Bugün, modern dünyanın en tartışmalı konularından birini, yani evrim teorisini imanımız penceresinden masaya yatıracağız. Batı'da doğan ve büyük bir taban edinen bu hipotezin son yıllarda aldığı darbeler, konuyu sadece bilimsel değil, felsefi ve itikadi bir zemine de taşıdı.
Şaşırtıcı olan ise, bu devrilmeye yüz tutmuş teorinin, kendisine yapılan "yamalarla" ayakta tutulmak istenmesinde, materyalist zihinlerin yanında bazı inançlı bilim insanlarının da rol oynamasıdır. İşte tam da burada, "Teistik Evrim Teorisi" dediğimiz yeni bir yaklaşım ortaya çıkıyor.
TEİSTİK EVRİM: DİN İLE BİLİMİ SENTEZLEME ÇABASI: Teistik evrim, basitçe şunu iddia ediyor: Canlılar gerçekten de ateist evrimcilerin dediği gibi, ortak bir atadan, uzun zaman dilimlerinde başkalaşarak oluştu. Ancak bu sürecin işlemesi tesadüfi değil, Allah'ın tabiata koyduğu evrimsel mekanizmalarla gerçekleşti.
Bu fikir, evrim teorisinin bilimsel ve felsefi çıkmazlarını (örneğin, bilginin kaynağı problemi) Allah'ın sonsuz kudretiyle ortadan kaldırma niyetini taşıyor. Amacı açık: Din ile evrim teorisini sentezlemek. Ancak kaynağı Batı olsa da bir kısım Müslümana da sirayet eden bu düşünce, hemen "İslam'da evrim meselesi var mı?" sorusunu akıllara getiriyor.
Peki bu sentez ne kadar mümkün? Prof. Dr. Stewart Williams gibi Batılı bilim insanları bile bu konuda eleştirel yaklaşıyor. Williams, Allah'ın evrimle yaratmış olabileceği fikrinin ilk bakışta çelişkili görünmese de, evrim teorisinin temel prensipleriyle uyuşmadığını söylüyor. Allah'ın sürece doğrudan veya dolaylı tesir etmesi, teorinin birçok noktasında ciddi çelişkiler yaratıyor.
Biz de bu köşe yazısı serimizde, Allah'ın canlıları tek bir ortak atadan evrimleştirerek yarattığı iddiasını derinlemesine inceleyeceğiz. Amacımız, teistik evrim fikrinin çelişkilerini ve çıkmazlarını bilim, felsefe ve İslam düşüncesi açısından göstermek olacak.
EVRİM KONUSUNDA KAVRAM KARMAŞASINDAN ÇIKIŞ: Öncelikle şunu belirtmek gerekir: "Evrim" tabiri birçok farklı anlam içeriyor ve bu durum büyük bir kavram kargaşasına sebep oluyor. Yaratılış kavramı ile evrim kavramını birbirine karıştırma çok büyük hatadır.
Yaratma kudreti ile varlığın evrim sonucu tesadüfen oluştuğu iddiasını birleştirmeye çalışmanın İslam akaidinde karşılığı yoktur.
Evrim hipotezinin İslam'ın kapılarından girmeye çalışırken karşılaştığı zorluklar ortada. Ancak bizi asıl ilgilendiren bilimsel eleştirilerdir. Genlerdeki mutasyonların canlıların hayatta kalmasına gerçekten avantaj sağlayacak faydalı değişimleri netice verip veremeyeceği temel bir sorundur.
Faydalı değişimler için gereken yeni genetik bilgilerin oluşma sürecinde ortaya çıkan bilginin kaynağı problemi, teorinin çözemediği bir düğümdür.
Bu büyük soruların cevabını ararken, jeolojik çağlara tek tek uğrayarak ortak ata bahsini detaylandırmalıyız. Sadece fosillerle kalmayıp, bu meseleyi biyocoğrafya ve embriyoloji bağlamında da açıklamaya çalışmalıyız.
Bu derin ve önemli konuya dair bulgularımızı ve eleştirilerimizi bir sonraki yazımızda daha somut delillerle sürdüreceğiz. Unutmayalım ki, imanımız ve aklımız, bize sunulan her fikri sorgulamayı emreder. Bu konuya devam edeceğiz.
Takipte kalın, sıradaki yazımızda buluşmak üzere. (DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)
Taha Kerem