Düşüncelerimi toplumun huzurunda açıkladığım zaman insanlardan belli bir tepki alıyorum, olumlu ya da olumsuz. Fikir hürriyeti bağlamında kendi kanaatlerimi paylaştığımızda "suskun bir toplumun dili" olduğum zannına kapılırım. Bir önceki "Göbeğinizi Kapatın" isimli yazıma yoğun bir dönüş aldığımı söylemeliyim. Hatta bazı arkadaşlar farklı gruplarda paylaşmak üzere müsaade bile istediler.

Böyle dönüşler alınca ben de meseleyi yazının baş kahramanı olabilecek gençlere WhatsApp üzerinden sorup yorumlarını talep ettim. Bana göre çok ilginç değil ama yapılan yorumlar yaşa bağlı olarak değişikti. Günümüzde herhangi bir konuda büyüklerle küçüklerin farklı tepki vermesi doğal olarak kabul edilebilir bir seviyede olmalıdır. Aynı konuda büyük farkla "farklı tepkiler!" ortaya konuyorsa "önden gidenler" ile "arkadan gelenlerin" yollar çatallaşmış demektir. Hayata bakışları, dünyayı değerlendirmeleri, kutsalları, ve değer yargıları... vb. gittikçe derin bir yol ayrımına sebebiyet veriyorsa acaba sorun nedir ve sorumlusu kimdir, diye endişeyle düşünmek gerek. Böyle bir farklılaşmayı nasıl değerlendirmek gerekir? "Çağa uymak zorundayız" ile mi yoksa "gelişmiş olmak" anlamına mı gelmeli? Yoksa "milli ve manevi kültürümüze düşman olanların galibiyetinden" mi söz etmeliyiz?

Batı dünyasına yüzümüzü döndüğümüz Tanzimat'tan beri milletimiz arasındaki bu ayırım iman-küfür içeriğinde ilerledi sanki. Yanlış batılılaşmayı konu alan ama Batılılaşmaktan da vazgeçmeyen ya da bir şekilde üstü kapalı batılılaşmanın reklamını yapan romanlar, yüz yıl önce yazılmıştı. Toplumun dönüşmesinde tuzu biberi olmuştur Aşk-ı Memnu' gibi romanların. Acaba millet olarak düşüncelerimize tercüman olan " içimizdeki çakma batılıları kınayan romanlar" başımıza bela mı oldu? İster reklamın iyisi- kötüsü olmaz deyin, isterseniz " kınadığı şey başına gelmeden ölmezmış dersiniz. Liseli gençlere "Göbeğinizi Kapatın" isimli yazımı gönderdim ve yorumlarını talep ettim. Onların da fikirlerini sizinle paylaşmak isterim.

Cemre: Hocam bence herkes bu konuda özgür herkesin kendi kararı... Ömer Faruk: Herkes istediğini yapabilir hocam, dinde zorlama da yok zaten, herkesin özgür iradesi. Betül: Herkesin günahı kendi boynuna hocam... Elif: Yani hocam isteyen istediği gibi giyinebilir, sonuçta kimsenin günahı üstümüze kalmıyor.

Çiçek: Kesinlikle öyle hocam. Bir noktada kendinizce haklısınızdır, olabilir. Fakat günümüz dünyasında giyim kuşam kişinin kendi kararı ve sanıyorum ki ailesiyle bu konuda tartışan insanlar olduğu gibi, aileler, bu konuyu kızlarının kararına bıraktığı durumlar da olabilir. Kaldı ki dünyamızın tek sorunu kadınların giyimi değil. İyi akşamlar, fikirleriniz için teşekkürler ama katılmıyorum.

Bu gençlerin yorumlarında ortak nokta "kendi kararları, istediği gibi davranabilirler, onların günahları bizi ilgilendirmez..." şeklinde özetlenebilir. Yine aynı yaşıtlardan farklı yorumlar da aldık onlar da paylaşalım...

Arzuhan: Bu mesaja (yazıya) göre dolabını dizeceğim hocam tekrardan hatırlattığınız için sağ olun. Begüm: Annem ve babamla birlikte bu mesajdan çok etkilendik hocam artık göbeği açık seçerken daha dikkatli olacagız...

Rabia : Yazıda dikkatimi çeken tek cümle "böyle kıyafetlerle gezdiğin için sana zarar verecek insanları engelleyen birisi" Burada konumuz bence kızlara verilen zararın kıyafetlerle ilgisi değil, bu zararı veren erkeklerin şeref düzeyi ile ilgilidir.. Yani 6 yaşındaki küçük kız çocuğunun giydiği croptan dolayı o çocuğu da korumamız gereken bir dünyada yaşarken sorunumuz crop dar elbiseler değil insanların vicdanı bence. Dinimiz gereği bu kıyafetler uygun mu? Hayır ama, sırf bu kıyafetleri giydiği için insanları ötekileştirip "sen Müslüman değilsin" algısı oluşturmak bence crop giymekten; tayt, mini elbise giymekten daha kötü geliyor. İnsanların ne giydiğine karışmaktansa onların da bizde olan aklının olduğunu, onların da Allah'ın emirlerini bildiğini düşünerek davranmak gerekiyor bana kalırsa. Herkes her şeyin farkındayken verdiği kararlardan onlar sorumlu olur.

Furkan: Açık giyinmek, vücut hatlarını belli edecek kadar dar giyinmek dinimizce uygun değil. Neredeyse herkes bunu biliyor zaten. Bu şekilde giyinmek yasak da değil. Herkes istediğini giyebilir ve bu kişisel bir karardır. Kimse kimseye karışamaz. Ama ne hikmetse bu şekilde giyinenlere çok farklı bakılıyor. Nefsine hakim olamayan şeref düzeyi düşük insanların günden güne arttığı bir ülkedeyiz. Her koyun kendi bacağından asılacağı için bence kimsenin sorumluluğu kimseye kalmaz.

Fecabooktan da bir yorum alalım.

Sinan Özbayrak: Batı özentisi bırakılmalı. Kendi medeniyetimizin içinde bize reçeteler var. Kimleri bırakıp kimlerin peşine gidiliyor. Genç ne yapsın kimi örnek alsın. Kendi medeniyetini öcü gibi gösterilerek maalesef bizi biz olmaktan kopartıyorlar