Eski İnegöl fotoğraflarına bakmayı çok severim. O an, özlemle birlikte bir hüzün kaplar içimi. Kaybettiğimiz tarihi eserlerimize ve yitip giden değerlerimize üzülürüm. Beni en çok etkileyen fotoğraflardan biri de İnegöl'ün Yokuş bölgesini gösteren fotoğraflardır. Yokuş, İnegöl'ün en eski yerleşim alanıdır. İnegöl merkezi ovasının tek yüksektisidir. Rakımı 345 metredir. Tahmini 5-6 bin yıllık bir geçmişi var.

İşte Kuruluş Osman dizisinde İnegöl Kalesi diye yer verilen alan burasıdır. Osmanlının kuruluşunda İnegöl, Bizans toprağıdır. Bizans Tekfuru Nicola, azılı Türk ve Müslüman düşmanıdır. Kurulan ve büyüyen Osmanlı önünde, yıllarca en büyük engel olmuştur. Nicola'nın sarayı İnegöl ovasının tek yükseltisi olan höyük üzerindedir. Bu höyük, 1300 yıllarına kadar balçık ve bataklıktan oluşan bir su seti ile çevrili idi. İnegöl ovası da ev kurmak için uygun değildi.

Maalesef bu tarihi alanı koruyamamışız. Bırakın korumayı bölmüşüz, parçalamışız, parsellemişiz ve beton binalar dikmişiz. Birçok İnegöllü farkında bile değil ancak İnegöl Belediye binasının arkasındaki yokuşun altında katledilen bir tarih hazinesi yatmaktadır.

Büyüklerden çok duyardık; "İnegöl'ün altında kaç İnegöl daha var." Burası İnegöl'ün en eski kalesidir. Maalesef birçok İnegöllü bile bu kalenin varlığını Kuruluş Osman dizisinden öğrenmiştir. Peki Kuruluş Osman dizisinde gösterilen o görkemli kale şimdi nerede? Maalesef böyle bir kale günümüzde mevcut değildir. Kalıntısı bile yoktur. Dizi de gördüğümüz bir film setinden ibarettir. Buradaki eski yerleşim defalarca yıkılmış, yeniden kurulmuş ve sonuç olarak höyük oluşmuştur. Son asırda da Sit alanı adeta yağmalanmış, burası beton binalarla işgal edilmiştir.

BÜYÜK TARİHİ TAHRİBAT: Bunu ben demiyorum. Bu tespit bilimsel araştırmalarda var. Bu alan Kültür ve Tarih Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından İnegöl 1- Cumatepe adı ile tescil edilmiş. Son tescil tarihi 1993. Burası ile ilgili Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi raporunda şu ifadeler yer almaktadır: "Kent merkezinin içinde kalan höyük yoğun bir tahribata maruz kalmıştır. Tüm çevresi yapılarla kaplıdır. Üzerine de evler inşaa edilmiştir. Hemen yanından yol geçmektedir. Günümüzde çöplük görünümünde olan yerleşmenin yaklaşık üçte biri yok olmuştur."

Maalesef tarihi kazı yapılan alan hala çöplük görünümündedir. 2000 yılında alana gelip incelemelerde bulunan bilim adamlarının kayda geçen başka bir raporu da şöyledir: "İlk olarak K. Bittel tarafından saptanan höyük; Kökten; Mellaart; Burney; Cullberg; French ve Özdoğan tarafından incelenmiştir. Cumatepe'den İlk Tunç II-III ve MÖ 2. binyıl malzemeleri toplanmıştır. İlk Tunç Çağı malzemelerinin büyük bir çoğunluğunu Demircihöyük'ten siyah açkılı mal olarak bilinen; D. French tarafından Yenişehir siyah veya siyah ağız kenarlı olarak isimlendirdiği çanak çömlekler oluşturmaktadır. Ayrıca gri astarlı mallar da vardır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır."

HÖYÜKTE TARİHİ ESERLER YATIYOR: Dikkatinizi çekerim Batılı bilim adamları bile bu alanı önemseyip gelmişler kazı yapmışlar. Milattan öncesine ait Tarihi eserler çıkarmışlar.Sosyal Medyada paylaştığım bir yazımda Mehmet Şakir Ünlü şu bilgiyi paylaşmıştı: "Rahmetli eski Belediye Başkanımız Kemal Özkan, Süpürtüde bir kale olduğunu, çocukken kalıntılarında Bizans paraları bulduklarını, taşlarının daha sonra yol yapımında kullanıldığını anlattı. Süpürtü adının da Latince Sporttan geldiğini söylemişti. Yine İnegöl merkezde PTT'nin olduğu yerdeki Höyükte; dehlizler, sütunlar var demiş, yetkililere iletmemi istemişti bunları. Defalarca ilettim ama kimse ilgilenmedi."

ANKARA YOLU İÇİN TARİHİ ESERLERİN ÜZERİNİ ÖRTTÜLER

Benzer rivayetler duymuştum; İnegöl merkezden geçen Ankara yolu için yapılan çalışmalarda Yokuş'un eteklerindeki topraklar kaldırılırken bir çok tarihi kalıntı ortaya saçılmış. Ancak zamanın yetkilileri; 'Ankara yolu iptal edilir, buradan geçmesine izin verilmez' kaygısı ile çıkan tarihi kalıntıların üzerini kapamışlar ve yol çalışmalarına devam etmişlerdir. İnegöl Höyüğü bilinçsiz idarecilerin ihmali sebebiyle yok oldu. Bu konuda İnegöl'ün ne Osmanlı dönemindeki yetkilileri ne de Cumhuriyet dönemi yetkilileri masum değildir. Aslında bugünkü Belediye Binası, arkasındaki Müftülük binası, Ziraat odası binası, PTT binası ve devamındaki bankaların binaları, Yokuş'un bir kısmı yok edilerek oraya dikilmiştir. Yokuş'un bu bölümdeki toprakları kazılarak alan dümdüz edilmiştir. (YAZIMIZ DEVAM EDECEK)