Türkiye'nin dört bir yanında 18 milyon öğrenci karnelerini aldı. Pandeminin ardından 6 Eylül'de başlayan yüz yüze eğitim dönemi 21 Ocak'ta sona erdi.İki haftalık yarıyıl tatili başladı.Milli Eğitim Bakanı tüm diğer bakanların yaptığı gibi yarı yıl tatilinde öğrencilere ödev verilmemesi konusunda hatırlatmalarda bulundu.Bakan Özer yaptığı açıklamada:'' "Öğretmenlerimizden istirhamımız var. Öğrencilerimize bu 2 hafta içerisinde ödev vermesinler. Gerçekten öğrencilerimiz de özellikle yeni başlayan, eğitime yeni başlayanlar hariç, diğer öğrencilerimizin hepsi bu 1 yıllık aradan sonra özellikle ilk aylar gerçekten ciddi bir imtihan verdiler. Onun için bu 5 aylık yoğun eğitimden sonra onların da 2 hafta güzel bir dinlenmeye ihtiyaçları var. İnanıyorum ki öğretmenlerimiz öğrencilerimize ödev vermeyecekler, 2 hafta hem öğrencilerimiz hem öğretmenlerimiz dinlenecekler" dedi.

Geçtiğimiz yıllarda da MEB,öğrencilere ödev verilmemesi uyarısında bulunmuştu.Yeni bakan Mahmut Özer'den önceki bakan Ziya Selçuk ise ödev verilip verilmemesi konusunda farklı bir tavır almıştı.Öğrenciye göre ödev verilmesi gerektiğini belirtmişti.Milli Eğitim Bakanlarımız elbette ödev verilmemesi konusunda biz öğretmenlere uyarılarda bulunacaklar.Çünkü hepsi olmasa da bazı öğretmen arkadaşlarımız ödev konusunu fazla abartıyorlar.Ben de Ziya Selçuk'un dediği gibi öğrenciye göre ödev verilmeli görüşündeyim.

Örneğin sınıfta İngilizceden çok iyi durumda olan öğrencilerle İngilizceyi yeni yeni öğrenen öğrencilere aynı ödevler verilmemeli. Sonra ne oluyor,biliyor musunuz?Öğrencileri o dersten ve ödevlerden soğutuyoruz. Sevgili öğretmenlerimizin bunu çok bilmeleri gerekir.Tabiki öğrenciye göre ödev vermek zahmetli iş.Emek ister,çalışma ister,planlama ister.İşte bu işi ne kadar öğretmen yapar bilemem.

Bir de toplumumuzda yanlış bir algı var.Çok ödev veren öğretmeni, iyi öğretmen sınıfına alıyorlar.Sonra günlerde- bizim öğretmen şu kadar ödev verdi,bu kadar ödev verdi,kızım/oğlum hiç başını ödevden kaldırmıyor - diye böbürlene böbürlene anlatıyorlar.Kimisi de -bizim öğretmen az ödev verdi-diye şikayet ediyor.Hatta bazı veliler gelecek yıl için,okula yeni başlayacaklar şimdiden öğretmen arayışına girdi bile...Araştırma yaparken,öğretmenin kılık ve kıyafeti nasıl,öğrenciye rol -model olacak kişiliği var mı?Güler yüzlü mü?Çocukları seviyor mu?İlkeli duruşu var mı?Konuşması düzgün mü?Arkadaşlarıyla,çevresiyle,ailesiyle,velilerle ilişkileri nasıl?Çevresine pozitif enerji veriyor mu?Krizleri yönetebiliyor mu?Değerler eğitimini ne kadar önemsiyor?gibi araştırmalar yapılmadan sadece ödev verme durumuna göre değerlendirmeler yapılmasını doğru bulmuyorum.

Yarıyıl tatilinde ödev verme vermeme konusunda ben de İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Batdal Karaduman gibi düşünenlerdenim.Bakınız Karaduman bu konuda neler söylüyor: "Eğitimde öğrencilerin öğrendikleri bilgileri kalıcı hale getirmesi, pekiştirmesi ve yeni durumlara uyarlayabilmesi için onları aktif hale getiren ev ödevlerinin verilmesi oldukça önemli. Ödev, öğrencinin öğretmeninden dinlediklerini özümsemesine hizmet eden etkinliklerdir. Özellikle eğitimin ilk yıllarında sorumluluk duygusunun gelişmesinde olumlu katkı sağlayan ev ödevleri bireyin kişilik gelişimini de desteklemekte" diyor.


Karaduman ödevin faydalarını ise şöyle sıralıyor: "Sınıfta kazanılmış bilgi ve becerileri öğrencilere hatırlatır, daha kalıcı olmasını sağlar, başarıyı artırır, özgüvenin artmasına destek olur."Hiç ödev vermemek yerine kaliteli ve iyi planlanmış az sayıda ödev vermenin daha doğru olacağını belirten Karaduman, "Ev ödevi basit ve konuyu özetleyen bir çalışma şeklinde, az ama önemli noktaları içerecek boyutlarda, öğrencinin yaşına, bilgi düzeyine göre olmalıdır" diyor.

Ödev konusunu burada noktalarken ;bu arada ara tatille ilgili velilere de bazı tavsiyelerim olacak.Eğer imkanınız varsa tatilde çocuğunuzla birlikte vakit geçirin.Birlikte yemek pişirin,birlikte müzik yapın,birlikte her gece kitap okuyun,birlikte ağaç ya da tohum dikin,başkasını mutlu etmenin yollarını öğretin,birlikte dışarıda aktivite planlayın,bir şey imal edin,boş odayı dekore edin,birlikte ateş yakın.Birlikte sinemaya gidin.Birlikte yüzme yapın.Birlikte satranç oynayın.Birlikte pazara çıkın,alışveriş yapın.Sonuç olarak keşke dememek için tatili fırsata dönüştürüp çocuğunuzla daha fazla vakit geçirin.Zaman geri döndürülemeyen tek şey.Her şey gönlünüzce olsun ,iyi tatiller...