Bir Gassal’ın hayatından kesitler halinde televizyona uyarlanmış bir dizi gündem düştü geçtiğimiz haftalarda..

Her yerde konuşuldu..

Hatta ben beğenmediğimi dile getirdim sosyal medya üzerinde, hiç tanımadığım bilmediğim insanlar tarafından sapık , zındık , aile hayatından ne anlarmışım gibilerinden yorumlar aldım..

Ölünce sizi yıkayacağı ile ilgili memleketimizin meğer önemli bir sorunu varmış ve yapımcılar buna parmak basmış anladığım kadarıyla..

Çünkü bize hep ölüm sonrası anlatıldı.. 

Öldükten sonra kafamızı kaldırıp tabuta vurunca anlayacağız öldüğümüzü diye anlatılmadı mı ?

Keşke diyorum bir dizi çekilse…

Kimin yıkadığından önemsiz insanların nasıl öldüğünü anlatsalar hepimizin hayatından birer kesit halinde..

Dizide bolca kullanılan Ferdi Tayfur şarkısı gibi “içim yanar yanar “ diye izletseler herkese..

Dizi bitince kumandayla kapattığımızda anlasak aslında hepimizin öldüğünü..

Bu hafta Türkiye için maalesef sıradanlaşmış bir ihmaller zinciri nedeniyle 78 vatandaşımızı yanarak kaybettik..

Tatile giden insanlar otel sahiplerinin uyması gereken kurallara uymadığı için ;

Uyulması gereken kuralları denetleyenlerin işini hakkıyla yapmadığı için;

Bütün kurallara uyulsa bile oluşabilecek sorunlara dair yetkililerin bir öngörüsü olmadığı için insanlarımızı kaybettik..

Memleket olarak da ilk andan itibaren insanların acılarının üzerinde adını koymakta zorlandığım bir şekilde gezindik..

Sen suçlusun , bu suçlu kavgası ölenlerin acılarını unutturacak kadar yüksek tonda yapıldı..

Diyelim ki suçluyu buldunuz ne olacak ki ? Ne olabilir ki ?

Gerçek suçlunun kim olduğunu nereden bileceğiz ki ?

Güçlünün masum, masumun suçlu olabildiği bir yerde yaşamıyor muyuz ?

Rabia Naz cinayeti diye bir vakıa var bu ülkede , babası kızının katiline ulaşmak için uğraşırken cezaevine girdi.. 

Aladağ’da çıkan yangında ölen çocukların gerçek suçlusu kimdi ki davanın 2.yılında tutuklu sanık kalmamıştı ?

Çorlu tren kazası , Soma faciası …

Sel felaketleri, depremler sonrası ölen binlerce insan..

Bu kadar olay sonrası fıtrat ,kader denilmedi mi ?

Üç gün konuşulup unutacaklar nasıl olsa diye bakılmadı mı ?

Toplumsal olaylar karşısında tıpkı Gassal dizisi örneğinde olduğu gibi popüler kültür şoku ile birkaç gün bu acıları konuşuyor ve dertleniyoruz..

Sonrası umurumuzda bile olmuyor ? Ta ki yeni bir olay olasıya kadar..

Görüyoruz , duyuyoruz ama sadece izliyoruz..

Yani tabutun içindeyiz kafamızı kaldırmaya bile çalışmıyoruz..

Öldüğümüzü kabullenmişiz bir ölüden beter halde..

Sormadan , sorgulamadan, itiraz etmeden , hakkımızı aramadan korkmadığımızda yaşadığımızı anlayabiliriz..

Neden ucuz ölümler ülkesi olmak zorundayız ?

Neden ? 

Ölmez sağ kalırsak haftaya da nedenlerini kendi çerçevemden konuşuruz..

Selametle..