Sabır nedir? “Sabır ya da dayanç, zor koşullar altında cesaret ve metanetini yitirmeme duygusudur. Sabırlı insan uzun süreli gecikmelere ve tahriklere rağmen moralini bozmadan yoluna devam eder veya beklemesini sürdürür.”
Limit nedir? “Bir şeyin nicelik yönünden ulaşabileceği en son sınır, nokta ya da yer.”
Ve son bir sorudan sonra açıklamaya geçeyim. Zafer nedir? Soruyu açarak sorayım. Kâğıt üstündeki sayısal, ekonomik, askeri, strateji vs. vs. Güçlüler mi zafere kavuşur, yoksa zafere inananlar mı? Bunun cevabını tarih veriyor zaten. “Savaşı güçlüler başlatır, Zafere inananlar kazanır.”
Hiçbir sabır limitsiz ve sonsuz değildir. Ve sözde süper güç ABD’nin ya da bebek katili İsrail, Afrika’da ve Asya’da sömürgecilikle semiren batılı devletlerin hiçbiri bu limitin aşıldığında direnememiş ve kuyrukları sıkıştırıp işgal ettikleri topraklarda, katlettikleri insanları geride bırakarak tıpış tıpış kendi kabuklarına çekilmiştir.
Hollywood, film ve dizilerinde hep kazanan, kahramanlar üreten, sinema ile barış ve adalet dağıttığını, insanların beyinlerine işleyen başta ABD ve türevlerinin hepsinin Savaş Suçu Dosyaları çok kabarıktır. Ve kazandıkları tek bir savaş yoktur. Masada kazandıkları hariç. Onları da ilgili ülkelerin ve halkların vatan hainlerini, servet, güç ve makam düşkünü soysuzlar sayesinde başarmıştır. O sözde zaferlerde, devşirdiklerinin ömürleri gibi kısadır.
Mısır’ın Trump delisinin, Netanyahu aptalının, Ben Gvir denilen sapığın karşısında, bu zorunlu Filistinlilerin yerlerinden, yurtlarından edilmesine karşı SAVAŞ SEBEBİ sayarım demesi bundandır. (Gerçi Mısır’daki Sisi’de iki günde yumuşadı ya, neyse) Trump denilen ZIR DELİ Filistin halkı için geri dönüşü olmayan yolculuk hesapları yaparken açık açık oraya BENİM OLACAK diyecek kadar şirazesini kaçırdı. Ekonomik değeri olan bu muhteşem yerleri BİBİ kısaltmasıyla sempatik hale getirmeye çalıştıkları bebek, kadın, çocuk, masumların katili, kan emici netanyahu ile imar ve ihya edeceklermiş miş te, falan da filan da…
Rahmetli Annem ben küçükken çok güzel bir şey söylerdi. “Oğlum gavurdan korkma. Gavur gavurluğunu yapar bilirsin de Müslüman görünen, bizden görünen gavurlar var ya… Hah işte asıl onlardan kork! İşte onlar asıl yılandır. Ne zaman sokacakları belli olmaz!” derdi.
Evet, birçok Arap ülkesi, Müslüman gözüken ülkeler… Ben şu ayırımı hep yaptım, yaparım. Ülkelerden bahsederken o ülkelerin halklarından bahsetmem. Ülkeyi hangi ad adı altında olursa olsun yöneten, o yönetenlerden, sisteminden, gücünden, mevki sahibi, güç sahibi olan, nemalanan, gününü gün eden, Sözünde Müslüman, özünde ise putperestlere Rahmet okutanları kast ederim her zaman.
Geldiğimiz son kertede Trump, öncesi Biden ve diğer ABD başkanları, İsrail’i yöneten Netanyahu ve öncesi tüm sözde kan emici liderler, Arap ülkelerini bugün yönetenler, dün arkamızdan hançerleyenler, Trump önünde diz çöken, onu överken, kişiliğini pas pas edenler, Afrika’dan, Asya’ya sömürge devletlerinin eski ve yeni yöneticileri… Asya doldu… Afrika doldu…
Güney Amerika dahil… Grönland safsatası… Avrupa doldu… Halkların din, dil, ırk, millet, sınır, toprak ayırmaksızın… Hepsinin, Hepimizin LİMİTLERİ doldu… Sabır çizgileri çoktan yerle yeksan oldu.
Evet Gavur Gavurluğunu yapıyor. Müslüman görünenlerde ya Gavurluğa üç maymunu oynuyor ya da o da Gavurdan aşağı kalmıyor.
Gelecek orta vadede torunlarımız, bizim 1. Ve 2. Dünya savaşı filmlerini izlediğimiz gibi, günümüzün tarihsel olaylarına ilişkin, çok fazla “LİMİT AŞIMI” isimli “Gerçek Hikayelerden esinlenilmiştir.” Mottolu filmlerini seyredecek. Çünkü Dünyada doğruları söyleyen, haksızlığa direnen, OSMANLI RUHU Hem Ülkemizde Hem Tüm Coğrafyalarda ülkelerin halkları nezdinde vücut buluyor. Doğru Millet, Doğru Lider… Dünyada da karşılık buluyor. Cumhurbaşkanımızın son ziyaretlerinde nasıl karşılandığını, neler söylendiğini, duruşunu, Türkiye’nin son dönemdeki askeri, siyasi manevralarını lütfen siyasi kimliğinizden uzak olarak izleyin. Ne mi söylüyorum… LİMİT DOLDU.
“Güçlüler savaşı başlattı, Zafere inananların da Sabır taşı çatladı.”
Eyvallah
Bekir AYDOĞAN