Biz neden bu hale geldik:

Son zamanlarda bu soruyu kendi kendime daha çok sormaya başladım.Yaşadığımız olaylar medyada gördüğümüz , tv ekranlarında seyrettiğimiz ibretlik haberler bu soruyu sormamıza neden oluyor..

Daha öncede yazdığımız yazılarımızda bir nereye gidiyoruz diye sormuş yaşadığımız, gördüğümüz olaylardan bahsetmiştik.Bu başlık altında seri halinde biz neden bu hale geldik diye sormaya devam edeceğim ve yazmaya çalışacağım.

Geçen hafta Akçay daydık ve Altınkum mahallesinde bir akşam bir yakınımızı ziyarete gittikten sonra gece 23.00 sıralarında evimize dönerken yolumuzun ilerisinde birkaç el silah sesi duyduk. Hemen önümüzde 2-3 araç vardı trafik kilitlendi anında müdahale eden trafik ekipleri bize yolumuzu değiştirmemizi istediler.

Biz de başka bir yoldan evimize ulaştık ve arkasından birkaç tane daha polis ekip araçları siren çalarak Akçay ve Altınkum tarafına doğru koşuşturmaya başladılar. Etraftaki çok kişi ne olduğunu anlamak için evlerinin balkonuna çıkarak olanları anlamaya çalıştık. Olayın detayı ertesi gün ve sonrasında iyice ortaya çıktı.

Edremit Açık cezaevinden firar eden 36 yaşında ki Mustafa Emlik Sokak ortasında rastgele çevirdiği Uzman Çavuş Kemal Ekri yi tabancayla vurarak aracını gasbetti. Kaçarken rastgele ateş ederek Jeoloji Mühendisi Göktuğ Çalıkı öldürdü. Saldırgan uzun koşuşturma takip ve çatışma sonucu etkisiz hale getirildi. Gecenin sonunda biri uzman Çavuş biri mühendis olmak üzere üç kişi hayatını kaybetti çatışmada ikisi polis 7 kişide yaralandı.

Cinayet suçundan 22 yıl 3 ay hapis cezası alan Emlik Burhaniye T tipi kapalı cezaevine konulmuştu. Ancak infaz indirimi ve düzenlemelerle ceza süresi 5 yıl 9 ay 18 güne düşürülmüş.27 Haziran 2025 Çanakkale açık cezaevine teslim olmak üzere serbest bırakılmış ancak 48 saat içinde teslim olması gerekirken firar etmiş. Emlik 29 Haziran 2025 tarihinden bu yana arandığı halde bulunamıyordu.

Bu olaydan sonra yine her zaman olduğu gibi cezaevlerinin durumu, infaz şartları ve yaşanan firarlar yeniden gündeme geldi. Yönetmeliğe göre cezasının beşte birini iyi halli olarak geçiren ve şartlı salıverilmesine 6 yıl veya daha az kalan hükümlüler açık ceza infaz kurumlarına ayrılabiliyormuş.

Belli bir süreden sonra şahısların cezaevinde belli bir zaman geçirdikten sonra ıslah olup olmamasına bakılmaksızın açık cezaevine gönderilmesi ya da şartlı salıverilme kuralından faydalanması ne yazık ki bu tür acılı olayların yaşanmasına sebep oluyor.

Şimdi yine soruyorum biz nereye gidiyoruz veya biz neden bu hale geldik?Biz o gece biraz daha önce evden çıkmış olsyadık bu cani bizim önümüzüde kesebilirdi.Ülkemizde insan hayatının hiç bu kadar değerinin kalmadığı bir dönemi yaşıyoruz.Hiç kimsenin, hiç birimizin artık can güvenliğinin kalmadığını bir zamanı yaşıyoruz.

Bu cani belli bir süre yattıktan sonra ıslah olma durumuna bakılmaksızın nasıl sokağa salınır , izin verilir veya başka bir cezaevine nasıl nakledilir.Hiç yok yere öldürülen o uzman çavuş 7 yıl terör bölgesinde bu vatan için için canını feda ederek hizmet yapmış sonra da böyle bir caninin kurbanı oluyor.Yazık değil mi.

Hapisten şartlı salıverilen keyfine insan öldürür, boşanma aşamasında ki eşler tavuk keser gibi kadınları vurur, trafikte yol verme gibi basit bir sebepten insanlar tartışır adam öldürür, ehliyetsiz sürücüler kaldırımda yürüyeni veya durakta bekleyenleri ezerse, yan baktın davasında cinayetler işlenirse, şimdi bir de okullarda moda olan akran zorbalığından çocuklar birbirini katlederse bu işin sonu nereye varacak?

Artık bizim yazmaktan ve söylemekten bıktığımız bir şey var ki –burada bir kez daha tekrarlıyorum-bunun tek yolu en ağır hapis veya İDAM cezasının geri gelmesidir. Yoksa biz daha çok böyle olaylar yaşar biz de bu konuda daha çok yazmaya devam ederiz.

Sağlık ve esenlik dileklerimle.

Aslan Torun- BALIKESİR