Osmanlı Devleti'nin yükselme devri, Kanuni Sultan Süleyman devrinde (1520-1566) zirve ve tepe noktasına ulaşmıştır. Başlangıçta Söğüt, Bilecik ve İnegöl üçgeninde oluşan bir sosyal yapı çekirdeği, 1299-1579 yılları arasında geçen 280 yıllık bir zaman dilimi içerisinde sosyal bünyesini geliştire geliştire aşiretten imparatorluğa yükselmiş; sınırları genişlemiş ve süper güç olarak, üç kıtada varlığını derinden hissettirmiştir.

Çekirdek yapısı, Oğuz boylarından Kayı Boyu'na dayanan Osmanlı hanedanı, bu sosyal yapının temel taşı olmuştur. Kuruluşunda ve gelişmesinde bu temel sosyal yapıyı güçlendiren seçkin ailelerin de bulunduğu asla unutulmamalıdır. Irk temeline dayanmayan bu sosyal yapı ve oluşumu gerçekleştiren yönetici kadro, amaç olarak, i'la-yı kelimetullah" prensibini benimsemiş; yani Yüce Allah'ın, yeryüzünde kurulmasını irade buyurduğu beşeri düzeni kurup yaşatmayı hedef almıştır. Bu uğurda maddi-manevi bütün gücünü ortaya koyarak bir yaşam mücadelesi vermiştir.

Söz konusu sosyal yapı, Şeyh Edebali'nin kişiliğinde sembolleşen yüksek manevi değerleri özümsemiştir. Geyikli Baba, Ebdal Musa, Ebdal Murad çizgisinden ilerleyerek Yıldırım Beyazıt'ın, Bursa Kale surlarına dayalı olarak kurdurduğu "İshak-ı Kazeruni Dergahı "nda uygarlığa yönelik medeni bir senteze dönüşerek Osmanlı'nın manevi temellerini oluşturmuştur.

PAZARLU BEY - ÇOBAN BEY- İLYAS BEY VE İNEGÖL

İnegöl bazında konuya bakıldığında :-öncelikle- Osman Bey ve Turgut Alp aile bireylerinin üstün gayretlerine şahid olmaktayız. Şöyle ki :Turgut Alp ailesi ve aşireti, İnegöl'ün fethi gerçekleştirildikten sonra kendilerine dirlik olarak tahsis olunan yöreye yerleşmiştir.

Bu yöre: " Domaniç -Derbendi " ile " Ulucaklar Derbendi " arasında yer alan ve İnegöl Ovası'nı güneyden çepe-çevre kucaklayıp bağrına basan Uludağ ve Domaniç dağlarının eteğini oluşturan bir yöredir. Bu müstesna yöre, "Turgut Eli" yöresidir. Turgut Alp ve aşiretine dirlik olarak tahsis olunan bu yöreye Osman Bey'in oğullarından Pazarlu Bey, Çoban Bey ile birlikte Turgut Alp oğlu İlyas Bey'in de gölgesi düşmüştür.

Yıldırım Beyazıt (1389-1402) devrine kadar işte bu iki seçkin aileye mensup kişiler, İnegöl coğrafyasına hükmetmişlerdir. İnegöl fatihi ve dirlik sahibi Turgut Alp, Orhan Gazi ile yakın işbirliği içinde olmuş ve derinden sempati duyduğu ve de sevdiği Geyikli Baba'yı, Orhan Gazi ile tanıştırmıştır.

Devlet gücünü, onun sağladığı dua ve himmetle temellendirmiştir. Diğer yandan Bursa Darphanesi'nde basılarak "sikkeye=madeni paraya" dönüşecek olan maden cevherini eritmek için ihtiyaç duyulan odunları temin etmek ve bu odunları Bursa Darphanesi'ne taşıyarak teslim etmek yetki ve imtiyazı da Turgut Alp ve oğlu İlyas Bey ile "Turgut- Eli" sakinlerine tahsis edilmiştir.

Bu ayrıcalığa sahip oldukları için "Turguteli" sakinleri, "tekalif-i divaniye" adı verilen devlet vergisinden muaf tutulmuşlardır. Bu sebepten İnegöl coğrafyasında Osmanlı devleti'nin kuruluşu temellendirilirken Turgut Alp, Geyikli Baba, Pazarlu Bey ve İlyas Bey gerçeği asla göz ardı edilmemelidir.

İlyas Bey ve torunlarının işledikleri hayri tesisler, çok uzun ömürlü olmuştur.Mescid ve okul olarak günümüze kadar bu hayri eserler ulaşabilmiştir.

Orhan Gazi'nin tüm İnegöl coğrafyasını dirlik olarak kendisine teklif etmesi üzerine Geyikli Baba'nın müritleri için -sadeceodun ihtiyaçlarını karşılamak üzere dar bir alanın, odunluk olarak kendilerine tahsis talebinde bulunması son derece manidar görülmektedir.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR