50'li yıllarda Demokrat Parti'yle hayata gözlerini açanlar. Tahta beşiklerde ninnilerle uyuyup, 60 ihtilalinin ayak sesleriyle uyananlar. Çocukluğunu bu kargaşayla geçirip, 68 'de 18 yaşın heyecanıyla 68 kuşağının çilesini çekenler. Bu hikaye sizin.

Bizim o yıllarda çocukluğumuz hep sıkıntılarla geçmedi. Biz nedense ergenliğe geç girdik. Çocukluğumuzu uzun yaşadık. Bizim oyun alanlarımız çoktu. Yemyeşil çayırlarda,bahçelerde evimiz kadar güvenli sokağımızda çeşit çeşit oyunlar oynardık.

Biz küçük şeylerden mutlu olmasını iyi bilirdik. Uzun kış gecelerinde içilen semaver çaylarıyla, Aile toplantılarının sıcaklığını hep hissettik. O yıllarda komşuluk bağlarımızda güçlüydü. "Bir maniniz yoksa akşam ANNEMLER size gelecek" Sözü bizi çok mutlu ederdi.

Karanlık günlerde önlüklerimiz karaydı ama karanlıkları aydınlatan beyaz yakalarımız gibi umutlarımız,mutlu günlerimiz de vardı. Kitaplarımızı, defterlerimizi itinayla kaplardık. Tahtadan, telden, ağaçtan oyuncaklar yapardık. Yapıcı, yetenekli , paylaşımcı ÇOCUKLARDIK.

Biz, yuvarlak, köşeli kurşun kalemlerimizle düz, eğik, süslü italik okunaklı yazılar yazardık. Biz halk kütüphanelerine , Halk Evlerine giderdik. Ne omuza asmalı deri, renkli çantalarımız ne 0,5 uçlarımız, ne kokulu silgilerimiz vardı.

Tahta sıralı, varil sobalı sınıflarımızda Kara tahta başı heyecanlar yaşardık. Nohutlu, fasulyeli matematik derslerimiz. Cin Ali serisi okuma saatlerimiz, Andımız, Gençlik Marşımız, Cumhuriyet şiirlerimiz Sapanla kuş avımız, derede yüzme yarışlarımız, Ömer Seyfettin ,Dede Korkut hikayeleri, Kafdağı arkasına uzanan masallarımız, Battalgazi, Köroğlu Destanları, uzun kış gecelerinde uyuklayarak dinlediğimiz Babaların, Dedelerin askerlik anıları.

Amerikan yardımı süt tozundan hazırlanmış, Beslenme saatlerimizi unutmak mümkün mü? Ya sabahları üzerine ''tereyağı'' sürülmüş Taze yumurtalı, pekmezli sabah kahvaltılarımız.

Tarhana Çorbası'nın lezzetini nasıl unuturuz? Pazar sabahları sıcak ekmek kuyruğunda buharı kokusuna karışmış pidelerden, somunlardan, elimiz yana yana yediğimiz lokmalar...

Bizim Amerika'dan ithal herkesin okuduğu: Teksas, Tommiks'imiz, Zagor'umuz da vardı. Hayat, Ses Mecmuaları, Hürriyet'in ilaveleri Radyoda Enosis-Makarios, Vietnam haberleri, Arkası Yarınlarımız, Liselerarası bilgi yarışmaları, Bizimkiler, Kaynanalar, Radyo Tiyatrolarımız, Erkan Yolaç'la Evet-Hayır yarışmalarımız, Orhan Boran'ımızla Yuki'miz, Hayatımızın bir parçasıydı.

Soğuk kış günlerinde, buzlu yollarda, Tahta okul çantalarımızı kızak yapar kayardık. Bizim mahalle bakkalımız Haydar Amca'mız, Yolunu hasretle beklediğimiz postacımız, Bekci Hasan'ımız, kasabımız, manavımız, Aile fertlerinden biri sayılırdı.

Lastik ayakkabıdan naylon ayakkabıya, bez toplardan naylon toplara, Batarya pilli radyodan ağır, iri, sandukalı, Dantel örtülü, Siyah-beyaz televizyona biz kavuştuk. Gazocağından ''Aygaz''lı ocaklara biz geçtik. ''Vita'' yağı tenekelerinden su kapları yapardık. (DEVAM EDECEK)

ALINTI:Coşkun Demirçelik- Edebiyat Öğretmeniı