Hayatta nasıl mutlu olunur?
Bazen çok bunaldığımız zamanlarda her şeyi oluruna bırakıp sonu nereye varacaksa varsın inceldiği yerden kopsun deyip yaşamaktan, hayattan her şeyden vazgeçtiğimiz günler olduğu gibi bazen de hayattan hiçbir zaman ümidi kesmeyip, yaşamın, hayatın yinede çok güzel taraftarı olduğunu kabul ederek, hayata tutunmaya çalışıyoruz.
En büyük felaket hayattan ümidi kesip kendini kapıp, koyuvermektir. Ancak önemli olan her şeye rağmen yine de yaşamak için hayata bağlanmak ve ümidimizi hiçbir zaman kaybetmemektir.
İnsan sosyal bir yaratıktır.Sadece kendine odaklanan insan mutlu olamaz.Çünkü mutluluk tek kişilik bir tiyatro veya oyun değildir.
Hayatı güzelleştiren şey başkalarının derdine ortak olmak başka birinin yüzünü güldürmektir.
Bildiğimiz gibi dertler paylaşıldıkça azalır, sevinçler paylaşıldıkça çoğalır.Ne diyor Tolstoy-Bir insan acı duyuyorsa canlıdır, başkasının acısını duyuyorsa insandır.
Herkesin bir derdi vardır dünyada dertsiz insan yoktur.Bazen kendimizin derdinin çok büyük olduğunu düşündüğümüzde birisinin derdini dinleyince bir bakıyorsunuz onun derdi daha büyükmüş.
Demek ki bütün mesele dertlerle beraber yaşamak ve dertlerimizle başa çıkmaktır..
Özellikle biz yaşlıların hayata tutunabilmemizin tek yolu öyle kendimizi kapıp koyuvermek değil, bizi hayata bağlayacak bir iş, bir meşgale bulmak kendimize bir hedef koymaktır.
Yani eğer kendinizi aşan kendinizi meşgul edecek bir hedefiniz olmazsa ve de özellikle kabuğunuza çekilip kendinizi dinlerseniz gerçek mutluluğa ulaşamazsınız.
Bütün doktorlar özellikle yaşlılara –Kendinizi çok fazla dinlemeyin demiyorlar mı?
Ben kendimden örnek verecek olursam ne zaman boş kalsam ya bir şeyler bulur okurum yahut ta aklıma ne gelirse çalakalem yazar çizerim.
Bunun yanında başka yaptığım şeylerde oluyor bunları bugün siz okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Acılara, sıkıntılara ve mutsuzluğa odaklanmak kolaydır ve eğer aklınızı meşgul eden sorun, bir sıkıntınız varsa elbette ki sürekli onu düşünürsünüz. Sıkıntınızı unutmaya çalışıp o ana odaklanmak en iyisidir.
Bir kahve içerken yağmurun yağışını seyrederken, yüzünüze vuran güneş sizde gülümseme oluşturacak bir iyimserliğe odaklanın.
Sıkıntılı, üzüntülü zamanlarda kendinizi eve hapsetmeyin. Kendinizi sokağa atın, kalabalığa karışın, insanların arasına katılın, bir tanıdığınızla karşılaştığınızda gülümseyin. Karşılıklı gülümseme keyfinizi yerine getirir. (DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)
ASLAN TORUN