Malum 30 Mart ta sandık başına gideceğiz. Ancak ortalık toz duman. Kimsenin projeden bahsettiği yok. Durum karma karışık. İnşaallah bu seçimler ülkemize hayırlar getirir.

Bizi ilgilendiren yerel seçimlerde İnegöl'ün durumu... "İnegöl'ümüzü daha yaşanılabilir bir kent haline kim getirebilir, kim daha iyi hizmet edebilir?" Bunu oylayacağız. Ancak genel siyaset öyle bir yere oturdu ki...

Yereli değil de, sanki genelin oylanacağı bir seçime dönüşüverdi.

Ak parti Ülkemizin ve İnegöl'ün son 12 yılını yönetti.

İnsanımız onlara gelmiş geçmiş en güçlü iktidarı verdi. Ak Parti'nin, İlk başlarda gömlek çıkarma politikası ile girdiği siyasete, şimdilerde Milli Görüş'e, fikirlerine ve milli Görüşçülere can simidi gibi sarılmaya başladığını görüyoruz.

Ne oldu ki, Sayın Başbakan'ın politikaları değişti?

Sayın Bülent ARINÇ'ın söylemlerine bakın, Milli Görüş' e yaklaşmaya başladı. Bir pişmanlık söylemleri geliştirmeye başladılar.

Millet olarak hafızamız pek güçlü değil maalesef.

Ben hatırladığım kadarı ile ilk yıllar: " Biz uluslararası arenada Siyonizm paranoyası görmedik , faiz dünya gerçeğidir, biz Mili Görüş gömleğini çıkardık, Milli Görüş politikaları ile dünyada yer edinemeyiz., Avrupa birliğine koşulsuz girmek istiyoruz " gibi politikalar belirlemişlerdi.

Ancak yıllar geldi geçti. Şimdilerde " En çok pişmanlığımız D8'i çalıştırmamak oldu, Bizde Milli Görüşçüyüz, Biz ERBAKAN hocanın kıymetini şimdi daha iyi anlıyoruz " sözlerini duyuyoruz.

Tabi ki insanın hatalarını anlaması, itiraf etmesi büyük bir erdemdir. 12 yıldır dümeni anca tutturabildiniz.

Daha dün canciğer kuzu sarması olduğunuz insanlar ile bugün geldiğiniz durum ortada.

Ama Milli Görüş hiçbir zaman solcu, sağcı, alevi, Kürt ayırt etmeden, "ÖNCE İNSAN" diyerek yürüdüğü için hiç hata yapmadı ve hiçbir hareketinden dolayı pişman olmadı.

Hal böyle iken siz, Tilkinin dönüp dolaştığı kürkçü dükkanına geri geliyorsunuz. Eh ne diyelim; insanları önce Milli Görüşçü, Ak partili diye böldünüz. Şimdi Ak partili ve cemaatçi diye bölüyorsunuz. Üslubunuzu gözden geçirmenizde fayda var.

O yıllarda en samimi ve halen çok sevdiğimiz insanların, Milli Görüşten ayrılmalarını ve Milli Görüşçülerle alay etmelerini hatırlıyoruz.

Ancak bizim zekatımız kadar oy alabilirsiniz gibi komiklik yapılıyordu. Ancak o kırkta bir, sizin için hep kalbinden dua etti. "Allah'ım, bu kullarını doğruya ulaştır. Onları hataları ile baş başa bırakma." diye.

Siz, size zarar vermeyeceğini bildiğiniz insanları her fırsatta karaladınız. "Kim bu dünyada bir kişiyi ayıplar ve kınarsa bilsin ki; o hataya düşmeden ölmez" hadisini size hatırlatırım.

Bu günlerde cemaatçi insanların hassasiyetlerini dikkate almadan ulu orta bir hesaplaşmaya giriyorsunuz. Cemaate hak verdiğim anlaşılmasın. Ama tartışmanın da bir yolu vardır.

Ne cemaat, nede Ak Parti Müslümanca davranmıyor. Her iki grupta batı dünyasının hesabının bir argümanı olarak hareket ediyor.

Peki, bu işten kim karlı çıkar?

Cemaat ile ilgili düşüncelerimizi daha önce yazmış idik. Çok sevdiğimiz arkadaşlarımıza "hain" diyecek halimiz yok. Onlar mensubiyet duygusu ile bağlılıklarını yaşıyorlar. Kendi içlerinde tabi ki durum değerlendirmesi yapıyorlardır.

Herkes hata yapabilir. Fethullah hoca da hata yapabilir. Cemaatin üst düzey yöneticileri de hata yapabilir. Onlara Hz Ömer'e üç metre bezin dahi hesabını sorabilen ashabı örnek gösteriyorum.

Müslüman olaylara İslam feraseti ile bakar. Cemaat taassubu ile bakmaz. Taassup insanı kör eder. Sorgulamak haram mı dır ? Biz ne taraftayız, demek, düşünmek, aforoz sebebi mi dir ? Tabi ki değildir.

"Düşünen toplumlar için ibretler vardır." Düşünmeyen toplumlar için de eza ve cefa vardır. İnsanları ötekileştirmeden fikrimizi söylesek olmaz mı ? Siz de bütün Müslümanlara sonsuz kredi açsanız olmaz mı? Ne kaybederiz? Şunu kazanırız. Bütün kardeşlerimizi.

"Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar".Al-i İmran 103

Selam ve dua ile...

NOT: Bir sonraki yazımız; BELEDİYE DEDİĞİN; HAVADAN SUDAN İŞLER

.