Mehmet Arif Selim'in köşe yazısı.

Herkesin bir rüyası olur. Ve herkes kendi rüyasının senaryosunu kendi yazar. Bazen ise başkalarının rüyalarını kendi rüyamız zannederiz ve o senaryo sahibinin rüyasında figüran oluruz.

Ben de bir rüya gördüm. Rüyam çok karmaşık ve sonu çok acıydı, rüya değil kabustu. Ancak kabus olduğunu uyanınınca anladım.

ABD, AB ve NATO yetkilileri, 'küresel' bir şekli olan sofranın etrafında toplanmışlar ve dünyaya nasıl şekil vereceklerini konuşuyorlar. Konuşmalarında en çok TÜrkiye'den bahsediyorlar.

Türkiye' nin mutlaka kendi kontrollerinde olması gerektiğini, yeni bir dünya düzeni kurulurken, Türkiye'nin çok çok önemli olduğunu anlatıyorlar.

Güçlü ve kendilerinden bağımsız politikaları olan bir Türkiye'nin, kendileri için kabul edilemeyeceğini ve planlarını bozacağını ısrarla vurguluyorlar.

Derken -rüya bu ya- sofranın karşısındaki televizyonu açıyorlar ve GELECEĞİ GÖSTEREN o televizyonda planlarının gerçekleştiğini gururla izliyorlar;

- Akdeniz'e ve oradaki kaynaklara kendilerinin hakim olmuş, Türkiye " ne işim var Libyada" deyip, Libya ile olan antlaşmasının devre dışı bırakmış, ooooh Akdeniz'de küresel şirketlerin gemileri geziyor...

- Türkiye PKK' ya yaptığı sınır ötesi operasyonları  durdurmuş, PKK' nın Suriye kolu olan YPG'nin terör örgütü olmadığını kabul etmiş ve Suriye ile Irak'tan çekilmiş. Böylece küresel sofradaki küresel güçler, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde terör devletini kurmuşlar.

"Oooooh" diyerek şaraplarını keyifle yudumlayan küresel sofradakiler, geleceği gösteren televizyonu izlemeye devam ediyorlar. Rüya bu ya, uyanmak istesemde olmuyor.

- Türkiye' deki emperyalist kuklaları olan, daha önce devletten tasviye edilen Fetöcüler hapishanelerde n çıkıp yeniden devletin tüm kurumlarına yerleşiyorlar. Paralel devlet değil, bu kez devletin kendisi oluyorlar  Emperyalistler bunu izleyince, "artık Türkiye tamamen bizim " diyerek şaraplarından kocaman bir yudum daha alıyorlar.

O sırada sofranın altındaki kırıntıları yiyen kişilerden biri bağırıyor:  "Mücahit Biden, mücahit ABD, mücahit Avrupa"

Rüya bu, akılalmaz ve saçma şeyler de oluyor tabi...

Geleceği gösteren televizyon göstermeye, küresel olanlar zevkten dört köşe olmaya devam ediyor.

- Türkiye'nin güneydoğusunda özerklik adı altında bağımsız bir yapı oluşmuş, Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki terör devletiyle birleşmiş, o terör devleti de İsrail'e bağlanmış, Arz- ı Mev'ud dediği topraklara kavuşan İsrail'de bir hafta bayram ilan edilmiş. Bu kehanetleri gerçekleşen emperyal evanjelistler ise tek dünya devleti oluşturmak ve İsa Mesih'i gökten indirmek için zaman geldi diyerek, iki haftalık bayramda onlar yapmışlar.

- Türkiye, "Batılılar hariç herkese küstüm" açıklaması yapıyor: "Afrika'dan banane, Türk dünyasıyla işim olmaz, İslam dünyasıyla tüm diplomatik bağlarımı kestim, Rusya imiş Çin imiş alayına düşmanız. Bizim için aslolan kendi milli menfaatlerimiz değil, batılı dostlarımın menfaatleridir"

Türkiye'den yapılan bu açıklama, geleceği gösteren televizyonda duyulunca, küresel sofradaki emperyalistler ayağa kalkıp birbirlerine sarılıyorlar. O sırada, sofranın altındaki kırıntılarla oyalanan 10-15 kişi de sofranın altından çıkıyorlar. Ve hep bir ağızdan "mücahit batı, mücahit ABD, mücahit Apo, mücahit fetö" diye tempo tutarak bale yapmaya başlıyorlar.( Bale ne alaka ben de anlamadım...) Bu kutlamaya dahil olan lgbt ve terörseverler ne yaptı onu yazmayayım...

Çok acayip ama, rüya bu sonuçta, taabii ki acaip olacak dedim ve uyandım.

Hayrolsun dedim, hayra yordum.

Allah batıl rüyalardan bizi korusun, hak rüyadan ayırmasın.

Allah imandan, ferasetten ve devletten ayırmasın bizleri.

Allah, şehitlerimize  mahcup olacağımız işlere alet olmaktan da muhafaza eylesin hepimizi.

Her zaman her şeyin hayırlısı olsun. MEHMET ARİF SELİM