Yeni bir eğitim öğretim yılı daha başladı büyük umutlarla. Bir edebiyat öğretmeni olarak öğretim yaptığımız öğrencilerimize samimiyetle bir kez daha "merhaba" dedik. Dönemin ilk derslerinde bir açılış konuşması yapmak ve havadan sudan konuşarak öğrencileri rahatlatmak öteden beri adetim olmuştur.

"Kopan bir ip nereden bağlanır?" diye dikkat çekici bir soru ile başlar ve konuyu arzu ettiğimiz yere getiririz. Verilen cevaplar aşağı-yukarı aynıdır. Tabii ki koptuğu yerden bağlanır. Zaman ipini de böyle düşünmek gerekir.

Üç hafta önce bıraktığımız konularımıza da kaldığımız yerden devam edebiliriz, dedikten sonra kısa bir geçmiş dönem özeti zihinleri toparlayacaktır. Hadi dön ders kitabının başına...

Bütün ders kitaplarında haklı olarak ilk sayfalar da İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe yazılıdır. Bu şunu gösterir. Her Türk genci hangi derse başlarsa başlasın burada yazılı olan manayı ruhunda özümsemelidir.

Başlarken öğrencilere "hadi bakalım herkes birer kıta okusun" demek yerine "İstiklal Marşı'nda sizi etkileyen satır ya da satırlar hangisidir ve ne için sizi etkiliyor?" diye sorduğumuzda öğrencilerimiz kırk bir satırı zihinlerinden bir bir geçiriyor ve her satırı ruh terazisinde tartıyorlardı.

Soruda istenileni bulmuş bir öğrencim:

"Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım

dizelerini okuyuverdi.

Öğrencimin tarihi bir derinliğin olduğu hissi uyandı bende. Özgürlüğüne ve tarihine düşkün olduğu fikri canlandı zihnimde. Esaret zincirinin soğukluğunu bile hissetmiş olmalı beyninde.

Diğer öğrencim; "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" dizesini her okuduğunda etkilendiğini söyledi. Bu sefer de aklıma delikanlının büyük cesaret veren ve olumsuz anlarda bile dik durmasını, direnmesini sağlayan bir ruh hali olduğunu söyleyesim geldi.

Birkaç öğrencim "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı

Düşün altındaKi binlerce kefensiz yatanı.

Dizelerinden etkilendiğini söyleyince çok vefakar, çok kadirşinas olduklarını düşündüm.

Böyle ufak tefek değerlendirmeler yaparken yıllar önce Hatıralar isimli 5 ciltlik kitabın birinde Ali Ulvi Kurucu Hocanın bir arkadaşıyla öğrenciyken Namık Kemal'in Hürriyet Kasidesini okur beğendikleri beyitleri Hocalarına beyan ederler.

Bu beyitlerden yola çıkan hocaları: "Sende bir şair ruhu var; sende de bir fıkıhçı/ bir İslam Hukuku anlayışı var." dediğini hatırladım. Tabii hatırlamak yeter mi bunları öğrencilerime aktardım. Sanki ben de okullara okuyan öğrencilerin üzerinde yapıyordum.

İstiklal Marşı'nda sizi etkileyen satırlar hangisidir, sorusunu da kıymetli bulurum. Çünkü öğrenciler kendi ruhlarına dokunan satırları bulduklarında aslında kendi karakterlerine kendi kişiliklerine bir yol bulduklarını fark edeceklerini hissederim.

Öyle değil midir gerçekten? Etkilendiğimiz şeyler yani ister bizi cezbetsin isterse bizi nefrete gark etsin fark etmez; her ikisinde bir işaret ve alamettir iç alemimiz için. Bugünlerde eğitim adına yapılacak en önemli şey öğrencilerimize kendi ruh dünyaların keşfi etmelerini salık vermek değil midir?,