Salih Erol'un köşe yazısı

Değerli dostlar! Bendeniz, Kur‘an-ı Kerîm okurken genellikle yanımda defter ve kalem bulundurur; bazı yerlerde durur; notlar tutarım. Aslında bu yöntem, bütün okumalarda uyguladığım bir alışkanlık halini almıştır. Kur‘an notlarım, ilâhî kelâmın bendeki tesiri; bana çağrıştırdıkları oluyor. Bazen cümlelerimin sonuna soru işaretleri takıyorum; kafama takılan sorular karşısında.

Çocukluğumda özel bir hocadan Arapça, medrese dersleri almış olmamın kıymetini bilhassa Kur‘an okumalarımda görüyorum. Çocukken, önümde açık Kur‘an; Kur‘anın arasında kalem ve yanında karaladığım kâğıtları bir gün babam görmüş ve hışımla ilerleyerek bana bir tokat atmıştı. Neye uğradığımı ilk başta anlayamadım. Meğerse kutsal kitabı çizdiğimi falan düşünmüş. Öyle yâ bizim halk, Kur‘anı çözmekten, anlamaktan çok; sarıp sarmalayıp duvara asar. İşte, bizimki de o hesap.

Hâlbuki ayetlerin altını çize çize okusam ne olacak? Günah mı işlemiş olurum? Yoksa Allah’ın mesajlarına muhatap bir kulu olarak, neler anlatıldığını daha iyi anlamak gayretimden ötürü sevap mı kazanmış olurum? Ben işin doğru, sevap tarafında olduğumu düşünüyorum. Kur‘an-ı mübîn, anlaşılması gereken kutsal, rehber bir metindir.

Ramazan ayının sonlarına yaklaştığımız şu günlerden birinin içinde kadir gecesi var, diye inanıyoruz. Hatta ekser ulemamız nokta atışı yaparcasına bu mübârek gecenin Ramazan’ın 26’sını 27’ye bağlayan gece olduğuna hükmetmiş. O halde bu yıl 17 – 18 Nisan’ı bağlayan gece Kadir gecesidir! Hiç şüphesiz ki, en doğrusunu bilen Allah’tır.

Malumunuz olduğu üzere, Kur‘an-ı Kerîm’de “Kadir Sûresi” diye adlandırılmış bir sûre var. İslâm’ın ilk yıllarında Mekke’de nazil olmuş, beş ayetlik bu sûreyi Kadir Gecesi’nde özellikle okuruz.

Kadir Sûresi’ni okurken vakt-i zamanında bazı sorular yazmışım not defterime. Müsaadenizle, onları sizinle paylaşmak istiyorum.

Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla: Kadir Gecesi’ni takvimden mi arar, sorarsın zâhir?? Nedense ben, bu özel anın bildiğimiz takvimlerden bir günle ilintili olduğunu düşünmüyorum.

Ey Yüce Allah’ım nâzil olan: “O” nedir?? Müfessir ve mütercimlerimizin “Kur‘andır o” demelerini herkes gibi bildiğim halde, yine de: “Hû: O” demenden yola çıkarak böyle bir soruyu bir kenarda tutuyorum.

Biz, Kadir Gecesi’ni nasıl idrak edeceğiz?? İdrak etmek ile bilmek aynı şey olmasa gerek! İkisinin arasında bir derece, seviye farkı olmalı! Lâyıkıyla, idrâk etmeyi nasip eyle yâ Rabb!

Gece vaktini gündüzden üstün kılan nedir?? Ya da böyle bir üstünlük var mıdır, Allah katında?? Neden Kadir Günü değil de; Kadir Gecesi?? Allah katında zamanın yek-pâre bir bütün olduğunu düşünsem de, şahsen bendeniz, genel olarak geceyi gündüzden ulvî tutarım. İnsanın kendisiyle baş başa kalma, tefekküre dalma imkânı daha çok gecede olduğu için böyle düşünürüm. Yine de işin hikmetini en iyi bilen Allah’tır ki: “Leyletül Kadr” buyurmuş.

“Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır” (97/3) buyuruyor Yüce Allah. Bu bin ayın hikmetine vakıf olmak istiyorum ve sırf o maksattan dolayı: “Acaba, neden bin ay??” sorusunu soruyorum. Bunun ortalama bir insan ömrüne (seksen yıl kadar) denk düştüğünü yorumlamış kimi müfessirler. Aslında bu yorumdan da yola çıkarak, ömrümüzün en hayırlı, en özel gecesi diyebiliriz Kadir Gecesi için.

“O gece tanyeri ağarıncaya kadar melekler ve ruh, Rabb’in izniyle her iş için inerler. Tanyeri (fecr) ağarıncaya kadar selamet vardır” ayet-i celîlelerini okurken soruyorum: Ruh nedir yâ Rabb?? (Burada Cebrail aleyhiselam kastediliyor diye yazanlar vardır).

Son sorum (Biraz da ürpererek): Yâ Rabb, tan yeri ağardıktan, şafak söktükten sonra selamet sona mı erer??

Son dileğim: Üzerimizdeki selâmetini, ni‘metini, rahmetini dâim eyle, sonlandırma Allah’ım!

Bir kul olmak hasebiyle aklıma ne vakit böylesi dinî düşünceler ve sorular gelse her zaman, yine Allah’ın kelâmına sığınır ve Bakara Sûresi’nden şu ayeti (2/32) okurum: “Senin bize öğrettiğinden başka bir bildiğimiz yoktur bizim. Sen, en iyi bilen ve en güzel hükmedensin”.

Hayatın kadrini, kıymetini bilen ve dahi şükrünü Yaradan’a sunan kullardan olanın her gecesi: “Leyletül Kadr”dır.