Hollandalı genç kız, haftada bir eline aldığı Kutsal Kitabının bir de bu açıdan okumayı kafaya koymuştu henüz sohbet bitmeden. Onun sadece okuyup sevabının vefat edenlerin ardından gönderilecek bir kitap olmadığını biliyordu zaten.
Kendi biyolojik ve ruhi yapısını, öz karakterini öğrenmek ister insan. İşte bu vesileyle kendisini hakikatin boy aynasında izlemek isteyen Kur'an-ı Kerim'e bakar. Zalimdir insanoğlu, nankördür, esfel-i safilindir, eşref-i mahluklattır... daha birçok vasfını seyreder ayetler üzerinden...
Sadece kendisinin değil, yanındakileri ve karşısındaki insanları da tanımak ister. Bu vesile ile Kur'an'daki münafık ve kafirlerin hal, hareket, tutum ve ahlakını inceleme imkanı bulur, büyük bir mikroskopta küçük canlıları izler gibi.
İnsan, içinde yaşadığı toplumla alakalı keşmekeşlikten vurdumduymazlıktan kurtulup belli bir düzen içinde yaşamak ister. İnsanın, şerefine izzetine yakışır toplumsal yapının nasıl kurulacağı ile alakalı ana çizgileri Kur'an-ı Kerim'den takip edebilir.
Bazen insan, nefsinin ihtiyacı diye derunundaki neşveyi meydada dökmek için güzel ve hoş söz, dinlemek de isteyebilir. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim'e yaklaşabilir.
Şiir okumak ister, şiir dinlemek ister ya da gerçek anlamda şiirsellik ister, ahenk ister. Derin ve yüce anlamlarda yüzmek isteyen ruhuna Kur'an-ı Kerim'den ilahi ikramlar sunabilir.
Genç kız geçen senelerde Hollanda'da yapılan güzel okuma yarışmalarını hatırladı. Özellikle bayanların okumaları hoşuna gitmişti. Bir çok Hıristiyanın müslüman olmasına sebep olan bu yüce güzel tilaveti, manası ile işte bu kitaptı. Rahman kullarıyla konuşuyor gibi hissediyor, çok heyecanlanıyor ve kendini çok özel görüyordu. Dalmıştı düşünürken ancak ekrandan gelen sesle toparladı kendini. sohbet devam ediyordu.
Toplumlar, işlenen suçları yok edecek veya azaltacak ceza anlayışı ve kanunların olmasını talep ederler. Adli makamlar da insanı suçtan vaz geçirecek, suçun hak ettiği ceza verilmesi konusundaki hakikati Kur'an-ı Kerim'den öğrenir.
İnsan, sevmeyi ve sevilmeyi çok ister her zaman. Bunun da sırlarını Kur'an-ı Kerim'den öğrenir. Çünkü elinde tuttuğu o kitap sevgi ve muhabbetin öz be öz kaynağında akıp gelmiştir Vedud olan Allah'ın katından. Onun ilahi sözleridir. benzeri insan tarafından yazılamaz olan bir vahiydir o.
Çağımızın müzmin hastalığı yalnızlıkların, bunalımların, terk edilmişliğin, dertlenecek birini arayanların kitabıdır o. Kur'an; "Seni yetim bulup barındırmadı mı?" şefkat yüklü sözü ile karşımıza çıkar yüreğine dokunur.
İnsan, bazen de hikaye dinlemek ister, abartmadan ve Hakkı batıla karıştırmadan. İnce düşünceler ve ince fikirler içinde yüzmek ister..
İnsan, yaptığı amellerin derecesinden görünmeyen alemlerde/galaksilerde neler var neler yok her şeyi bilmek ister.
İnsanoğlu rakipler ile tartışıp onları yenmeyi de diler. Affetmeyi, bağışlamayı, mutlu olmayı, büyük bir irade sahibi olmayı ister. Kitaptaki "yeminlerinize sadık kalın, verdiğiniz sözden dönmeyin ahitlerinizi bozmayın" deyişine bile hayran kalır.
Hollandalı genç kız, sevgi ve muhabbet halkasına kitap sevgisini de ekledi. Haftaya Cuma akşamına başka bir sevgi ve muhabbet halkasına katılmayı umarak bilgisayarını kapattı.
