayıp dönüp dolaşıp başta belediye olmak üzere hükümeti çaktırmadan kötülemeye başlıyorlar.

-Geçen hafta enteresan olaya şahit oldum.Şoför, bazı yolcuların kart basmadan geçtiğini yanındakilerle dertleşirken arabadaki birisi adeta fırsat bu fırsat dercesine "bak işte suç yetkililerde" deyince şoför :"Beyefendi! Yetkililerin bazı konularda hataları olabilir.Ama hiçbir yetkili,sahtekarlık yapın demez" deyice adam olduğu yerde sustu.

-Bedava propaganda yerlerinden bir tanesi de hastanelerde sıra bekleme salonlarıdır.Muhalifler sıra bekleyen kalabalığı fırsat bilerek hükümeti ve yetkilileri kötülemeye başlarlar.Oysa o kişiler eski hastanelerin durumunu ve her eczaneden ilaç alınamadığını unutmuş olamazlar.Ama bu durumu bile fırsata çevirmenin gayreti içindedirler.

-Markerlerde kasanın önünde 25 kuruşluk poşetler üzerinden propaganda yapanlar 2500 (İki bin beş yüz) liraya bir kitabı alırken sesleri bile çıkmamıştı.

-Bir zamanlar Ak Partide görev yapıp şimdiler de aday olamayanların yaptığı nankörlükler ise işin bir başka üzücü tarafı.Dava adamı ol(a)mayan bu insanlar yıllarca ekmeğini yediği Ak Parti aleyhine hiç utanmadan konuşuyor ve kötülemeye çalışıyorlar.Bunların gayesi Lillah değil Liradir.

Erdoğan ismi söylediğin de gözlerinden yaş akan ve miting meydanlarında saatlerce bekleyen 70'lik ninelerin ,dedelerin ve omuzlarında çocuğuyla bekleyen annelerin babaların bir damla göz yaşı kadar bu nankörlerin kalbinde bir damla dava aşkı yoktur.

-Muhaliflere yaranmak için yada istediği menfaatı bulamayan -sözüm ona- bazı sözde TV yorumcuları Ak Partiyi çaktırmadan kötülemeye çalışmaları da milletimiz görüyor ve değerlendiriyor.

Kendilerini milli ve manevi değerlere bağlı sayanlar acaba yalnız kaldıklarında kimlerle beraber olduklarından dolayı vicdan azabı duyabiliyorlar mı? Bu kişiler İslam tarihine bir baksınlar bakalım hiçbir sahabe karşı tarafla işbirliği yapmış mı?

Kendilerini milli ve manevi değerlere bağlı sayanlar "Hükümeti sandığa gömeceğiz" derken kendilerinin kazanamayacağı belli iken kimin gelebileceğini hiç düşündüler mi?

Kendilerine milli ve manevi diyenler delmeye çalıştıkları bu geminin batması halinde kendilerinin kurtulacağını mı zannediyorlar?

Artık takke düştü kel göründü.Halkımız her şeyi görüyor ve İnşallah en güzel ve hayırlı şekilde kararını verecektir.

Ricam odur ki bazı kardeşlerimiz ufak tefek kırgınlıkları bahane edip Memleketi sıkıntıya sokacak yanlış kararlar vermesin.

Akıllı,mantıklı karar verelim.Memleketimizin ve çocuklarımızın geleceği için doğru kararlar verelim.Acele edip öfkeyle karar vermeyelim.

UNUTMAYIN:Bugünün aceleciği yarının geç kalmışlığı olabilir.