Tasavvufta "babü'lebvab/ana kapı" diye adlandırılan tövbe sözlükte geri dönmek anlamına gelir. Dini literatürde ise yapılmış olan bir hatanın/günahın farkına varıp, pişmanlık duyarak bir daha yapılmayacağına dair söz vermektir. İnsanın eşref-i mahlukat olarak yaratılmış olmasına rağmen kusursuz olmadığı bir gerçektir. Zaten insanı insan yapan en önemli özelliği de bu değil midir?

Peygamberimiz bu husus hakkında şöyle buyuruyor: "İnsanoğlunun hepsi günah işler. Günah işleyenlerin en hayırlısı ise tövbe edenlerdir." İnsan tarihi sürecinde her dönem çeşitli şekillerde sınanmıştır. Her asrın kendine göre insanı cezbeden bir tarafı olmuştur. Kur'an ve hadislere baktığımızda insanların mal, kadın, erkek çocuk, güç, para gibi birçok şeyden sınandığını görmekteyiz.

Günümüzde bu durum çok daha farklı boyutlarda kendini göstermektedir.Artık evimizden çıkmadan sadece bir telefon ile günah işlemek mümkün. "Ne istersen yapabilirsin" düşüncesi insanın inancıyla ve fıtratıyla olan bağlarını koparıyor. İşte tövbe tam bu noktada devreye girip özünden kopan bireye geri dönme fırsatı sunuyor. Allah Teala'nın, kullarına olan sonsuz merhametiinsan için bir kurtuluş bileti oluyor. Çünkü Allah Teala hiçbir kulunun günahkar olarak huzuruna gelmesini istemez.

Bu nedenle tövbe ederek günahlardan arınmalarını diler. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: "Ey müminler, hep birden Allah'a tövbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz" (Nur,31).Ayette kurtuluş için gösterilenyol, tüm inananların hatalarından tövbe edip Allah'ın rahmetine sığınarak, emirlerini uygulamaya özen göstermesidir.

Bununla birlikte makbul tövbenin nasıl olacağı hakkında da şöyle buyurulmaktadır: "Ey müminler! Nasuh (samimi) bir tövbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve onunlabirlikte iman edenleri utandırmayacağı günde (kıyamet gününde) Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar"(Tahrim,8).Şimdi bize düşen, bütün kusurlarımız ve günahımızla babü'lebvab eşiğine dayanmak ve onu aralamaktır. Bilinmelidir ki o kapı her daim açıktır. Samimi bir tövbe ile o kapının tokmağına dokunduğumuzda, içeriye buyur edilmenin önünde hiçbir engel kalmayacaktır.

Zeynep Akıncı / İznik Müftülüğü

RAMAZAN SORUSU: Nikotin bandı orucu bozar mı?

CEVAP: Nikotin bandı orucu bozmaz. Kural olarak orucu bozan şeyler, vücudanormal yollarla giren maddeler ve cinsel ilişkidir. Vücuda sürülenyağ, merhem ve benzeri şeyler, deri üzerindeki gözenekler ve deri altındakikılcal damarlar yoluyla emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildinbu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu işlem yeme, içme ve beslenme anlamına da gelmemektedir.

SORU: Geçimini maaş veya ücretle sağlayanlara zekat verilebilir mi?

CEVAP: İslam'da zekat ve fitrenin kimlere verilip verilemeyeceği, kişilerin meslek gruplarına bakılmaksızın belirlenmiştir. Bu itibarla, belirli bir geliri bulunduğu halde, bu geliriyle asgari temel ihtiyaçlarını karşılayamayan veya bu değerde bir mal bulunmayan kişilere zekat verilebilir. Bu kişilerin ücretli, memur, esnaf veya işsiz olması fark etmez. Ancak bu kadar malı olmasa bile kendisinin ve bakmakla mükellef olduğu kişilerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olanlara zekat verilemeyeceği görüşünde olan alimler bulunduğundan zekat verirken daha yoksul olanlara öncelik verilmesi uygun olur.