Taha Kerem'in 23 Şubat 2023 tarihinde Genç Gazete'de yayımlanan köşe yazısı.

Bursa Milletvekili Şahin hafta sonu yapılan Gençlik Kolları Kongresinde köşe yazarlarına yüklenmişti:  “Birileri bizim birlikteliğimizi bozmaya çalışabilir. Bizim birlikteliğimizi kıskanabilir. Bizim birlikteliğimizi köşelerine taşıyarak bu birlikteliği nasıl bozabiliriz, diye uğraşabilirler. Ama biz buna asla izin vermeyeceğiz.” Demişti.

Bir köşe yazarı olarak bu iddiayı yorumlamak durumundayım… Ben hem Bursa Basınını hem İnegöl basınını yakından takip eden biri olarak; “Acaba Ak Partinin birlikteliğini nasıl bozabilirim?” diye uğraşan  bir köşe yazarı tanımıyorum.

 

Sonra köşeden kasıt nedir ? Bunu da ayrıca sormak gerekiyor tabi… Eğer köşeden kasıt köşe yazarları ise; köşe yazısının tanımını hatırlayalım. Güncel olayları, siyasal sorunları içeren, gazete ve dergilerde yayımlanan yazılara, köşe yazısı denir.Köşe yazısı; güncel olaylarla ilgilidir. Köşe yazarı duyduğunu, bildiğini köşesinde okuyucuları ile paylaşır. Kimi köşe yazarları o kadar etkildir ki kamuoyu da oluşturur.

Gazetelerin ilk görevi haber vermektir. Köse yazarının görevi ise haberi yorumlamaktır.Bu yüzden çoğu siyasetçi ve yönetici, köşe yazarları ile iletişim içerisinde olmayı tercih eder.

 

Önce şu hususun altını çizelim. İnegöl’deki hiçbir gazete, parti yayım organı değildir. Tanıdığım İnegöllü köşe yazarları da hiçbir politikacının adamı değildir. İnegöl gazetelerinde yayınlanan köşe yazılarının satır aralarına girerseniz bunu çok iyi anlarsınız.

        İnegöllü hiçbir köşe yazarını, filan politikacıyı övdü, diye onun adamı ilan edemeyeceğiniz gibi, filan kişiyi de yerdi, diye onun düşmanı ilan edemezsiniz. Hyman Rıckover’e ait şu söz, bu konuda harika bir sözdür: "Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur."   Köşe yazıları bu ölçüyle okunmalı. Fikirleri konuşurken bugün övdüğünüz adamı, yarın eleştirebilirsiniz. Köşe yazarının da yaptığı budur.

İsmi üzerinde; yazdığı bölüm, yazarın kendi köşesidir. Ona aittir.  Bu köşeyi doldururken illa birilerini dikkate alacaksa, dikkate alacağı ilk kurum kendi gazete yönetimidir.

 

Elbette köşe yazarının da tuttuğu bir takımı, oy verdiği bir partisi vardır. Tarafını belli edip etmemesi onun tercihidir. Örneğin  goethe  demiştir ki: "Samimi olmayı vaadedebilirim; ancak tarafsız olmayı ise asla."   

Yine çarpıcı bir söz: "Akıllı adam, aklını kullanır. Daha akıllı adam, baskalarının aklını da kullanir."   (Bernard Shaw)

Köşe yazısı “başkasının” aklıdır. Köşe yazarının muhatabı her kimse; politikacı ya da iş adamı… Karar kendilerine aittir. Dilerse “benim aklım bana yeter” der. Eleştirisinden dolayı köşe yazarına sayar söver, düşman bilir. Dilerse; köşe yazarının da aklından faydalanır.

Tabi hiçbir köşe yazarı da şu duruma düşmemeli: "Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar."   (H.Dunant)

 

Köşe yazarlığı ne horozlanmaktır, ne de ötüp durmaktır. Hele hele “bozgunculuk” hiç değildir.

 

TAHA KEREM-18 AĞUSTOS 2011-ARŞİVDEN DÜŞÜNCELER