Haritayı elinle kapat, Ankara’dan öteye yer beğen.” Şaka olarak hemen herkesin dilinde dolaşan bu muhabbetin gerçekte olabileceğine pek ihtimal vermiyordum, ama olmuş.
Seksenli yılların ortaları İki İnegöllü, otomobillerini Bursa’da şehir içinde bir yol kenarına çekmiş randevulaştıkları kişinin gelmesini bekliyorlar, hem de arabanın içinde gizli gizli bira içiyorlardı.
Bekleme biraz uzayınca yakında kontrol görevi yapan trafik polislerinin biri geldi kibarca “Arkadaşlar burada bekleme yapamazsınız, trafik aksıyor” dedi.
Direksiyondaki; Tamam memur bey, hemen gidelim demeye yetiştiremedi. Arkadaşı “Ne diyo, ne diyo” diye lafa girdi ve devam etti. “Bak memur bey haritayı elinle kapat Ankara’dan öteye yer beğen”
Memur gülümsedi, ekip çağırdı. Ekip geldi bizimkileri gözaltına aldılar. İfade alınırken İnegöllülere sordular. Bursa’ya niçin geldiniz “Bir arkadaşı bekliyorduk, birlikte Bursaspor maçına gidecektik.” Bu sefer ifadeyi alan memur gülümsedi “Maç bitene kadar nezarettesiniz.”
HERKESE ENİŞTE DİYORDU
Nakliye kamyonlarına mobilya sarıyordu. Çalıştığı nakliyat firmasında da eski olduğu için diğer sarıcıları da o organize ediyordu. Dolayısıyla mobilyacılara uğrayıp hangi malın önce ya da hangi malın arabanın neresine sarılacağını da o takip ediyordu.
Bütün bunlar çok fazla sayıda insan ile muhatap olmasını zorunlu kılıyordu. O kadar ismi öğrenip akılda tutması da zor olduğundan “Enişte sarmaya kaçta gelelim?” bir başkasına “Enişte bizim mal hazır mı?” gibi sözcüklerle hitap ederek sürdürüyordu işlerini.
Bir gün birisi “Yahu sen de herkese enişte diyorsun?” deyince “Ne yapayım kayınço deyip de kendimi mi dövdüreyim?” demişti.
HOCAM BENİ DEĞİŞTİR
Seksenli yılların sonlarıydı, İlçemiz Güven sahasında, Birinci Amatör Küme futbol maçı oynanıyordu. İlçe takımı ilk yarıyı 2-0 önde kapamıştı.
Soyunma odasında zorlu bir maçı erken koparmanın mutluluğu yaşanıyordu. Beklenmeyen bir şey oldu o maçta takımın en iyisi sağaçık “Hocam beni çıkar, ya da sol tarafa geçmek istiyorum” dedi.
Kısa bir sessizlik sonrası, hoca “Neden” diye sordu. Sağaçık sessiz kaldı, ısrar edilince de açıkladı. Rakip sol bek sağaçığımıza “Ağabey beni bitirdin, bir daha bana forma vermezler” demişti.
Hoca; “Oğlum etkilenme olur öyle şeyler” dediyse de sporcusunu tanıyordu. “Tamam sol tarafta oyna o zaman” dedi.
İFTAR ŞAKASI
Ramazandı, üç arkadaş oturdukları kahvehaneden evlerine ayrılmak üzereydiler. Masadakilerden ikisi, bir arkadaşlarının ismini vererek “Yarın akşama üçümüzü evine iftara davet etti. Bizden başka kimseyi de çağırmadığı için kimsenin haberi olmasını istemedi, orada buluşuruz.” dediler, ayrıldılar.
Davet edilen arkadaş, ertesi gün iftar saati İki arkadaşının kendisine söylediği gibi iftar daveti yaptığı söylenen arkadaşlarının evinin kapısını çaldı. Kapıyı açıp buyur ettiler, içeri girdi selam ve hal hatırdan sonra “İlk ben mi geldim?” diye sordu.
Ev sahibi arkadaşları da “Başka kim gelecekti ki ağabey?” deyince, kendisine şaka yapıldığını anladı. Ev sahibinin her türlü ısrarına rağmen iftarda durmadı.
TURHAN ŞAHİN'İN ÖYKÜ TADINDA İNEGÖL isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır.