Bir öncünün, bir sevilenin daha aramızdan göçüp gittiği günlere şahid olduk. Bir asra yaklaşan ömrün (93 yıl) çoğunu, pamuk gibi simasıyla etrafa mütebessim nazar ettiğini biliyoruz.

21. asırda, Asr-ı Saadet özümseyen, kıyafetlerine kadar hissettiren bir topluluk idi onlar; sarıklılar, cübbeliler ve bir tutam sakallılar... Burası Türkiye mi, İran mı diye cahilce sorulan soruların muhatabı olanlardır onlar.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetini, işlerinin bir numarası kabul edip öylece giyinmeye ve yaşamaya çalışanlardı diğer güzel insanlarla birlikte... Modern Batı toplumlarından, çağdaş yaklaşımlardan, aynı çağda olmakla beraber, çok uzak yaşayanlardı...

Dış görünüşten ibaret sayılan bu insanlar, ilimden ve salih amelden başka derdi olmayan temiz yürekliydiler...

Şeyhlerine bağlılıkları her boyutu ile kendini göstermiş sevgi ve muhabbet hanesi kurmuş nezih insanlar...

Bugün gönül sultanlarına veda ediyor ve simsiyah sakalların üzerine yağmur misali gözyaşı indiriyorlar. Biz de üzüntülü, biz de hüzünlüyüz... En nihayet dinimizi en güzel şekilde, biçim olarak temsil etme yetkinliğini taşıyanlar olarak biliyor ve tanıyoruz ...

Öncü rehber göçüp gitmeden önce hayattaki aksiyonelliğini yetkililere tevdi edip misyon olarak görevini de tamamladı... Şimdi yüreklere ateş düşmüştür. Varlığıyla serinleyen yüreklere, bakışından feyz ektiği kalpler şimdi mahzundur.

"Her nefis ölümü tadacaktır" ayetine tabi olmuştur. Bir yıldız daha Hakka yürümüş ve Rabbine dönmüştür. Zaten bu dünyaya geldiğimizden beri varmak istediğimiz yer, asıl yurt Cennet değil midir? İçimizden biri bizi bırakıp o diyarlara göçtüğü için neden bu kadar üzülürüz? Bu gurbet elde yalnız kaldığımızdan dolayı mıdır, hüznümüzün sebebi...

İnsanların hayatlarına dokunan, onların yaşam tarzını değiştiren, seven ve sevilen Peygamberlerin mirasçısı olan böyle alim zatların, böyle etkili önderlerin göçüp gitmesi ile insanlıkta büyük bir boşluk oluşmuştur her zaman.

İslam'a adanmış bir ömür, bu uğurda ağırmış saç, sakal ve tüketilen değil, değerlendirilmiş 93 yıllık hayatın sonu ve başlanılan ebedi yolculuk....

Amel defteri kapanmayacak güzel insanlar fert fert dünyanın derdinden tasasından elini ettiğini çekip huzur-u ilahiyeye revan oluyorlar. Talebeleri, evlatları daha nice sevenleri ellerini açıp af ve mağfireti için dualar ediyorlar. İnsanların gıpta edeceği böyle bir hayatı, gözler önünde yaşamış olmak ve sükunetle Rabbine dönmek ne güzel.

"Güzel olmasaydı ölür müydü peygamber" diyor ya şair. Ölüm, cenneti açılan kapı... Ölüm, rahmete varan yol... Ölüm, yepyeni bir başlangıç... Ölüm, dünya hayatını değerlendirtecek cevher...

Ölüm, varlığın ardındaki yokun varlığı...

Ölümü unutmaya çalışan modern insan, böyle güzel insanların varacağı makamları bilmeyince dünyayı gerçek Cennet sanıyor. Modern insan, kendi benliğinde debelenip dünyayı cennete çevirmeye çalışırken ahiretini alevler içinde bırakan zavallı mahluk. "Akıllı insanlar ölüme hazırlıklı olan insanlardır" hakikatini de hatırlamayan nasipsizler. "Alimin ölümü, alemin ölümü gibidir" sözünden ilham alan modern insanın hayatlarına bir değişim getirmesi dileğiyle... Ruhu için el Fatiha.