Başlık biraz havalı oldu ama konu da bunu kaldıracak kadar zengin bir konu.
İlber hoca soyadının hakkını verircesine bazı şeyleri ortalayarak anlatıyor bu bazıları için bir zaaf gibi görünebilir bence bir zenginliktir, toplumun ortalamasına hitap ediyor ki toplumların bazen böyle çimento görevi gören hem sağ hem sola hitap eden değerlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Her ne kadar kutuplarda ters gelse de.
İlber Ortaylı 2000’lerin başından itibaren Osmanlı üzerine popüler kitaplar yayınladı.
Bu kitapların da Fatih'in ölümü hakkında kesin bir dille normal ölüm ya da zehirlendi şeklinde bir hükümde bulunmadı. Son kitabına kadar.
Fatih'in zehirlendiği tezi şu görüş üzerine kuruludur. “Fatih İstanbul aldıktan sonra Roma imparatorluğu topraklarına göz dikmiş ve İtalya'yı ele geçirmeyi kafasına koymuştu.
Bu durumu önlemek isteyen Venedikliler tüm ilişkilerini kullanarak Fatih’i ortadan kaldırmışlardır.
Olayların tarihi gelişimine bakıldığında bu tezin güçlü bir ihtimal olduğu görülecektir.
Öncelikle Orta Çağ Avrupa'sında Roma imparatorluğu'nun devamı olarak kendilerini gören devletlerin oluşturduğu bir kavram vardır, Translatio İmperii.
İmparatorluğun aktarımını ifade eden yıkılan bir imparatorluğun yerini alan devlet anlamında kullanılmıştır.
Bizim Türk tarihinde de böyle bir anlayış var bir Türk devleti kendinden önceki bir devletin başkentini ele geçirmişse kendisini onun mirasçısı gibi görür.
Yetişme yıllarında Doğu Roma’nın dili Yunancayı İlyada ve Odessa'yı aslında okuyacak kadar öğrenen Fatih sonraki süreçte İtalyancayı da öğrenmiştir. Bu iki dil Batı ve Doğu Romanın konuştuğu dillerdir.
Ayrıca Fatih İstanbul'u aldıktan sonra italya'yı Akdeniz ve çevresini gösteren atlasları Batlamyus’un “Kitabül Coğrafya” eserini çevirtmiştir.
Osmanlı hükümdarı II. Mehmet Doğu Roma İmparatorluğu'nun (Bizans bir imparatorluk değildir) başkentini ele geçirince her iki anlayışta artık “Roma İmparatoru” tacını da almış bulunmaktadır.
(Osmanlılar şehrin Roma geçmişiyle barışık yaşamışlar ve şehrin Konstantiniye olan ismini resmiyette devlet yıkılana kadar korumuşlardır) Kendilerini Hristiyanlaşmış Roma İmparatorluğu'nun mirasçısı olarak gören Hristiyanlaştırılmış Germen-Barbar krallıklar ve varisleri için bu hazmedilmesi zor bir durum ortaya çıkarmıştır.
Almanlar kendilerini 1157'den itibaren Kutsal ve Roma olarak adlandırmaya başlamış, İstanbul'un fethinden sonra ise imparatorluğun ismini 1512’de “Alman Milletinin Kutsal Roma İmparatorlu- ğu’na” çevirmişlerdi. Rus Çarları İstanbul’un Türkler tarafından alınmasından sonra oradan kaçtığı iddia edilen imparator ailesi Paleologosların soyundan prenseslerle evlenmiş çocukların ismini ilk ve son imparatora gönderme yaparak Konstantin koymaya başlamışlardır. /DEVAM EDECEK

İsmail POLAT
Tarih Öğretmeni
Kaynak: gencgazete.net