Sevgili Köşe Yazısı Okuru,Seninle uzun bir yolculuğa çıkalım ve artık sen de bir yazar gibi düşünmeye başla istersen, diyelim.Roman kahramanların; güzel ahlaklı çirkin bir kız ile kötü ahlaklı güzel bir kız olsun.

Şimdi bu iki kahramanı belli olaylar içinde, neler yaptığını veya yapabileceğini düşünmeye başla. "Nasıl yani?" diye sorduğunu ve nereden başlayacağını bilemediğin konusunda itiraz ediyorsun sanki! Vasıfları bu şekilde belirlenmiş kahramanlarımızdan olaylar karşısında nasıl tavır takınacaklarının ip ucunu yakalamış oluyoruz, demem gerekmiyor sanırım.

Herhangi bir durumda kızların ahlakını mı öne çıkaracağız yoksa fiziksel güzelliklerini mi kullanacağız... Tabii bunu sen, yeni bir yazar olarak, düşüneceksin.

Belki de, bu kızların güzelliklerini ön plana çıkaracak; olaylar ve etkilenecek karakterler karşısında bu noktadan yürüyeceksin. Burası da sana kalmış bir şey. Artık sen bir okur değil, yazar gibi düşünmelisin. Bu düşünceler senin zihninde gel-gitler yaşarken yazacağın hikayenin sonuç kısmında vermek istediğini mesaj ve olaylar karşısındaki kahramana yüklediğin tercihlerin bizzat senin amacını belirlemiş olacak.

Hani bir şekilde eline alıp okuduğun bir hikayenin kahramanlarını giriş bölümünde tanıtıyor, gelişme bölümününde neler yaptığını biliyor, sonuçta ise tahmin ettiğin gibi ya da başka türlü bitiyorsa... O hikayenin yazarı hakkında ileri geri düşünüyorsun ya... Şimdi o pisikolojiyi sen yaşayıver.

Dürüstlük gerektiren bir şahitlik meselesi olsun hikayemizin içinde. Şahitlik vesilesiyle bir insan, hak ettiği cezayı alsın ve adalet yerini bulsun. Böyle bir mesajı vermek isterken öbür tarafta haklıymış gibi görülen ve büyük kazançlar elde edebileceği varsayılan hatta bir çok insana da iş imkanı sağlama gibi bir pozisyon olsun.

Senin hikaye kahramanına yaptıracağın şahitlik vesilesiyle birçok insan ekmeğinden olmayacak lakin doğruluk ve adalet de yerini bulmamış olacak. Güzel ahlak sahibi kahramanına doğru olanı yaptıracak; kötü ahlak sahibi olan kahramanına yanlışı doğru gibi gösterme çabasını yükleyecek ve bu mücadeleyi okuyucunun gözleri önünde sayfalar boyu sürdürüp onu meraktan öldürecek bir seviyeye getireceksin.

Hatta güzel kız, çirkin kız muhabbeti söz konusu ya, yakışıklı bir erkeğin de varlığı işin içine girmeye kendini zorlar. Jönn erkeğimiz acaba kimin dediğini nacak kimin yaptığını havuç karşılayacak.

fiziksel özelliklerini ön plana çıkararak dikkatini dağıtacak ve delikanlının ilgisini üzerinde toplayıp haksızlığa sebep olabilecek bir sona bağlayacakken son anda tahmin edilemeyecek bir sebeple güzel ahlaklı çirkin kızın haklı olduğu ortaya çıkacak.

Delikanlı tereddütler içinde geçirdiği onca zamanın ardından tüm görünenlerin ardındaki yanlışı fark edip ahlaklı kızın dürüstlüğünden dolayı sevgi ve muhabbeti hak edecek bir final tasarlayabilecek misin?

Amacın; ahlaktan, adaletten ve haktan yana olduğunu vurgulamak ise böyle bir sonuca varmak kolaydır. Önemli olan güzel ama kötü ahlaklı kızın tavırlarını savuşturabilmek. Hayatın içinde olaylar, kişiler ve karakterler, siyah ve beyaz renk tonunda ya da başka bir ifadeyle net biçimde iyi ve kötü olarak belli değildir. Şartlar ve olaylar karşısında tereddüt yaşayan herkes tarafından hissedilebilir.

Fiziksel güzelliğin göreceli olduğunu ve ahlakın daha kalıcı olup adalete, mutluluğa ve hakikate daha yakın durduğunu anlattığını varsaysak bile sayın okuyucu yazar kardeş, acaba kaç okurun bununla tatmin olacaktır.

Tabii bu mesele seni aşar sayın okuyucu yazar. Çünkü sen amacına yönelik bir fikir üzerinde karakterlerini oluşturmuş, olayları belirlemiş ve olaylar karşısındaki karakterlerin tutumunu gözlemlemiş ve sonuca varmış olmanın rahatlığıyla hikayenin sonuna koyacaksın noktayı.

Gerisi, kalpleri elinde tutan Allah'ın okur kulunda zuhur etmesini istediğin düşünceleri ve davranışların pratiğe aktarılmasına kalmıştır.